Başlık | Yazı |
---|---|
Bektâşîlik |
Evliyânın büyüklerinden Hacı Bektâş-ı Velî hazretlerinin tasavvuftaki yolu. |
Bektaşilik ve Hurufilik |
Sual: Hacı Bektaş-ı Veli Hurufi mi idi? |
Bel Ağrısı |
Belde çeşitli hastalıkları gösteren belirti. Bel omurları çok hareketlidir ve öne, arkaya, yanlara bükülebilir ve hatta kendi ekseninde dönebilir. Birçok bel ağrısı vak’aları bu hareketlerdeki ufak tefek bozukluklardan meydana gelir. Ağrı, bel... |
Bel Fıtığı |
Omurlararası disk fıtığı (Hernidiscal). Omurlararası disklerde çeşitli sebeplerle husule gelen, harabiyet ile kendini gösteren ve şiddetli ağrıya sebeb olan durum. |
Bel Soğukluğu | |
Belâ |
Allahü teâlânın insanları imtihan etmek, denemek için verdiği maddî ve mânevî üzüntü, sıkıntı, musîbet, âfet. |
Belâdet |
İyiyi kötüden, faydalıyı zararlıdan ayıramama; ahmaklık. (Bkz. Ahmak) |
Belâgat |
1. Sözün düzgün, kusursuz ve yerinde söylenmesi. |
Belam-ı Baura |
Sual: Belam-ı Baura, evliya mı idi? |
Beled Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin doksanıncı sûresi. |
Belkıs |
Süleymân aleyhisselâm zamânında Yemen'de Sebe' şehrinde hüküm süren Himyerîlerden bir kadın sultan. |
Belvâ-yı Âm |
Umûmî sıkıntı, meşakkat, kaçınılması mümkün olmayan zorluk. |
Ben |
Kahverengi boyaya sahip bazı maddelerin veya hücrelerin; yüz, alın ve vücudun diğer kısımlarında deri altında birikimi. Benler anadan doğma veya sonradan olabilirler. |
Ben bir zerreyim |
Hasan-ı Basri hazretlerine sevenleri sordu: |
Ben derviş miyim? |
Ey beni derviş bilen, |
Ben Ona aşık oldum |
*Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: |
Benâ Kureşî |
Büyük velî ve Şâfiî mezhebi fıkıh âlimi. Künyesi Ebü'l-Beyân olup, ismi Benâ, babasının ismi Muhammed'dir. İbn-ül-Havrânî de denir. Ebü'l-Beyân hazretleri, aynı zamanda şâir ve lügat âlimi idi. Doğum tâ... |
Benan |
Parmakla gösterilecek kadar güzel. |
Bencileyin |
Acep şu yerde varm’ola |
Bencillik |
Kendini beğenmek, kendini büyük görmek, enâniyet. (Bkz. Enâniyet) |
Bengi |
Sonsuz, tiryaki. |
Benî Âdem (Âdemoğlu) |
İnsanoğlu. |
Benî Hâşim (Hâşimoğulları) |
Peygamber efendimizin dedesi Hâşim bin Abdi Menâf'ın soyundan gelenler. |
Benî İsrâil (İsrâiloğulları) |
Ya'kûb aleyhisselâmın, on iki oğlundan gelen evladı ve torunları. Ya'kûb aleyhisselâmın diğer adı İsrâîl olduğu için, soyundan gelenler bu isimle anılmışlardır. |
Benim gücüm bu kadar |
Bir gün Nemrut, İbrahim aleyhisselamı ateşe atmaya karar verir. O kadar büyük
bir ateş yakar ki bu sefer kendisi ateşe yaklaşamaz. Bir mübarek zat, bakmış bir
karınca ağzına su alıyor, uzaktan getiriyor ateşi söndürmek için. Fakat
yaklaşamıyor, yakın bir yere bırakıyor. Evliya zat sormuş: |
Benim sonum ne olacak |
Ali Bekka hazretleri çok ağlardı. Öyle ki, gözyaşı tuzlu olduğu için yüzünde aktığı yerde iz bırakmıştı, yani devamlı aktığı için geçtiği yerleri kısmen çürütmüştü. Bu yüzden kendisine “Bekka” yani “çok ağlayan” lakabı... |
Benimdir |
Elimde cihan, |
Benimle kerpiç yaptılar |
Bir zengin öldü. Bir köşk ile iki oğlu kaldı. Köşkü taksimde anlaşamadılar. Duvardan bir ses geldi: (Benim için birbirinize düşman olmayınız. Ben bir padişah idim. Çok yaşadım. Mezarda yüz otuz sene kaldım. Sonra, toprağımla çanak çömlek yaptılar. Kırk sene evlerde kullandılar. Kırıldım. Sokağa atıldım. Sonra, benimle... |
Benli Sultan |
Asıl ismi Muhiddîn olan ve on beşinci asırda yaşadığı sanılan Benli Sultan'ın kabri Kastamonu merkez ilçesine bağlı Hamal köyüne bir saat mesâfede bir yamaç üzerinde, Ilgaz ormanının eteklerindeki türbededir. Bayramî tarîkatına mensub olan Şeyh Muhiddîn Efendi... |
Benlik ( EGO ) |
Ruhsal etkinlikleri düzenleyen merkez. |
Bennân El-Hammâl |
Mısır velîlerinden. İsmi Bennân, künyesi Ebü'l-Hasan'dır. Aslen Vâsıtlı olup babasının ismi Muhammed'dir. Bütün ömrünü Mısır'da geçirdi. Hakkı söyleyen, iyiliği emreden âlimlerin önderi idi. Ebû İmrân-ı Kebîr'in... |
Benûl-A'yân |
İslâm mîrâs hukûkunda; ölenin aynı ana ve babadan olan erkek ve kız kardeşlerinden her biri. |
Benûl-Ahyâf |
İslâm mîrâs hukûkunda Eshâb-ı ferâiz adı verilen (Allahü teâlânın Kur'ân-ı kerîmde hisselerini, paylarını bildirdiği) kimselerden ana bir erkek ve kız kardeşler. |
Benûl-Allât |
İslâm mîrâs hukûkunda baba bir, ana ayrı kardeşler. |
Benzer |
Dünya denilen yer küre, |
Benzer |
Gitmek kolay mı oraya, |