Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Bir şeyi tanımak için, ilmin ve görmenin dışında, tatmak, koklamak ya da
dokunmak lazım. Eğer dünyanın kokusu olsaydı, koklayan âşıkları ancak ölüm
zamanında ayılırdı.
Ramazan-ı şerifte bir sayfa Kur'an-ı kerim okuyana, 100 nafile hac sevabı vardır.
Son nefeste, “Allah” yerine “kurtar doktor” demek, iflas ettiğine alamettir.
İnsan ya aklına, ya nefsine, ya şeytana ya da İmam-ı Rabbani hazretleri gibi bir
büyüğe teslim olur. Büyüklere teslim olup, kurtulmalı. Teslim olundu mu, akla
uymak olmaz. Ya gemiye binmemeli, ya da binince kaptana teslim olmalı!
Bu dünyada aldanan olalım, aldatan değil. Ben haklıyım demeyelim, ben haksızım
diyelim. Ben haklıyım diye ahirete bırakırsak, haksız çıkabiliriz. Bu dünyada
herkesle helalleşelim. Sen haklısın diyerek rahat edelim. Sakın işimizi ahirete
bırakmayalım. Bir kimse Peygamberlerin ibadetini yapsa, helalleşmek veya ödemek
suretiyle kul hakkından kurtulmadıkça, Cennete giremez.
Dinli dinsiz herkese, hep iyilik edelim. Hiç iyilik edemezsek, güler yüzlü,
tatlı sözlü olalım. Tatlı dil, güler yüz; hem bizi koruyan, hem de düşmanımıza
dahi zarar vermeyen, aksine onu ferahlandıran çok güzel bir huydur.
Bir yerde olan, hakiki bir âlime uyan, her yere kavuşur. Her yerde olan,
hepsinden faydalanayım diyense dağılır, kaybolur gider.
Şu üç özellik büyükler tarafından çok beğenilir:
1- Namazı aksatmamak,
2- Anne duası almak,
3- Merhametli ve cömert olmak.
Merhamet cömertlikten, cömertlik de doğuştan gelir.
Bir kimsenin gelip bir arkadaşını şikâyet etmesi, büyüklerin en sevmediği
şeylerden birisidir.
Peygamber efendimiz Miracda ümmetim dediği için, küfre düşmemiş olan
bid'at ehli de Cehenneme girip daha sonra Cennete girecekler.
Bu dünya ahiretin tarlasıdır. Bir şey ekmeli ki, öbür tarafta biçilebilsin. Eğer
bu tarlaya verilen tohum ekilmezse, tohum yenir veya zayi edilirse, ahirette bir
şey elde edilemez, bir şey biçilemez, bir şey toplanamaz. Bu dünya tarladır.
Tohum nedir? Allahü teâlânın verdiği ilim, mal, kuvvet, sıhhat, iman, ihlâstır.
Boşa harcamayıp bunları bu tarlaya eken, ahirette bire bin, yüz bin, beş yüz
bin, artık ne kadar lütuf verilirse, o oranda biçecektir.
Şeytan birine günah işletemeyince ona nafile ibadet yaptırır. Mesela, sabaha
kadar namaz kılıp, zikreden birine, herkes mışıl mışıl uyurken ibadet ettiğini
düşündürür, ucba kibre düşürür. Onu bu şekilde mahveder. O şahıs da insanların
mahvolduğunu, kendisinin kurtulduğunu zanneder. İmam-ı Rabbani hazretleri, bu
yolda kendini uyuz köpekten aşağı bilmeyen kişiye, Allahü teâlânın büyüklüğünü
tanımak nasip olmayacağını bildiriyor.