Başlık | Yazı |
---|---|
Merhamet |
Şefkat, acıma, bağışlama. |
Merhamet etmek |
Sual: Merhamet etmek ne demektir? Dinimizde merhamet etmenin önemi
nedir? |
Merhametten maraz doğar |
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: |
Merhûm |
Rahmetle bezenmiş. |
Meriç |
Ege denizine dökülen nehir. |
Merkez Efendi |
Osmanlılar zamânında İstanbul'da yetişen büyük velîlerden. İsmi Mûsâ olup, Merkez Muslihuddîn lakabıyla meşhûr oldu.Denizli'nin Sarhanlı köyünde, 1463 (H.868) senesinde doğdu. 1551 (H.959) senesinde İstanbul'da vefât etti. |
Merset |
Kerim, cömert. |
Mert |
Sözünün eri, yiğit, bahadır. |
Mertebe |
Derece, makam. Vilâyet yâni evliy... |
Mertebe-i Vehm |
Var olmadığı halde, var görünen. |
Merve |
Kâbe-i muazzamanın yakınında bulunan ve hacda, aralarında sa'y denilen ibâdetin yapıldığı iki tepeden biri. (Bkz. Safâ ve Merve) |
Merve |
Kâbe yakınındaki küçük bir tepe. |
Meryem |
Dinine bağlı. |
Meryem Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin on dokuzuncu sûresi. |
Merzûk Sârifî |
Zebid şehrinde yetişen evliyânın bü-yüklerinden. İsmi, Merzûk olup, babasınınki, Hasan’dır. Nisbesi Yemenî’dir. Babası, Züâl’den gelip Zebid’de yerleşmişti. Doğum târihi belli değildir. Merzûk hazretleri orada yetişti. İbrâhim-i... |
Meş'ar-ül-Harâm |
Mekke-i mükerremede, Arafât ile Minâ arasında bulunan Müzdelife'nin sonunda Cebel-i kuzah yakınında bir yer. Meş'ar, şiâr (alâmet) yeri demektir. Meş'ar denmesi; ibâdet yeri olması; haram diye vasıflandırılması ise, hürmeti ve kıymeti sebebiyledir. Allah... |
Mes'elede Müctehid |
Mezheb reîsinin bildirmediği mes'eleler için, mezhebin usûl ve kâidelerine bağlı kalarak, dînî delillerden hüküm çıkaran âlimler. |
Mes'ud |
Mutlu. |
Mesadet |
Mutlu. |
Meşakkat |
Zorluk, güçlük, zahmet. |
Mesane |
Böbreklerde meydana gelen idrarın, idrar boruları (üreterler) ile gelerek atılmadan önce toplandığı düz kaslardan yapılı kese. |
Mesânîd |
Meşhûr ve çok kıymetli hadîs kitablarından; İmâm-ı Ahmed bin Hanbel'in "Müsned'i", Ebû Ya'lâ'nın "Müsned'i", Abdullah Dârimî'nin "Müsned'i" ve Ahmed Bezzâr'ın "Müsned'i"nin hepsine birden verilen... |
Meşâyıh |
Şeyhler, velîler, evliyâ. Şeyh kelimesinin çoğuludur. |
Meşâyıh-ı Kirâm |
Büyük velîler, büyük zâtlar. |
Meşâyıh-ı Müstakîm-ül-Ahvâl |
Hâlleri İslâmiyet'in emirlerine uygun olan zâtlar. |
Mesbûk |
Cemâatle namaz kılınırken imâma birinci rek'atte yetişemeyen yâni ilk rek'atin rükûundan sonra imâma uyan kimse. |
Mesbukun namazı |
Sual: Namaza geç kalıp, imama, çeşitli rekatlarda yetişen kimse, nasıl
hareket eder? Hepsine ayrı ayrı misal vererek anlatır mısınız? |
Mescid |
Müslümanların ibâdet yaptıkları yer. |
Mescid-i Aksâ |
Kudüs'te Süleymân aleyhisselâm tarafından yaptırılan mescid. Beyt-i Mukaddes (Makdis). |
Mescid-i Dırâr |
Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz zamânında münâfıkların (inanmadıkları hâlde, müslüman görünenlerin) fitne, fesâd yuvası ve silah deposu olarak Kubâ'da yaptırdıkları mescid. Allahü teâlâ âyet-i kerîmede me... |
Mescid-i Harâm |
Ka'be-i muazzamanın etrâfında üstü açık olan câmi. |
Mescid-i Hîf |
Yetmiş peygamberin namaz kıldığı bildirilen Minâ'daki mescid. |
Mescid-i Kıbleteyn |
Peygamber efendimiz Medîne-i münevverede öğle veya ikindi namazında iken kıblenin Kudüs'ten Kâbe'ye döndürülmesi emrinin geldiği mescid. |
Mescid-i Kubâ |
Resûlullah efendimizin Mekke'den Medîne'ye hicret ederken Kubâ köyünde yaptıkları mescid. |
Mescid-i Nebî |
Peygamber efendimizin, hicretten sonra Eshâb-ı kirâm (mübârek arkadaşları) ile birlikte Medîne-i münevverede inşâ ettiği mescid, câmi. Mescid-i Resûl, Mescid-i Saâdet ve Mescid-i Şerîf de denilmektedir. |
Mescid-i Seâdet |
Mescid-i Nebî. |