Sual: Peygamberimiz, bizim bildiğimiz şalvarı hiç giymiş midir?
Giymemişse bazı kimseler giydiğini nasıl iddia edebiliyor?
CEVAP
Araplar şalvar giymediği gibi, Peygamber efendimiz de giymemiştir. Bazı
kimselerin iddiası, seravil kelimesini yanlış olarak şalvar diye
tercüme etmekten ileri geliyor. Nitekim cilbab kelimesini de çarşaf
diye tercüme edenler olmuş, erkeklerin de çarşaf giydiği gibi gülünç iddialarda
bulunulmuştur. Seravil, iç donu demektir. Çoğulu seravilat’tır.
Peygamber efendimizin izar giydiği, seravil giymediği muteber eserlerde
bildirilmektedir. Baki efendi tarafından tercüme edilen Mevahib-i ledünniyye
isimli muteber eserde deniyor ki:
Fahri kâinat efendimizin, seravil denilen iç donu giydiği hususunda ihtilaf
edilmiştir. Çünkü o zaman izar giyerlerdi. Seravil Arap kıyafeti değildi.
Bazı âlimler, Fahri kâinat efendimizin seravil giymediğine kesin olarak
hükmetmişlerdir. İmam-ı Nevevi, Tehzibül esma kitabında, (Hazret-i Osman,
asla seravil giymedi, ancak, şehid olduğu gün giymişti) demektedir.
Eshab-ı kiram, Resulullahın sünnetine uymak için can atarlarken, Hazret-i
Osman’ın o gün hariç, seravil giymemesi, Fahri kâinat efendimizin giymediğine
delalet eder dediler. Hazret-i Osman’ın o gün giyinmesi de kerametine delildir.
Olay günü giyinmesi, seravilin izardan daha iyi örtücü olduğu içindir. Bununla
beraber, Ebu Ya’la, zayıf bir senetle, Fahri kâinat efendimizin giymek için bir
seravil satın aldığını bildirmektedir. Şifa haşiyesinde, (Peygamber efendimizin
seravil giymesi ile ilgili ifade, kalem hatasıdır) denmektedir.
Mevahib-i ledünniyye’deki bu ifadeler gösteriyor ki, Peygamber efendimiz
seyrek de olsa, seravil giymiştir. Bu seravil, iç donu demektir. Bildiğimiz
şalvarlarla bir alakası yoktur. Osmanlı, seravil de, şalvar da giymiştir. Elbise
şekli sünnet-i zevaiddir, mubah âdetlere uymakta mahzur olmaz. Osmanlı şalvar
giymekle sünnete muhalif iş yapmış değildir. Âdet olan yerlerde şalvar giyinmek
iyidir.
Seravil [iç donu] hakkında bildirilen hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
(Ümmetimden seravil giyen kadınlara, Allah rahmet eyleye. Ey insanlar
kendinize seravil edinin. Bu tesettür için çok elverişlidir ve kadınlarınız da
dışarı çıkarken bununla korunsun.) [Bezzar, İbni Adiy, Abdürrezzak, İ.
Rafii, İ. Asakir]
(Arz [yer yüzü], seravil ile namaz kılanlara istiğfar eder.)
[Deylemi]
(Ehl-i kitaba muhalefet edin, seravil ve izar giyinin.) [İ. Ahmed, Taberani]
(İhramlı kimse izar bulamazsa seravil giyer. Nalın bulamazsa topuksuz mest
giyer.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai, İbni Mace, Ebu Davud, İ. Ahmed,
Taberani]
(İhramlı; kamis, imame, seravil, bornoz ve mest giymesin, nalını olmayan,
topukları kesik mest giyebilir.) [Buhari, Müslim, İbni Mace, Nesai, Tirmizi,
İ. Malik]
Kamis = gömlek,
imame = sarık,
nalın = pabuç demektir.
İzar, belden altını örten;
rida ise, belden yukarısını örten giysidir.
İhramın da alt kısmına izar, üst kısmına rida denir. İzar, bir cins peştamal,
rida ise bir cins gömlektir.