* Beynin sağlam olması lazım. Diğer uzuvlardaki ufak tefek rahatsızlıklar bir
şekilde halledilir. Ama beyin rahatsız olursa, bütün vücut felç olur. Lider,
beyin gibidir. Ehl-i sünnet itikadı beyin gibidir, doğru kılınan beş vakit namaz
beyin gibidir.
* Vücut, 3 temel unsurdan oluşur:
Beden + Ruh + Nefs
Bedenin gıdası, topraktan yaratıldığı için topraktır. İhtiyacı, su, sebze, meyve,
et ve hasılı bunların ihtiva ettiği madenler vs. İhtiyacı bunlarla giderilir,
verilmezlerse zayıf düşer, hiçbirini almazsa ölmek zorunda kalıyor.
Ruh Âlem-i emirden gelmedir, çok mübarek, mukaddes bir nurdur. Ruhun gıdası,
ibadettir, itaattir, zikirdir, tevbedir, duadır. Onları tedavi için peygamberler
ve kitaplar gönderilmiştir. Ruh hastalığı budur, akıl hastalığı ruh hastalığı
değildir. İnkâra saparsa ruh mecazen ölür. Ruhun ölmesi o kimsenin kâfir olması
demektir. Her şeyin cezası sınırlıdır ama küfrün cezası Cehennemde sonsuz
kalmaktır. İmanın mükafatı da Cennette sonsuz kalmaktır.
Nefsin gıdası haramdır, vazifesi, haram işlemek, nefse o gıdayı vermeyeceğiz ,
ama göz ardı da etmeyeceğiz. Sus payı helal olanlardan, verilecek.
* Herkesin belli bir sınırı vardır. Herkesin hakkına riayet etmek gerekir.
Müslüman kimsenin hakkını yemez, hakkını da yedirmez.
* Sabrın başlangıcı çok acıdır, sonu baldan tatlıdır. Allahü teâlâdan razı
olandan, Allahü teâlâ da razıdır, kazaya rıza evliyanın şanındandır. Sevgiliden
(Allahü teâlâdan) gelen bela bahşiştir, bahşişini kabul etmemek büyük hatadır.
* Tefviz, her şeyin Allahü teâlânın takdiriyle olduğuna inanmak, işlerini Allahü
teâlâya havale etmek, Onu kendine vekil yapmak, Ona tevekkül edip, güvenmek,
Ondan gelenlere sabretmek demektir. Bu zor da olsa çok kıymetlidir.
* Kul Allahü teâlâyı arzu ederse, Allahü teâlâ her türlü maniyi kaldırır ve
Mevla’yı bulur.
* İki türlü ilim vardır, akli ilimler ve nakli ilimler. Bu iki ilim ayrılmaz,
ayrılırsa bu iki ilime sahip olanlar birbirine düşman olur.
* En kıymetli ilim haddini bilmektir. Bütün kavgalar dünyayı paylaşmaya
çalışmaktan ve haddini bilmemekten meydana gelmektedir. İnsan cömert olursa
herkes onu sever ve onunla kimse kavga etmez. Hasis insanlar etrafına bir şey
vermeyip, dünyayı hep kendilerine almaya uğraştıklarından huzursuzdurlar,
sevimsizdirler ve insanlar onlarla devamlı mücadele ederler.
* Şah-ı Nakşibend hazretlerine sormuşlar, (Efendim bu yolun esası nedir, başı
nedir?) Buyurmuşlar ki, (Edeptir.) Ortası nedir demişler, (Yine edeptir)
buyurmuş. (Peki ya sonu nedir?) demişler, (Yine edeptir) buyurmuş. Neden? Çünkü
hiçbir edebe riayet etmeyen Allah’ın dostu olamaz. İlla edep, illa edep. Edep
haddini bilmektir. En yüce ilim haddini bilmektir.
* İmam-ı a’zam hazretlerini akıl ile anlamaya çalışmak akılsızlıktır.
* Büyükler hastalık, dert ve sıkıntılardan hiç şikayetçi olmadı. Bunları kim
gönderdi? Allah. Hiç Sevgiliden gelenden şikayet edilir mi? Hiç Allah kullara
şikayet edilir mi?
* Bir yere çıkmak zordur, ama o yeri korumak daha zordur.