* Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Büyüklerin yolu, sıkıntılıdır. Fakirlik olur, hastalık olur, zillet olur.
İnsanlardan hakaret hatta zulüm olur. Bu bir sünnettir, büyüklerin yoludur. Bu
yoldan geçmişlerdir. Bir gün Eshab-ı kiramdan bazıları üzüntülerini bildirmek
için Peygamber efendimize geldiler. Kâfirlerin kendilerine işkencelerini
artırdığını arz ettiler. Peygamberimiz de, “Şikayetçi olmayın. Sizden
öncekilere de işkence ediliyordu, onlar şikayetçi olmadılar. Siz de şikayet
etmeyin, sabredin” buyurdu.
* Önceki Peygamberlerin ümmetlerinin günah işleyeni az idi. Çünkü günah
işleyenler helak ediliyordu. Peygamber efendimiz hürmetine bu ümmet helak
edilmiyor, günahkârları çok. Günahlardan kurtulmak için bu ümmete iki nimet
verildi:
1) Kelime-i tevhid nimetidir. 99 rahmetin anahtarı kelime-i tevhiddir. Bütün
dünya terazinin bir tarafına konsa kelime-i tevhid diğer tarafına konsa,
kelime-i tevhid ağır gelir. Kelime-i tevhidin yanında dünyanın ağırlığı
okyanusta bir damla gibi kalır. Allahü teâlânın gadabını söndüren kelime-i
tevhiddir.
2) Diğer nimet, Peygamber efendimizin şefaatidir.
* Dört şeyi küçük olsa da küçük görmemeli:
1- Hastalık,
2- Yangın,
3- Düşman,
4- Zarar.
* Dünyaya mal biriktirmek, sahiplenmek için gelmedik. Biz yolcuyuz. Dünya da bir
vasıtadır, ahirete giden vasıtanın adıdır. Kaldığı otelin odasına sahip çıkana,
bindiği vasıtanın koltuğuna sahip çıkana gülerler. Dünyaya sahip çıkan da aynı
durumdadır.
* İnsan, kendisi için başkasına kızarsa bu nefsten kaynaklanır, bunun faydası
değil zararı olur. Başkası için kızarsa din gayretinden olur. Bu sözlerin
faydası olur. Bir kimse beyninden söylüyorsa sıkıntı verir, kalbinden söylüyorsa
sevse de hoş, dövse de hoş. Nefs için olursa öfke, karşısındakine yardım için
olursa buna gayret denir. Gayretten korkmamalıdır.
* Bir cemiyette herkes üzerine düşen vazifeyi yapmalıdır. Bir vücudun işe
yaraması organların sıhhatli çalışmasına bağlıdır. Saatin dişlilerinden birinde
arıza varsa saat çalışmaz, doğru göstermez.
* Baş olmak, ahirette pişmanlıktır. İdarede olanlar, önde olanlar ahirette
elleri bağlı olarak milletin önünde hesaba çekileceklerdir.
* Akla uymak hiç doğru değildir, insanı yanıltır. Hep danışmak lazım. Büyükler,
işin önemini anlatabilmek için, danışacak birini bulamazsan bir ağaca sarık sar
ona danış ve kalbine geleni yap buyurmuşlar.
* Kaza ve kader değişmez, ancak kabul olan dua bela gelirken önler, onun için
dua almaya bakmalıdır.
* Sevin, sevdirin, sevindirin. Sizi de severler, sevdirirler, sevindirirler.
* Cömerdin yedirdiği şifa, cimrinin yedirdiği hastalık olur.
* Akıl kavuşana kadar lazımdır. Kavuştuktan sonraki akıl, akıl değil,
akılsızlıktır. Mevlana hazretleri, hocamı buldum, aklımı bıraktım ve kurtuldum
buyurdu.