Arkadaşa bildiğimizi öğretmek, nasihat etmek lazımdır. Arkadaşımızın ilme
olan ihtiyacı mala olan ihtiyacından az değildir. Nasihate ihtiyacı varsa gizli
yapmalıdır. Herkesin yanında yapılan öğüt, onu teşhir etmek ve el aleme rezil
etmek olur. Nasihati tenhada yapmalıdır.
İmam-ı Şafii hazretleri buyurdu ki:
(Arkadaşına gizli nasihat eden gerçek öğüt vermiş ve onu yükseltmiş olur. Halk
arasında nasihat vermeye kalkan onu rüsva ve perişan etmiştir.)
İnsan kendisinde göremediği kusurları arkadaşında görür. Bu sayede kendi
kusurlarını anlar. Bunun için hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Mümin müminin aynasıdır.) [Taberani]
Arkadaşına bakıp kendi kusurunu görmelidir. Nasihat kusurlarını söylemektir.
Kusurlarını söylerken kalbini kırmamaya çok dikkat etmelidir!
Kötü huyun her biri birer yılan gibidir. Birisi bize, koynunda yılan var dese
ona gücenir miyiz! Bize kötü huylarımızı hatırlatan arkadaşa da kızmamak, hatta
ona teşekkür etmek lazımdır.
Arkadaşlara hallerine göre muamele etmelidir. Maksat, karşımızdaki şahsı nasıl
memnun edeceksek öyle hareket etmelidir. Herkes her şeyden memnun olmaz. Et,
kıymetli de olsa atın önüne konmaz. Herkesin mevkiine göre muamele etmelidir.
Bir vali ile bir devlet başkanına yapılacak ikram değişiktir. Peygamber
efendimiz bir kabilenin reisi geldiğinde, sırtındaki hırkasını çıkarıp oturması
için verince, kabile reisi Peygamber efendimize olan hürmetinden dolayı, (Ben
bunun üzerine oturamam) diyerek teşekkür ve özür beyan etti. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Bir kavmin eşrafından birisi size gelirse, ona ikram edin!) [Hakim]
Eski dostlara da ikram lazımdır. Peygamber efendimiz süt annesi geldiği zaman
ikramda bulunup, (Anneciğim hoş geldin. Buyur, otur. Bir emrin varsa yapalım)
buyurdu. Kadıncağız, bazı isteklerde bulundu. Onları yerine getirdi.
Arkadaş haklarından birisi de hayatında ve ölümünde ona ve aile efradına hayır
dua etmektir. Arkadaşına kendinden fark gözetmeden dua etmelidir! Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(Arkadaşına gıyabında dua edene, bir melek, “Allah dua ettiğin şekilde
sana da versin” der. Allahü teâlâ ise, “Önce senden başlarım”
buyurur.) [Müslim]
Görüldüğü gibi, arkadaşa duayı kendimize bilmelidir. Arkadaşımız için sıhhat ve
afiyet istesek, Allahü teâlâ, (Önce senden başlarım) buyuruyor. Duayı dilimizden
eksik etmemelidir!
Bazılarına, (Bana dua et) denildiği zaman, (Ben günahkârım, günahkarın duası
kabul olmaz) diyorlar. Evet haram yiyenlerin duası kabul olmaz. Günahsız kul
bulmak belki de imkansız olduğuna göre, ne yapmak lazımdır?
Allahü teâlâ müminlere merhamet ederek bunun çaresini bildirmiştir. Bizim
duamız, kendimiz için kabul olmazsa da arkadaşımız için kabul olur. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(Bir kimsenin, kendisi için kabul olmayan duaları, başkası hakkında kabul
olur.) [Tirmizi]
O halde başkaları hakkında yaptığımız dualar kabul olmaktadır. Hemen onlara,
arkadaşlara dua etmelidir. Duayı arkadaşın yüzüne karşı yapmaktan ziyade,
gıyaben yapmak daha iyidir. Yüze karşı duada riya korkusu olabilir. Fakat
gıyapta yapılan dua hakkında buyuruldu ki:
(Bir kimsenin, arkadaşı hakkında gıyaben yaptığı dua reddolmaz.)
[Darekutni]
Arkadaşımıza olan sevgimizi bildirmek için yüzüne karşı da dua etmeliyiz!
Dua, müminin silahı olduğu için başkasına yaptığımız dua ve gıyaben yapılan dua
kabul olduğu hadis-i şerifle bildirildiğine göre, arkadaşımız bizden dua istese
de istemese de ona hayırlı dua etmeliyiz!
Öyle kimseler vardır ki, arkadaşlarının isimlerinin listesini yapmış, onlara
ismen dua ederler. Salih arkadaş büyük nimettir. Hayatında yardım ettiği gibi,
ölünce de imdadına yetişir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İnsan öldüğü zaman, mirasçıları “Ne bıraktı?” derler. Melekler ise “Ne
getirdi?” derler.) [Beyheki]
Salih arkadaş, biz öldükten sonra, dua ile istiğfar ile bize yardım eder. Salih
arkadaşları çoğaltmaya çalışmalıdır!