Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İslamiyet’e zarar verenlere kızmak şarttır. Bunu görüp de kızmamak uygun
olmaz. Yeri geldiğinde, kızmak da lazımdır. Celallenmek de lazımdır. Aşırı
merhametten maraz doğar. Bu kızmak, buğz etmek, kalble olur. Yoksa kimseyle
kavga, münakaşa edilmez. Tarihte bazı devletler, hükümdarlarının fazla
merhametiyle perişan oldu, yıkılıp gitti.
Bir kimsenin, salih bir zat olmasının alâmeti, bütün Müslümanlara karşı şefkat
ve merhametinin çok oluşudur.
Bir kâfir ülkesinde, bir subayın Müslüman olması, yüz sivilin Müslüman
olmasından daha önemlidir. Bir öğretmenin Müslüman olması ise, yüz subayın
Müslüman olmasından daha kıymetlidir. Her Müslümanın hedefi de, en kârlı iş için
çalışmak olmalıdır. Yani tohumu en mümbit yere ekmeye çalışmalıdır. Semeresi de
ona göre çok olur.
Var olmak için önce yok olmak lazım. Yok olmadan var olunmaz. İki zıt kutup bir
arada bulunmaz, hem var hem yok olunmaz. Önce yok olmalı ki, ondan sonra var
olunabilsin. Var olmak, yok olmaktan geçiyor.
Büyüklerin vefatından sonra, himmet ve tasarrufu artar. Evliyanın ruhu dünya
hayatındayken bedeninde hapistir, vefatından sonra ruh serbest kalır. Sağlığında
kınındaki kılıç gibidir. Vefat edince kınından çıkan kılıç gibi tasarrufu ve
himmeti kat kat artar.
Hadis-i şerifte, (Bir kişiye deli denmedikçe, o kişinin imanı tamam olmaz)
buyuruldu. Buradaki deli, hizmet delisi anlamındadır; çünkü nefis kâfir olduğu
için, bu hizmete engel olur. İnsan nefsini ayaklar altına alıp, bir kişiyi daha
Cehennem ateşinden kurtarmak için yola çıkarsa, insanların hidayeti için gece
gündüz demeden çalışırsa, doğru din kitaplarını tavsiye eder ve bu kitapları,
ücretsiz olarak tanıdıklarına verirse, nefsi ona sen delisin der.
Allah’tan korkmalı, hiçbir Müslümanın aleyhinde konuşmamalı. Biz onun hesabını
görmekle görevlendirilmedik. Allah kuluna zulmetmez. Eden kendine eder. Hata
kusur görmeyelim. Olmuşsa da affedelim. Hep iyi tarafını görelim, hep iyi
tarafını konuşalım, hep iyiliğinden bahsedelim. Hiç sevmiyorsak, susalım.
Bir kadının kocasının yüzüne karşı gülmesi; fakat yokluğu zamanında ona
hıyanette bulunması, Cehennemlik olduğunun alâmetidir.
Şu iki derdin ilacını bulmak çok zor:
1- Ahmaklık,
2- Huysuz kadın.
Kadının asalet ve şerefi, Allah’tan korkmak; zenginliği Allah’ın kısmetine razı
olmak; süs ve ziyneti iyilik ve cömertliğe bürünmek; ibadeti kocasına güzel
hizmet etmek; gayret ve himmeti de ahireti için hazırlıkta bulunmak olursa,
bütün bunlar kendisinin iyi kadın oluşunun alâmetleridir.
Bir kimse, hanımının eza ve cefasına sabır ve tahammül edemezse, kendisinin
derecesinin ondan üstün olduğunu da iddia edemez!