Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
* İnsanda yaratılan şu üç şeyden ikisi emanettir birisi onundur;
Birincisi: Ruhtur. İnsan anne karnında, 120 günlük iken ruh cesede gelir ve
anne karnında hareket başlar. Sonra ölünce, ruh bedenden çıkar ve geldiği yere
gider. Bunlara onun hiçbir müdahalesi yoktur. Demek ki bu ruh onun değil.
İkincisi: Bedendir. Doğar, yaşar büyür ve ölür. Ölünce toprak altında pek
çok hayvan tarafından yenilir, görünen görünmeyen, çünkü toprak altında
bakteriler de vardır. Beden de ortadan kaybolur. Buna da onun bir müdahalesi
olamaz, demek ki bu beden de onun değil. Bu da Cenab-ı Hakkın ondaki bir emaneti
Üçüncüsü: İnsanın bu dünyada yaptığı iyi ve kötü işlerdir. Onlar yok
olmazlar onunla beraber mizanın başına gelirler. Demek ki, sadece dünyada
yaptıkları onundur.
* İnsandaki kabiliyet önemli, ancak nerede ve niçin kullandığı önemli. Bu
kabiliyet ona nimet vesilesi mi yoksa azap vesilesi mi olacak, ona göre düşünüp
hareket etmeli. Hattaboğlu Ömer de müslüman olmadan önce çok kabiliyetli idi.
Müslüman oldu, Hazret-i Ömer oldu. Hizmetleri malum. Peygamberlerden sonra
insanların üstünlükte ikincisi oldu. Ebu Cehil de öyle kabiliyetli idi, müslüman
olsaydı Hazret-i Ömer gibi biri olurdu. Ancak bu kabiliyetini şer işte kullandı,
Cehennemin dibini boyladı.
* Hayat sahrada esen bir yel gibi gelip geçer. Bu kısacık hayatta, zalimin zulmü
de bir yel gibi gelip geçer. Fakat mazlumun âhı geçmez, onlar kalır. Kıyamete
kadar da kalacak. O yüzden, bu dünyadayken helalleşmeli, ben senden hakkımı öbür
dünyada alırım dememeli. Orada hesaplar bir ters döner, şaşırırsınız.
* Dine uygun yaşamak ve dine hizmet etmek için dünyalık istemeli. Dünyalık,
başka bir şey için istenmez.
* Hanımınıza çok iyi davranmalısınız, çünkü onun hakkı çok geçer. Onunla devamlı
helalleşmek gerekir.
* Bir kimse, kerimlerin kapısını ihlasla, ısrarla çalarsa kapı açılır.
* Allah Resulünde fani olmak, onu çok sevmek lazım olduğu gibi Onun vârislerinde
de fani olmak lazım. Vârislerine yapılan şey Resulullaha gider. Bu yüzden dikkat
etmek ve korkmak lazım.
* Cenab-ı Hak, beş vakit namazın her bir vakti kılındığında, bir önceki vakitten
itibaren işlenen günahları siler. Her Cuma, bir önceki Cuma’dan itibaren işlenen
günahlara kefaret olur ve her Ramazan da bir önceki Ramazan’dan itibaren işlenen
günahları yok eder. Çünkü Allahü teâlâ, affetmeyi çok seviyor.
* Büyüklerin kelamı şifadır.
* İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İnsan muhtaç olduğu şeye bağlanır. Paraya muhtaçsa paraya, mala muhtaçsa mala,
şefaate ihsana muhtaçsa Büyüklere bağlanır.
* Fitneden çok sakınmalı. Fitne ihtimali varsa faydalı da olsa, yine de
konuşmamalı, bir şey anlatmamalı. Fitne çıkarsa, zararı çok büyük olur.
* En zor şey, insan idare etmektir.