Başlık | Yazı |
---|---|
Ehl-i Kıble |
Kâbeyi kıble edinenler, müslümanım diyenler. İş ve sözünde açıkça küfür görülmeyen dalâlet (sapık) fırkalarında olanlar. |
Ehl-i kıble kime denir? |
Sual: Ehl-i kıbleye kâfir denmiyor. 72 sapık fırkanın hepsi de ehl-i
kıbledir yani namaz kılıyor. Bunlara kâfir diyenin kendisi kâfir olmaz mı? |
Ehl-i kıble ve ehl-i sünnet olmak için |
Sual: Günah işleyen müslümanlara kâfir denir mi, onlara lanet edilir
mi? |
Ehl-i Kitâb |
Hazret-i Îsâ veya Mûsâ aleyhimesselâmdan birine ve bunlara gönderilen kitâblara inanan kâfirler, yahûdîler ve hıristiyanlar. |
Ehl-i kitabın durumu |
Sual: Kur’anda ehl-i kitabın kâfir olduğu bildirilmiyor mu? |
Ehl-i Kubûr |
Kabir ehli. Kabirdekiler, ölüler. Ne kendi etdi râhat ne âlem etdi huzur, Yıkıldı gitti cihândan dayansın ehl-i kubûr. |
Ehl-i Rey |
İçtihadda, dînî hükümleri bildirmede İmâm-ı A'zam ve Irâk âlimlerinin yoluna tâbi olanlar. Bunlara ehl-i kıyâs, eshâb-ı re'y de denir. |
Ehl-i Rivâyet |
Dînî kaynaklardan hüküm çıkarırken Hicâz âlimlerinin yoluna tâbi olanlar. Bunlara; ehl-i hadîs, ehl-i eser de denir. |
Ehl-i Salîb |
Haç sâhipleri. Târihte papalığın teşvikiyle müslümanlara karşı birleşerek seferler tertipleyen, milyonlarca insanın canına kıyan, devletlerin yıkılmasına sebeb olan hıristiyan milletler topluluğu, haçlılar, hıristiyanlar. |
Ehl-i Suffa |
Medîne-i münevverede, akrabâları ve evleri bulunmayan, Peygamber efendimizin mescidinin suffa denilen ve üzeri hurma dallarıyla örtülü bölümünde kalan eshâb-ı kirâm. |
Ehl-i Sünnet |
Îtikâdda (inanılacak şeylerde) ve yapılacak işlerde Peygamber efendimizin ve O'nun Eshâbının (arkadaşlarının) ve sonra gelen müctehid İslâm âlimlerinin yolunda bulunan müslümanlar, sünnîler. |
Ehl-i Sünnet Âlimleri |
İnanılması lâzım olan din bilgilerini Eshâb-ı kirâmdan (Peygamber efendimizin arkadaşlarından) doğru olarak öğrenip, kitablara yazan ve Ehl-i sünnet îtikâdında olan İslâm âlimleri. |
Ehl-i sünnet itikadı |
Sual: Ehl-i sünnet itikadında olmanın şartları nelerdir? |
Ehl-i Sünnet Îtikâdı |
Peygamber efendimizin veEshâb-ı kirâmın (arkadaşlarının) ve onların yolunda bulunan İslâm âlimlerinin bildirdikleri doğru îtikâd, inanış. |
Ehl-i sünnet itikadını ortaya koyan |
Sual: Yazılarınızda hep ehl-i sünnet itikadının öneminden
bahsediyorsunuz. Bu itikadı ortaya koyan kimdir? |
Ehl-i Sünnet Kasidesi |
Ehl-i sünnet itikadı, sana önce, lazım olan |
Ehl-i sünnet kitaplarında uydurma hadis yoktur |
Sual: Mahmasani isimli yabancı bir yazar, Türkçe’ye çevrilen bir kitabında, Buhari’deki Acve hurması ile ilgili bir hadis için, (Buhari’deki bu hadis, ilme ve realiteye aykırıdır. İhmal, uydurma ve iftira yolu ile sünnete katılan binlerce benzerinden bu bir örnektir)... |
Ehl-i sünnet vel cemaat |
Sual: Doğru olan, sadece Ehl-i sünnet vel cemaat fırkası mıdır? |
Ehl-i sünnet vel-cemaat |
Ehl-i sünnet vel-cemaat demek, Resulullahın ve eshab-ı kiramın gittikleri doğru yolda bulunan âlimler demektir. Hak olan cemaat ve yetmişüç fırka içinde Cehennemden kurtulacağı bildirilmiş olan Fırka-ı naciyye bunlardır. Kur'an-ı kerimde, (Parçalanmay... |
Ehl-i Tarîk |
Tasavvuf yollarından birine girmiş olan. |
Ehl-i Tertîb |
Vitirle berâber en çok beş vakit namazı kazâya kalmış kimse. (Bkz. Sâhib-i Tertîb) |
Ehl-i Vukûf |
Bir mes'ele hakkında ihtisâs ve bilgi sâhibi olan, bilirkişi. |
Ehl-i Zimmet |
Cizye (vergi) vermek şartıyla İslâm devleti içerisinde yaşayan gayr-i müslim vatandaş. Zımmî. |
Ehliyet |
Salâhiyet, elverişlilik. Kişinin borçlandırma ve borçlanmaya elverişli olması. Akıllı olmak, iyiyi kötüden ayırabilmek. |
Ehliyet-i Edâ |
Şahsın dînen geçerli olacak şekilde iş yapabilmeye elverişli olması. |
Ehliyet-i Vücûb |
İnsanın, lehine ve aleyhine olan hakların doğmasına elverişli olması. Vücûb ehliyeti |
Ehlullah |
Allah adamları, Allahü teâlânın emirlerine uyup, O'nun sevgisini ve ism-i şerîfini gönlünden hiç çıkarmayan evliyâ zâtlar. (Bkz. Evliyâ) |
Ehven-i şer |
Sual: Ehven-i şer ne demektir? |
Ehven-i Şerreyn |
İki şer (kötülük)den zararı en az olanı. Bu kelime, halk arasında Ehven-i şer olarak kullanılmaktadır. |
Ekber-i Kebâir |
En büyük günâh. |
Eklampsi |
(Bkz. Gebelik Zehirlenmesi) |
Eklampsi |
İlerlemiş gebeliklerde veya doğumdan hemen sonra yüksek kan basıncı, ödem ve idrarda protein yükselmesi ile karakterize nöbetler ve önlem alınmazsa bilincin kaybolması hali. |
Eklemler |
İnsan ve omurgalı hayvanlarda vücut kemiklerinin ucuca veya yanyana gelip birleştiği yer. İnsan vücûdunda kemik ve kıkırdaklar, eklemler vâsıtasıyla bir arada tutulurlar. Eklemler kemiklerin hareketini sağlarlar. |
Eko |
Yankı. |
Ekokardiyografi |
Ultrasonik ses dalgalarıyla, kalbin değişik yapılarını inceleme imkânı veren bir teşhis ve araştırma metodu. |
Ekokardiyografi |
Ultrason dalgalarıyla kalbin duvarlarının kalınlığı ve kapakçık parçalarını hareketlerini belirlemeyi sağlayan bir tanı yöntemidir. |