Başlık | Yazı |
---|---|
Mukadderât |
Allahü teâlânın olacak şeyleri ezelde (sonsuz öncelerde) bilip takdîr ettiği şeyler, kader, alın yazısı (Bkz. Kazâ ve Kader) |
Mukaddes |
Mübârek, kutsal. Ayb, çirkin ve kötü şeylerden uzak; temiz. |
Mukaddes |
Mübarek, temiz. |
Mukaddes Âlem |
Görülemeyen ve hissedilemeyen mânâ âlemi. |
Mukaddes Kitablar |
Allahü teâlânın Cebrâil aleyhisselâm vâsıtasıyla peygamberlerine gönderdiği kitâblar (Bkz. Semâvî Kitablar). |
Mukaddesât |
Ta'zîm ve hürmet edilmesi lâzım olan şeyler, kıymetler. |
Mukaddim (El-Mukaddim) |
Allahü teâlânın ism-i şerîflerinden: Mahlûklardan (yaratılmışlardan) bâzısını bâzısından önce var ve yok eden; dilediğini kendine yakınlaştıran, dilediğini uzaklaştıran, kendisine yakın kıldığı meleklerini, peygamberlerini aleyhimüsselâm ve â... |
Mükâfât |
İyi karşılık. |
Mukallid |
1.Amelde, yapılacak işlerle ilgili konularda müctehid denilen derin âlime tâbi olan, uyan kimse. |
Mukarreb |
Yakınlaştırılmış. |
Mukarreb Melek |
Allahü teâlânın huzûrunda bulunan melekler. |
Mükâşefe |
Kalb gözü ile görmek. |
Mükâteb |
Efendisi ile anlaşıp belli bir ücret ödeyince hür olacak köle. |
Mukâvele |
Sözleşme, yazılı sözleşme. |
Mukâyada Satışı |
Altın ve gümüşten başka, ayn (belli) olan bir malı yine ayn olan mal karşılığında satmak. |
Mukayyed |
Kayıtlanmış, bağlanmış; mutlak olmayan, bir sıfat, hâl, gâye veya şarta bağlı olan lafız (söz). |
Mukayyed Müctehid |
Mezheb imâmının koyduğu usûl ve kâidelere uyarak, dînî delillerden (kaynaklardan) yeni hüküm çıkaran İslâm âlimi. Müctehid fil mezheb de denir. (Bkz. Müctehid) |
Mukayyed Su |
Cinsi ve sıfatı birlikte söylenen ve herhangi bir şeyle kayıtlanmış sular. (Bkz. Mâ-i Mukayyed) |
Mukbil |
Mutlu, bahtiyar, mübarek. |
Mukbile |
Mutlu, bahtiyar, mübarek. |
Mükellef |
Bir şeyi yapmaya ve yerine getirmeye mecbûr olan; Allahü teâlânın emir ve yasaklarından mes'ûl (sorumlu) olan; îmânı olan, âkil (akıllı) ve bâliğ (evlenme yaşına, ergenlik çağına ulaşmış) olan kimse. (Bkz. Ef'âl-i Mükellefîn) |
Mükemmel insan nasıl olur |
Sual: Bir müslüman olarak insanlara karşı nasıl davranmalıyız? |
Mükemmil |
Olgunlaştıran, yetiştiren. |
Mükerrem |
Muhterem, azîz, saygı değer. |
Mükerrem |
Şerefli, yüce, aziz, hürmet ve tâzime erişmiş. |
Mukîm |
Doğduğu veya evlendiği veya hep kalmak niyyeti ile yerleştiği yerde oturan veya 104 km ve daha uzak bir yerde giriş çıkış günlerinden başka on beş gün veya daha fazla kalmaya niyet eden kimse. Mâlikî ve Şâfiî mezheblerinde dört gün kalmaya niyet eden ve kendi... |
Mukît (El-Mukît) |
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (ism-i şerîflerinden). Beden için görünen kuvvet, rûh için mânevî kuvvet yaratan, her şeye kuvvet veren. |
Mukolitik |
Mukus’u eriten anlamındadır. Yani, akciğerde oluşan ve katılığı nedeniyle çıkarılmakta güçlükle karşılaşılan mukus’un (balgam) kıvamını azaltarak, atılmasını sağlayan ilaçlar. |
Mukoza |
|
Mukoza |
Bazı organların iç yüzlerini kaplayan ve salgı üreten doku tabakası. |
Mükrih |
Bir kimseyi istemediği bir şeyi yapması için zorlayan, tehdîd eden. (Bkz. İkrâh) |
Mükrim |
İkram eden, misafir ağırlayan. |
Mükrime |
İkram eden, misafir ağırlayan. |
Muksit (El-Muksit) |
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (ism-i şerîflerinden). Adâlet sâhibi, zâlimden mazlûmun hakkını alan. |
Muktedî |
İktidâ eden, uyan; namazda, iftitâh (başlama) tekbîrine yetişemeyen. |
Muktedi |
İktida eden, tâbi olan, uyan. |