Bir idare altındaki toplulukların, ahlak ve özellikleri, birbirine zıtlık
yönünden, aynı yerde yetişmiş olan bitkilere benzer. Bazısı tatlı ve faydalı,
bazısı da acı ve zehirli olur.
Herhangi bir bahçede yetişen karışık bitkilerden acı ve zehirli olan türleri
ayıklamazsa çoğalır, kuvvetlenir, tatlı ve faydalı olan bitkilerin yaşamasına,
gelişip büyümesine engel olur, telef olmasına sebep olur.
Bitkiler arasındaki acı ve zararlı otları temizlemek için bir bahçıvan gerektiği
gibi, halkın da fitneci, bölücüleri doğru yola getirecek, mazlumlardan zulmü
kaldıracak, cemiyete düzen verecek rahatlık ve huzur getirecek, idaresindekileri
seven adil bir idareye ihtiyacı vardır.
Siyaset ve adaleti iyi olan idarecinin idaresi devamlı olur. Terbiyeye riayet
olunmazsa idarede çökme arızaları görülür.
İdarecinin terbiyeye gereken değeri verip maiyetindekilere önem vermesi ve
ikramlarda bulunması terbiyenin gerekleri arasındadır.
Terbiye daima kişinin aklına, hidayet yolunda kılavuzluk eder. Terbiye elde
etmeye yönelmelidir! Çünkü terbiye aklı artırır, mevki ve mertebede olgunluğa
eriştirir, kişiliği kuvvetlendirir.
Terbiyeli kişi, edebi sebebiyle mal kazanır ve yüksek dereceye ulaşır. Fakat
babasından edep değil de mal intikal eden evlat, malı kaybettiği gibi terbiyeden
de mahrum kalır.
Mirasın hayırlısı, edep, arkadaşın hayırlısı, güzel huy, rehberin hayırlısı
iyilik yollarını gösteren, kötülük yollarını kapayan yardımcıdır.
Ticaretin faydalısı, çok çalışmaktır.
İstişareden daha çok güvenilecek dal, bilgisizlikten daha şiddetli fakirlik
olmaz.
Edebin gerekli olduğuna inanan kişi, bu iki temeli de bilmeli ki; bu
prensipleri, idaresinde uygulasın. Çünkü sağlam idare ancak bunlara dikkat
etmekle gerçekleşir:
Edebin temeli ilimdir.
İlim, şunları bilmek için şarttır:
Dini iyi bilmek için:
İşlenen suçların içyüzünü ve suçluları cezalandırmak hususunda yeterli
hukuki bilgiye sahip olmak.
Huzur ve mutluluğu ayakta tutan adaleti yaşatmak için:
İlim, âmirin bir uyarıcısı ve koruyucusudur, sahibini zulümden, hak yemekten
alıkoyar, yumuşak huylu eder.
Zulümden uzaklaştırıp maiyetindekilere şefkat ve merhamet ettirir.
İdareci, Allahü teâlâdan korkarsa, elemanlar da ondan korkar. Yani onun emrini
yerine getiremeyip üzülmesinden korkarak ne söylerse seve seve yerine
getirirler.