İmam-ı Ebu Yusuf hazretlerinin, Halife Harun Reşid’e tavsiyesi özetle
şöyledir:
Bugünün işini yarına bırakma, aksi halde işleri zayi etmiş olursun. Ecel emelin
önündedir. Ecele, iş ve amel ile koş. Çünkü ecel geldikten sonra artık iş ve
amel yoktur. İki işten, ahiret için olanı tercih et! Çünkü ahiret baki, dünya
fanidir.
Daima temkinli ol; temkinli olmak dil ile değil kalb iledir. Azabından korkarak
ve rahmetini umarak Allahü teâlâya sığın, çünkü sığınmak ve korunmak korku ve
ümit iledir. Kim Allah’a sığınırsa Allah onu korur. Daima iyi bir akıbet, zayi
olmayacak bir iş, herkesin vardığı bir kaynak için çalış. Çünkü, eninde, sonunda
varılacak yer, o kadar korkunç bir duraktır ki, orada yürekler hoplayacak, çok
kimse zillet içinde olacaktır.
Kıyamette, o korkunç yeri bilip de amel etmeyen, yararlı iş yapmayan kimsenin
duyacağı hasret ve pişmanlık sonsuzdur. Şu âyet-i kerimeyi düşünmelidir!
(Bugün [hak ile bâtılın, iyi ile kötünün, haklı ile haksızın ayrıldığı]
bir gündür. Sizi de, sizden öncekileri de burada topladık.) [Mürselat 38]
Telafisi imkansız olan bir ayak kayması, acı bir pişmanlıktır. Bu hayat, sadece
gece-gündüzün nöbet değiştirmesinden ibarettir. Zaman her yeniyi eskitir, her
uzağı yakınlaştırır, vaat edilen her şeyi getirir. Herkes ne yapmışsa, mutlaka
karşılığını görür.
Dünyadaki az bir zamandaki işlerin hesabını vermek çok çetindir. Dünya da,
içindekiler de yok olacaktır. Ahiret ise devamlı kalma yeridir. Yarın Allah’a,
âsi olarak mülaki olma! Şunu iyi bil ki Kıyamet gününün hakimi, kullarını
evlerine, yerlerine ve mevkilerine göre değil ancak amellerine göre muhakeme
edecektir. Allahü teâlâ ikaz ediyor, o halde dikkatli ol. Çünkü sen; abes olarak
yaratılmadın, bu sebeple de başı boş bırakılmayacaksın. Şüphesiz Allahü teâlâ
seni yaptıklarından ve içinde bulunduğun durumdan hesaba çekecektir. İyi düşün,
nasıl cevap vereceksin? Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kıyamette herkes, şu dört suale cevap vermedikçe hesaptan kurtulamaz: Ömrünü
nasıl geçirdi, ilmi ile nasıl amel etti, malını nereden, nasıl kazandı ve
nerelere harcetti, cismini, bedenini nerede yordu, hırpaladı?) [Tirmizi]
Bu soruların cevabını hazırla! Çünkü bugün dünyada yaptıklarının hesabı yarın
sana sorulur. Gizli işlerin maskesinin düşeceğini de hatırla! Sana, vazifelerini
Allah rızası için yapmanı tavsiye ederim. Tavsiyeme uymazsan; aslında yürünmesi
kolay olan yol sana zorlaşır; gözlerin etrafı görmez, gerçekler kaybolur. O
geniş yol sana daralır, orada bildiklerini tanımazsın; fakat tanımadıklarını
bilirsin. Bu sebeple, nefsine karşı, muzaffer olmasını isteyen kimsenin gayreti
ile, husumeti ile nefsine karşı koy!
Şükrederek nimetin çoğalmasını iste! Zira Hak teâlâ buyurdu ki:
(Şükrederseniz, nimetlerimi artırırım. Nankörlük ederseniz, azabım
şiddetlidir.) [İbrahim 7]
Allah katında ıslahtan daha iyi, fesattan daha kötü bir şey yoktur. Kötülük
işlemek nimetlere karşı nankörlüktür. Nankörlük edenlerin çoğu, şereflerinden
mahrum olmuş ve Allahü teâlâ, onlara düşmanlarını musallat etmiştir.