Sual: "Avrupa dinde reform yaparak ilerledi. Bizim de aynı şeyi
yapmamız gerekir" deniyor. Dinde reform ne demektir?
CEVAP
Reform, ıslah etmek, bozulmuş bir şeyi düzelterek, eski doğru haline
getirmek demektir. Hıristiyanlık bozulduğu için reform yapıldı. Müslümanlık
bozulmadığı için böyle bir hareket bozmak olur. Bunun için reform yapmak
isteyenlerin, dinimizi içten yıkmak istedikleri anlaşılmaktadır.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Bid’at ehli, yapacağı değişikliklerle, dini düzelteceklerini,
olgunlaştıracaklarını zannederek bid'at çıkarıyor, bid'atlerin zulmetleri ile
sünnetin nurunu örtmeye çalışıyorlar. Bunlar, dinin noksanlıklarını
tamamladıklarını iddia ediyorlar. Bilmiyorlar ki din noksan değil, kâmildir.
Dini noksan sanıp, tamamlamaya [çağa uydurmaya, çeşitli bid’atler çıkarmaya]
çalışmak, Maide suresinin, (Bugün sizin için dininizi ikmâl eyledim.
Üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslamiyet’i vermekle razı
oldum) mealindeki 3. âyetine inanmamak olur. (m.260)
Bugünkü anlayışa göre dinde reform üçe ayrılır:
Ehl-i sünnet âlimleri, cahiller ve din düşmanları tarafından dine sokulmak
istenen hurafeleri düzelttiler. Çeşitli kıymetli kitaplar hazırladılar.
Kendilerinden bir şey ilave etmediler. Eshab-ı kiramın bildirdiklerini
naklettiler. Daha sonra gelen âlimler de bunların kitaplarından naklederek kitap
yazdılar. Bunlara reformcu değil, Müceddid denir. Nitekim hadis-i şerifte
(Benden sonra, her yüz senede bir âlim çıkar, dinimi kuvvetlendirir)
buyuruldu. İmam-ı a'zam, imam-ı Şafii, imam-ı Gazali, imam-ı Rabbani ve ahir
zamanda gelecek Hazret-i Mehdi bu müceddidlerdendir. (Rahmetullahi aleyhim)
Dinde reformun ikinci kısmı, İslam âlimlerinin bildirdiklerine inanmayıp,
Kur'an-ı kerime ve hadis-i şeriflere, kendi anlayışlarına göre mana veren
sapıkların tuttuğu yoldur. Bunların İslam âlimlerinin bildirdiklerinden ayrı
söyledikleri şeylere bid'at ve kendilerine de bid'at ehli veya mezhepsiz denir.
Peygamber efendimiz (Ümmetim 73 fırkaya ayrılacak. Bunlardan 72si Cehenneme
gidecek, biri inanışı sebebiyle Cehenneme girmeyecek) buyurdu. Cehenneme
girmeyen fırkanın ise (Ehl-i sünnet vel-cemaat) olduğu icma ile
bildirilmiştir.
İbadette bid'at, Peygamber efendimizin ve dört halifesinin zamanlarından
bulunmayıp, onlardan sonra dinde meydana çıkarılan, ibadet olarak yapılmaya
çalışılan şeylerdir. İbadetlerde ilave ve çıkarma olmaz. Mesela TVdeki imama
uyup namaz kılmak bid'attir.
Dinde değil, âdetlerde değişiklik ise bid'at ve günah değildir. Mesela çatal
kaşıkla yemek yemek, kahve, çay içmek gibi şeyler âdet olduğu için bid'at
değildir.
Dinde reformun üçüncü kısmı, dini ıslah ediyoruz, düzeltiyoruz diyerek
İslamiyet’i içten yıkmaya çalışma hareketidir. Yakın tarihimizde camilere müzik
aleti sokma ve sıra koyma gibi gayretleri olmuştur. Aynı sinsi gaye devam
etmektedir. Dikkatli olmak gerekir.