Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Allahü teâlâ tevbe istiğfar edeni muhakkak affeder. Kim istiğfar ederse,
muhakkak kabul olur. Nasr suresinde mealen, (Rabbine istiğfar et, o muhakkak
tevbeleri çok kabul edendir) buyuruyor. Hud suresinde de mealen,
(İstiğfar okuyun, imdadınıza yetişirim) buyuruyor. Tevbe edelim. Allahü
teâlâ, tevbe edenin tevbesini kabul eder. Peygamber efendimize birisi gelip dedi
ki, ben bir günah işledim, tevbe ettim, Allahü teâlâ tevbemi kabul etti mi?
Peygamberimiz, etti buyurdu. Adamcağız, peki tekrar günah işledim, tekrar tevbe
ettim yine kabul etti mi dedi. Peygamberimiz tekrar, etti buyurdu. O zat
tekrar sorunca, Peygamber efendimiz; (Boşuna nefesini tüketme, kıyamete kadar
da bu sürse, sen tevbe ettikçe Allahü teâlâ seni affeder) buyurdu.
*Her namazdan sonra on bir İhlâs okumayı ihmal etmemeli. Peygamber efendimiz
buyuruyor ki:
(Üç şey kendisinde bulunan kimse, Cennete dilediği kapıdan girecektir: Kul
hakkını ödeyen, her namazdan sonra on bir defa İhlâs suresini okuyan, katilini
affederek ölen.)
*İman varsa, her şey var demektir; iman yoksa hiç bir şey yoktur. İman hayattır,
candır. Beden topraktan var oldu, tekrar toprak olacaktır. Bedene can veren
imandır. Büyük zatlar, imansız bedeni seyyar kabre benzetmişlerdir.
*Ehl-i sünnet itikadını yaymak kimlere nasip olmuşsa, çok şükretsinler,
hâllerini bozmasınlar. Allahü teâlâ elimizden alır, başka diyarlara, başka
kullarına verir diye çok korksunlar. Bu bir rahmet bulutudur. Gezer, kim ve
neresi layıksa oraya rahmetini bırakır. İtaatsiz hizmet olursa, fitne olur.
Hizmetin itaate uygun olmasının bereketi vardır.
*Edepli insanın ömrü artar.
* Müslümanın hedefi sonsuza olmalıdır.
*Müminin neşesi yüzündedir. Asık suratlı olmak ona yakışmaz.
*Müslüman, almak için değil vermek için uğraşır; çünkü Müslüman için dünya, alma
değil, verme yeridir. Almak ahirettedir.
*Namaz, Müslümanın sermayesidir. Bunun hesabı verildi mi, gerisi kolay olur.
*Sadaka verip, çok iyilik yapmalı. Sadaka ömrü uzatır, kazayı, belayı, hastalığı
savar.
*İnsanlar üç kısımdır:
1- Gıda gibi olanlar, her zaman gerekir.
2- İlaç gibi olanlar, bazen gerekir.
3- Hastalık gibi olanlar. Bunlar gerekmezse de, gelip musallat olur.
Bunlardan kurtulmak için, müdara etmek gerekir.
* İyiliği Allah için yapmak lazım, iyilik ticaret değildir, yani tüccarlık
değildir. Ben bunu yaptım, sen ne yaptın veya ne yapacaksın denmez. Sen yap
unut, hiç ummadığın yerde karşına çıkar.
* İki şeyi unut, iki şeyi unutma. Yaptığın iyilikleri unut, sakın bir daha
bahsetme. Çünkü her anlatışta, bir miktar daha sevabı gidiyor. O yazılmış bir
sevap, unut. Sana yapılan kötülükleri de unut. Neden, çünkü sabrettin Allahü
teâlâ sana bir ecir verdi, her söylediğinde kaybediyorsun. İki şeyi de unutma.
Allahü teâlâyı unutma bir de ölümü unutma.