* Tasavvufta yaptığı hizmetleri kendinden bilene hain denir.
* Herşey söz dinleyene verilir, herşey bu herşeyin içinde vardır.
* Aklını bırak kurtul, tâbi ol saadet bul.
* İnsana devlet birkaç kere geçer. Onun kıymetini bilmeli!
* Fitne çıkaranlar bir günah işliyor. Dinleyenler iki günah işliyorlar. Bir
dinlediği için iki susturmadığı için. Sus diyene şehid sevabı var. Bir münafık,
bir orduyu bozar.
* Başta İslamiyet’i tam yaşayan emir varsa, ona itaat tamsa, herkes onu
seviyorsa, elinde kuru kılıç bile olsa zafer kazanılır.
* İşi ehline vermek lazımdır. Ehline vermeyen mesul olur. Ehli olmayana verirse
yine mesul olur.
* Âmir öyle olmalı ki, maiyetindeki herkes (Âmir beni herkesten daha çok
seviyor) diyebilmeli.
* En büyük düşmanına, en büyük hediyeyi ver.
* Her hayırlı işe başlarken besmele söylemelidir.
* Çeşitli, lezzetli yemeklerle ve tatlı, soğuk şerbetlerle bedenlerinizi rahat
ve hoş tutunuz.
* Hayvan yularından, insan sözünden tutulur.
* İnsan, her söylediğini bilmeli; fakat her bildiğini söylememeli.
* Dertli misin istiğfar söyle, şifa bulursun. Bir arzun mu var, kavuşmak mı
istiyorsun, istiğfar söyle. Fakir misin istiğfar söyle, zararından kurtulursun.
Zengin misin istiğfar söyle, şükretmiş olursun. Allahü teâlâ, “İstiğfar
edenin yardımına yetişirim” buyuruyor.
* İki ziynet insanı süsler: Tevazu, haya ve edep.
* İnsanlara teşekkür etmeyen, Allahü teâlâya şükredemez.
* Hayır görünende şer, şer görünende hayır olabilir.
* Kim Allah içinse, Allahü teâlâ da onun içindir.
* Şükür demek, nimetleri mahallinde kullanmaktır. Mesela, göz nimetinin şükrünü
yapmak için, Allahü teâlânın bak dediği yere bakılır, bakma dediği yere
bakılmaz.
* Cahillerle dostluk kurmaktan sakının. İslamiyet’i tam bilmeyen, tatbik etmeyen
bir kimse, evliyalık yolunda bulunmaya kalkarsa, bunun imanını şeytan çalar.
Kendisinde keramete benzeyen bazı haller görülürse de bu, şeytanın oyunudur.