Başlık | Yazı |
---|---|
Beylem |
Çiçek demedi, buket, sunuş. |
Beyt-i Ma'mûr |
Meleklerin kıblesi. Göklerde meleklerin devâmlı tavâf ettikleri yer, makam. |
Beytül-Mukaddes (Beyt-ül-Makdis) |
Kudüs'deki Mescid-i Aksâ. (Bkz. Mescid-i Aksâ) |
Beytullah |
Beyt, ev; Beytullah, Allah’ın evi demektir. Kâbe’ye "Beytullah" dendiği gibi,
cami ve mescide de "Beytullah" denir. |
Beytullah |
1. Mekke-i mükerremede Mescid-i harâmın ortasında bulunan mukaddes binâ. Kâbe-i muazzama; müslümanların kıblesi; Fazîlet ve kıymetini bildirmek için Beytullah buyurulmuştur. |
Beytülmâl |
İslâm devleti hazînesi, mâliye teşkîlâtı. |
Beyyine |
Açık delîl. 1. Kur'ân-ı kerîm. |
Beyyine Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin doksan sekizinci sûresi. |
Beyza |
Çok beyaz, çok temiz, parlak. |
Beyzâde Efendi |
Anadolu evliyâsından. Asıl adı Ali Rızâ olup, babasının adı ise Hacı Bekir'dir. 1810 (H.1225) senesinde Harput'ta doğdu. Babası aslen Türkistanlı olup, önce Mısır'a, sonra da bu bölgenin Napolyon tarafından işgâli üzerine Harput'a göç etti. Beyzâde... |
Beyzâde Hacı Mehmed Nûri Efendi |
Anadolu'da yaşayan evliyânın büyüklerinden. İsmi Mehmed Nûri olup, babasınınki Ali Rızâ Efendidir. 1853 (H.1270) senesinde doğdu. Tahsil çağına gelip, ilk öğrenimini tamamladıktan sonra, İbrâhim Paşa Medresesinde tahsîline devâm etti. Tahsil hayâ... |
Beyzâde Mustafa Ahıskalı |
Osmanlılar zamânında İstanbul'da yetişen velîlerden. İsmi, Mustafa'dır. Künyesi Ebü'l-İşrâk olup, Peygamber efendimizin soyundandır. Babası, Artvin'in kazâlarından Şavşat'ta sancakbeyliği hizmetinde bulunduğu sırada, Mustafa Efendi Ahıska'da doğdu. Doğum târihi belli değildir. |
Bezoar |
Aşırı miktarda alınan hayvan kılları ya da bitkisel liflerin mide ve bağırsaklarda kümeleşip sertleşmesiyle oluşan kütle. |
Bî'a |
Hıristiyanların mâbedi, tapınak, kilise. |
Bî'at (Bey'at) |
1. Sözleşme, söz verme, teslimiyet. |
Bî'at-ı Rıdvân |
Hudeybiye'de Semûre ismindeki ağacın altında 400 Eshâb-ı kirâmın Peygamber efendimize, emirlerini kayıtsız şartsız yerine getireceklerine dâir verdikleri söz. |
Bi'set |
Gönderme, gönderilme. Bir peygambere peygamber olduğunun bildirilmesi. |
Bî-çûn Vebî-çigûne |
Hiçbir şeye benzemeyen, nasıl olduğu anlaşılamayan. Allahü teâlânın nasıl olduğunun bilinemeyeceğini ve akıl ile anlaşılamayacağını, idrâk olunamayacağını ifâde eden bir terim. |
Bîbî Cemâl Hâtun |
Evliyâ hâtunlardan. Horasan tarafındaki Sustan'da yaşamıştır. Doğum târihi bilinmemekte olup, 1639 (H.1049) senesinde altmış yaşını geçmiş olduğu halde vefât etti. Annesi, babası ve ağabeyi tasavvufta yetişmiş kimselerdi. Tasavvufta onların sohbetlerinde yetişip kemâle... |
Bîbî Hacere Hanım |
Hindistan'da yetişen hanım velîlerden. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin neslindendir. Büyük âlim Ebü'l-Hayr Fârûkî'nin hanımı olup, Şeyh Hüseyin Efendinin kızıdır. 1867 (H.1284) senesinde doğdu. Babası şal ticâreti yaptığı için bu y... |
Bid'at |
Sonradan ortaya çıkan şey, ilk defâ benzersiz bir şey ortaya koymak. |
Bid'at Ehli |
Peygamberimizin sallallahü aleyhi ve sellem ve Eshâb-ı kirâmının yolundan (Ehl-i sünnet îtikâdından) ayrılanlar. Bid'at sâhibi. Îtikâdda (îmânda) ve amelde (ibâdette) dinde olmayan yenilikler ortaya çıkaran kimseler, dinde reformcular. |
Bid'at Fırkası |
Peygamber efendimiz ve Eshâb-ı kirâmının yolundan ayrılanlar. Hadîs-i şerîfte Cehennem'e gidecekleri bildirilen yetmiş iki fırkadan her biri. |
Bid'at sâhibi |
Bid'at ehli. |
Bid'at-ı Hasene |
Resûlullah'ın ve dört halîfesinin zamanlarında bulunmayıp da, dinde sonradan meydana çıkan ve bir sünnetin unutulmasına sebeb olmayan minâre, medrese, mektep yapmak, İslâmî ve faydalı kitaplar yazmak gibi güzel şeyler. (Bkz. Sünnet) |
Bid'at-ı Seyyie |
Resûlullah'ın ve Eshâbının zamanlarında bulunmayıp da, dinde sonradan meydana çıkan ve bir sünnetin unutulmasına sebeb olan bozuk inanış ve ibâdet olarak yapılan işler. |
Bid’at ehli ile dostluk kurmak |
Sual: Bid’at ehliyle dostluk kurmakta mahzur var mı? |
Bid’at ehli ile niçin birleşilmiyor |
Sual: Peygamber efendimiz, (Allah’ın kulları, kardeş olun) buyurduğuna
göre, birbirlerinin hatalarını görmeyip Ehl-i sünnet ile bid’at ehli niçin
birleşmiyor? |
Bid’at ehlini kötülemek gıybet olmaz |
Sual: Bid'at ehli bazı kimselerin sapıklıklarını söyleyince, "Ölülerin kötü tarafı söylenmez. Ayrıca gıybet de olur" deniyor. Fakat bu bid'at ehli şahıslar, başta Hazret-i Osman olmak üzere Eshab-ı kiramın çoğunu kötülüyorlar. Eshab,... |
Bid’at ehlinin ibadeti |
Sual: Bid’at ehlinin amelinin kabul olmayacağına dair hadis var mıdır?
Bunun uydurma olmadığını nasıl bileceğiz? |
Bid’at nedir, ne değildir |
Sual: Bid’at nedir? |
Bid’at olmayanlar |
Sual: Bid’at ehli, aşağıda yazdığım şeylere hurafe diyorlar. Doğru mu? |
Bid’at ve bid’at ehli olanlar |
Sual: Bid’at kaç türlüdür? |
Bid’at, sünnet ve farklı ictihad |
Sual: İmam-ı Rabbani, namaza dururken niyeti dil ile söylemek bid'at
der. Bid’ati hasene’yi kabul etmez. Şimdi, dil ile niyet eden bid’at mi işlemiş
oluyor? Bid’ati hasene diyen âlimler yanlış yolda mıdır? |
Bid’atler mayın gibidir |
Sual: Dinin bir emrini hiç yapmamaktansa, azını yapmanın bir zararı
olur mu? Birkaç örnek vereyim: |
Bilal |
Su. |