* Dünyada en zor iş, karar vermektir. Yani, peki demek mi, hayır demek mi?
Eğer Allah korusun, peki denecek yerde hayır denirse, hayır denmesi gereken
yerde de peki denirse küfre girilebilir Büyük bir zata, (Hep hocanızdan
bahsediyorsunuz, hocanız size ne öğretti ki hep ondan bahsediyorsunuz?) diye
sormuşlar. O zat da; (Hocam bana, nerde peki denir, nerde hayır denir, kim
sevilir, kim sevilmez onu öğretti. Bu da bana yetti) buyurmuş.
* Allah için istişare edince, Allahü teâlâ en iyisini karşınıza çıkarır.
İstişare etmek, sormak nefsi kırar. Sormamak nefsi azdırır. Hiç kimse ilminin
çokluğuyla iftihar etmemelidir. Çünkü ondan daha çok bilen vardır. Şeytan
meleklerin hocasıydı. İlmi onu kurtarmadı. Neden? Çünkü bizim dinimizin üç
safhası vardır: İlim, Amel, İhlâs.
İlim tek olarak, insanı kurtarmaz. Eğer bir insan, bildiği ile amel etmezse,
(Bildiğin halde niye yapmadın?) sorusuna cevap veremez. Hiç bilmemek var, bir de
bildiğini yapmamak var. İlim tamam, amel de yapılmış, güzel, ama diyecekler ki,
bunu niçin yaptın? İnsanlar takdir etsin, aferin desin diye mi? Allah takdir
etsin, Allah beğensin diye mi. Allahü teâlâyı unutarak, insanlar beğensin diye
iş yapanlar, hem dünyada hem ahirette perişan olurlar.
* Kişinin dini, arkadaşının dini gibidir. İyi arkadaş seçen kurtulur, kötü
arkadaş seçen, iflah olmaz, mahvolur. Her taraf tuzak, bu tuzaklara düşmek çok
kolaydır. Bu tuzakları bilen bir rehber olursa, korkmamalı.
* Şeytan ilk önce din kardeşinin aleyhinde konuşturur, kötületir. Eğer böyle bir
dedikodu olursa, o ateşi hemen söndürmelidir. Başlangıçta söndürmeli. Dinlemek
artarsa, çok felaket olur. Büyükler buyuruyor ki:
(Yanında din kardeşi kötülendiğinde, ona sus diyene, yüz şehid sevabı
vardır.)
* Mümin toprak gibidir, mütevazıdır. Ne şikâyet eder, ne şikâyet edilir.
* Allahü teâlâ kullarının dünyada ve ahirette mesut olması için din gönderdi.
İslamiyet, Allah’a giden yoldur, dinin emir ve yasaklarına uyan dünya ve
ahirette mesut olur.
* Hiç kimse, Kur’an-ı kerimi kendi aklına göre tefsir edemez. Kur’an-ı kerimin
tefsiri Peygamber efendimizin yaşayışı ve anlattıklarıdır. Eshab-ı kiram tefsiri
gördü… En iyi eshab-ı kiram anlar… Onlar da talebelerine anlattılar… Buna da
mezhep denildi… Mezhepler sonradan çıkma değildir, eshab-ı kiramın hepsi
müctehid idi.
* Rast gele çok kitap okumak tehlikelidir, doğru kitabı çok okumak gerekir.