* Kendinize değil büyüklere tâbi olunuz, iş ve ahlakınızı düzeltiniz. Masiva
ile uğraşan dolap beygiri gibi dolanıp durur.
* Baş olma sevdasına düşen, artık ibadet ve ihlastan sıyrılır.
* Huzursuzluğun kaynağı ikidir: Birincisi bilmemek yani ilmihali okumamak,
öğrenmemek. İkincisi bildiğini tatbik etmemek.
* İki kişi bir araya gelince dedikodu, gıybet etmeyin, Allah deyin. Düşüncesi
yalnız dünya olan kişilerle görüşmeyin dünya sevgisi size de tesir eder, zorunlu
hallerde helâya gider gibi, görüşülebilir.
* Bir mümin kardeşine ait hoş olmayan, bir iş duyarsan yetmişe kadar özür kapısı
vardır. [Yani bunu şu haklı sebepten dolayı işlemiştir diye yetmiş tane gerekçe
bulmalı.]
* Faydasız konuşanlarla arkadaşlık etmeyin. Bid’at ehlinden haram işleyenden
kaçın. İnsanların aybını görmeyin, insanların aybını gören, insanların hedefi
olur.
* En büyük tehlike kendinizi tanımamaktır. Allahü teâlânın nimetlerini
unutmaktır, kendinizi bir şey sanmaktır.
* Biliniz ki, nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz.
* Kâfir de olsa, fasık da olsa hiç kimsenin bedduasını almayın.
* Hakkı bâtıldan ayırmak dünyada en zor şeydir. Bazıları ahirette hak diye
sarıldıklarının bâtıl olduğunu görecekler ve yandık diyecekler! Bazıları hakka
bâtıl diye hücum edecekler, saldıracaklar ve hüsran içinde kalacaklardır.
Bazıları da bâtıla hak diye sarılacaklar ve kahru perişan olacaklar. Bu yüzden,
her müslümana öğretmek için Peygamber efendimiz buyurmuşlar ki:
“Ya Rabbi bana doğruyu doğru olarak bildir ve doğruya uymayı nasip et.
Allahım eğriyi de eğri olarak bildir ve ondan kaçınmayı nasip et. Ben bâtıla hak
diye sarılmayayım.”
* Katarda olan, gemide olan, uçakta olan ne ise biz oyuz! Çünkü dünya
dönüyor demek hareket demektir. Hareket demek bir yere gitmek demektir. Çünkü
durmuyor ki devamlı suretle ömür bir yere gidiyor. Bu katarda vakti saati
gelenler iniyor gidenler biniyor. Aksi halde her gün ölenler var her gün
doğanlar var. Bu katarda olanlar ister saltanatla yaşasınlar, ister üzüntüyle
yaşasınlar ne fark eder? Yolcuya siz bütün saltanatı verseniz yolcunun bir şeyi
değişecek mi? Ancak saltanat kalana layıktır. Kalıcı olana layıktır. Kalmalıdır
da. Bu dünyada bir şey kalmıyor ki. Ne şehirler kurulmuş, ne memleketler alt üst
olmuş, ne sevgililer perişan olmuş, neye yaradı? Kalıcı olana (talip olmak)
lazımdır. Anne karnındaki çocuk doğmak içindir. Anne karnında yaşamak için
değil! Dünyaya gelen çocuk; insan da ölmek için yaşatılmıştır. Kalıcı değil!
* Her şey niyetle kaim. Her şey niyete bağlı. Niyetsiz hiç bir şey olmaz. Hiç
kimse levhalara bakmadan otobanlara yanlış girse ve ömür boyunca gitse, bir yere
varamaz, arzu ettiği yerin yanından geçemez. Onun için niyet yol levhası
gibidir. Yol levhası sizi arzu ettiğiniz yere götürür. Yoksa, sizi yol levhası
bir yere götürmeye mecbur değildir. Siz bakıyorsunuz. Tercihinizi yapıp
gidiyorsunuz. İşte niyette öyle. İyi niyetle yaptığımız her iş bizim için
sevaptır. Kötü niyetle yaptığımız her şey günahtır. Niyetsiz yapılan da ha var,
ha yok. Öyle şey olmaz zaten. Senin niyetin arzunla olmasa bile, mutlaka
kalbinden bir istikametin vardır. Olmaz başka türlü, çünkü.
* Gayeniz, maksadınız yol levhası olmak olsun. Ehl-i sünneti göstermek
için, Allahü teâlânın razı olduğu istikameti göstermek için, Peygamberimiz
aleyhisselamın sevgisine, rızasına kavuşturmak için yol levhası olun.
* Ruhunun katili olan, ahirette felakete uğrayacak, azap içinde olacak, ateşte
yanacak. Peki ruhunu öldürmemek için ne yapmak lazım. Beslemek lazım. Sabah
akşam yemek yediğin gibi, ruhunu da besleyeceksin. Ruhun gıdası nedir? Ruhun
birinci gıdası imandır, ikincisi namazdır, üçüncüsü oruçtur, sohbettir,
ilmihaldir. Yani onun manevi gıdaya ihtiyacı vardır.
* Nuh aleyhisselamın oğlu gemiye gelmedi. Dağa çıkar kurtulurum dedi. Neticede
boğuldu. Allahü teâlâ, ehlini, zürriyetini koruyacağım vaadinde bulunmuştu.
Bunun üzerine, babalık merhameti ile Allahü teâlâya bunun hikmetini sordu.
Allahü teâlâ buyurdu:
(Senin ehlin zürriyetinden gelen değil, peşinden gelendir.)
* Bütün iş birlik beraberlikte. Birlik beraberlik içinde olursanız kimse size
zarar veremez. Kendinizi sevmeyiniz. Kendini seven sevilmez. Kendini sevmeyeni
herkes sever.