Başlık | Yazı |
---|---|
Endokrinolog |
Endokrin sisteminin yapı, patolojileri ve tedavisi konusunda uzman kişi. |
Endokrinoloji |
(Bkz. Hormonlar) |
Endokrinoloji |
İç salgı bezlerinin fonksiyonlarını, normal dışı çalışma sonucu oluşan hastalıklarını ve bunların tedavilerini inceleyen tıp dalıdır. |
Endometrit |
Dölyatağının (rahmin) iç zarı olan endometrıumun iltihaplanması. |
Endometriyoz |
Endometrıumun Normal yeri olan döl yatağının iç yüzünden başka bir bölgede odaklar ya da kalıntılar biçiminde bulunması ile beliren patolojik durum. |
Endoskopi |
|
Endoskopi |
Endoskop adlı bir aletle insan vücudundaki bazı organ ve boşlukları görerek incelemeye dayanan tanı ve tedavi yöntemi. |
Ene'l-Hak |
Hallâc-ı Mansûr tarafından "Ben yokum, Hak teâlâ vardır." mânâsında söylendiği hâlde, görünüşte; "Ben Hak'kım" manasına alınan söz. |
Enes Bin Mâlik |
Resûlullahın hizmetçisi. |
Enfâl |
Devlet reîsinin, herkesin elde ettiği kendisinin diyerek, harbe teşvik için gâzilere (İslâm askerlerine) ganîmet hisselerinden fazla olarak verdiği mallar. Tekîli nefeldir. Gâzileri böyle teşvik etmeye tenfîl denir. |
Enfâl Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin sekizinci sûresi. |
Enfarktüs |
Bir dokunun bir parçasının, buraya gelen kan akımının engellenmesiyle, mevzii olarak oksijensiz kalması neticesi “koagulasyon nekrozu” denen şekilde eriyerek canlılığını kaybetmesi. En sık görülen sebebi atardamarların pıhtı veya damar sertliği neticesi tıkanması veya ileri... |
Enfarktüs |
Bir bölgeye giden kan akımının azalması ya da tamamen yok olması ile oluşan dokunun beslenememesi sonucu ölümünün olması. |
Enfeksiyon |
(Bkz. Bulaşıcı Hastalıklar) |
Enfüs |
İnsanın iç dünyâsı, iç âlemi. |
Engin |
Uçsuz bucaksız deniz. |
Enise |
Cana yakın, sevimli dost, arkadaş. |
Enjeksiyon |
|
Enjektör |
Genel olarak havayı, sıvıları emmeye veya itmeye yarayan küçük pompa. Tıpta, bir doku veya boşluğa basınçlı sıvı doldurmaya yarayan âletlere bu isim verilir. Yâni enjeksiyon olayını gerçekleştiren bir âlettir. |
Enkodrom |
Kemiğin içinde gelişen kıkırdak tümörü. |
Enkontinans |
Anüs ya da idrar kesesi büzgen kasının denetim bozukluğu. |
Ensâr |
Yardımcılar. Mekke'den Medîne'ye hicretten sonra, Resûlullah efendimize ve Mekke'den gelen müslümanlara yakın alâka gösterip, malları, mülkleri, bedenleri ve her şeyleri ile yardım eden Medîneli müslümanlar. |
Ensest |
Aralarındaki akrabalık ilişkileriyle nedeniyle yasalar ya da gelenekler tarafından evlenmeleri yasaklanmış kişiler arasındaki cinsel ilişki. |
Enspeksiyon |
Gözlemek, bakmak, gözle incelemek mânâlarına gelen ve çok kullanılan bir kelime. Hasta muâyenesinin ilk basamağını teşkil eder. Çok basit olmasına rağmen, oldukça önemlidir. |
Enterit |
(Bkz. Gastroenterit) |
Enterit |
İnce bağırsağı etkileyen iltihabı süreç. |
Enurezi |
Üç-dört yaşından sonra devam eden istemsiz idrar kaçırma. |
Enzimler |
Biyokimyâsal reaksiyonları katalizleyen, protein yapısındaki katalizör maddeler. Ferment olarak da bilinirler. |
Eosinofil | |
Epidemi |
(Bkz. Bulaşıcı Hastalıklar, Salgın) |
Epidemiyoloji |
(Bkz. Salgın) |
Epidermis |
Derinin en üst katmanı. |
Epifora |
Aşırı göz yaşı salgılaması. |
Epilepsi |
(Bkz. Sara) |
Epispadias |
İdrar yolu çıkışının, normalde olduğu gibi penisin ucuna değil, üst yüzeyine açılmasıyla beliren doğumsal oluşum bozukluğu. |
Epitel |
Organ ve vücut yüzeylerini örten hücre tabakası. |