Sual: Yaşlı müdürümüz emekli olunca, patron, onun yerine genç bir
müdür tayin etti. Ünitemizde yaşlı bir şefimiz var. Bizi genç gördüğü için,
müdüre danışmadan, bizi topluyor, müdürden farklı emirler veriyor. Biz iki âmir
arasında kaldık. Olan bize oluyor. Ne yapmak gerekir?
CEVAP
Başsız olmak kötü olduğu gibi, iki başlı olmak da kötüdür. İki başlı iş,
doğru yürümez. Şef, müdürden daha bilgili, daha tecrübeli olsa da, kendi başına
emir vermesi yanlış olur. Bu emir verme huyu, bir hastalıktır. Büyüklerimiz,
(İnsanı en son terk eden kötü huy, emretme, şef olma arzusudur. Bu arzu
çıkmadan, can çıkmaz) buyurmuştur. Demek ki, şeflik arzusu, son nefese kadar
devam ediyor. Bundan çok az kimse kurtulur.
İki âmir olmaz. Atalarımız tecrübeleriyle bunu tespit edip, veciz sözlerle bu
gerçeği dile getirmişlerdir. Birkaçı şöyledir:
İki kaptan bir gemiyi batırır.
İki cambaz bir ipte oynamaz.
Bir çöplükte iki horoz ötmez.
Yapılacak iş, durumu müdüre bildirmelidir. Müdür de bir çare bulamazsa,
ancak o zaman patrona bildirilir. İşlerin iyi yürümesi için, müdür kötü de olsa,
herkesin ona itaat etmesi şarttır. Yine atalarımız, (İki kıbleli din olmaz)
buyurmuşlardır. İki kıblelisi sahih olmaz demektir. Bir de, (İki el, bir
baş içindir) buyuruluyor. (Elemanların, memurların, müdür kötü olsa da, ona
itaat etmeleri gerekir) demektir. Bu konuda iki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Elleri kesik, sakat bir köle olsa da, amirinize itaat edin!) [Müslim]
(Başı siyah Habeşli bir köle olsa da, amirinize itaat edin!) [Buhari]
Kur’an-ı kerimde de tek ilahın öneminden bahsedilir. Birden fazla ilah olunca
arada anlaşmazlıklar çıkar, kâinatın düzeni bozulur. Bir ayet-i kerime meali
şöyledir:
(Eğer her ikisinde [yer ve gökte] Allah’tan başka ilah olsaydı,
[aralarındaki ihtilaf yüzünden] yer ve gök harap olup giderdi.) [Enbiya
22]