* Düşmanını tanımayan dostunu bulamaz. Nefsini tanımayan Allah’ı tanıyamaz,
nefsini tanıyan Allah’ı tanır. Nefsten kurtulmadıkça, insan kendini emniyette
hissedemez. En büyük mücadele nefsle olmalıdır. Bu iş bir tarikat yolu değil,
Allah’ın dinine sarılmak yoludur.
* Allahü teâlâ ile kullar arasındaki günahlar için şefaat, af çok amma, kullar
arasındaki günahlara şefaat, af yok. Adalet var, mahkeme var. Haklı olsa bile
insanlar mahkemeye gitmekten korkar. En iyisi sulh yapmak ister, mahkemeye
düşmek istemez. Ya o haklı ise. Ahirete giderken borçlu gitmeyin. Alacaklı gidin.
Zalim olmayın mazlum olun. Zalim verecek mazlum alacak. Sevaplarımızdan
vereceğiz alacaklılara, yoksa onların günahlarını yükleneceğiz. (Ben haklıyım)
diyen çok insan orada haksız çıkacaktır.
* Bir kalb kırmak, senelerce ibadet, zikir sevabının hepsini alıp götürür. Öyle
bir din ki, kâfirin dahi kalbini kırmak yok. Nerde kaldı ki Allah-Peygamber
diyen bir müslümanı kırmak.
* Şeytan insana ibadet ettirir. Peki, yaptıklarımızın rahmani mi, şeytani mi
olduğunu nasıl bileceğiz? Şeytan, tam dine uygun şekilde, yani ehl-i sünnet
itikadına uygun şekilde ibadet ettiremez. Ancak bir eksikle ibadet ettirir. Yani
o ibadeti bozan, kabul ettirmeyen bir eksikle ibadet ettirir. Mesela, 5 kuruş
zekat borcun var, bunu sana verdirmez. Buna yaklaştırmaz. Bunun yerine
milyarlarca sadaka verdirir, hayır hasenat yaptırır. Mesela iki rekat kaza
namazı borcun var, bunu kıldırmaz, sabahlara kadar tesbih çektirir, zikir
ettirir, nafile namaz kıldırır, ağlatır sızlatır. Halbuki, dinimiz 5 kuruş
zekatını ver diyor, iki rekat kaza namazını kıl diyor. Bunlar farzdır, dinin
isteğidir, hesabı azabı var. Biz ise ne yapıyoruz; kendi isteğimizi yapıyoruz,
şeytanın isteğini yapıyoruz. Bu yüzden dinimizi doğru şekilde ehl-i sünnet
âlimlerinin kitaplarından öğrenmeliyiz.
* Neyin faydalı neyin zararlı olduğunu ayıran İslamiyet’tir. İnsanlar faydalı
sanır, zararlı olabilir. Zararlı sanır faydalı olabilir. Allahü teâlâ
bildirmeseydi, insanlar bilemezdi. İslamiyet’i bilen, dünyanın zararlarından
kurtulur.
* İbadetin kabul olması için şartlarına uygun olması lazım. Birincisi;
şartlarını öğrenmek, sonra; şartlarına uygun şekilde yapmak, üçüncüsü; ihlas ile
olması lazımdır. İhlas ile olmayan ibadet hiçbir işe yaramaz.
* İnsanın nefsi, başkasına soru sordurmaz, ben biliyorum der, o ben
kelimesi insanı yıkar.
* Muvaffak olmak iki şeye bağlıdır. Doğruluk, sevgi ile yaklaşmak ve herkesle
barışık olmak.
* İnsanların felaketine sebep olan şey ikidir. Biri kendine güvenmek, diğeri,
kendi gibi bir âcize güvenmektir. Bunlara değil, Allah’a güvenmek lazım.