Başlık![]() |
Yazı |
---|---|
Hâşimî |
Peygamber efendimizin dedesi Hâşim bin Abdi Menâf'ın soyundan gelen. (Bkz. Benî Hâşim) |
Hâşimî Emîr Osman |
Anadolu'da yetişen büyük velîlerden. 1513 (H.919) senesinde Sivas'ta doğdu. 1594 (H.1003) senesinde İstanbul'da vefât etti. İstanbul'un Kasımpaşa semtinde bulunan dergâhının bahçesine defnedildi. |
Hasin |
Kuvvetli, sağlam, muhafaza eden. |
Hasîrîzâde |
İstanbul velîlerinden. 1820 (H.1236)'da doğdu. 1901 (H.1319) senesinde vefât etti. Sütlüce'de Hasîrîzâde Dergâhı adıyla meşhûr dergâhın bânisi Şeyh Mustafa İzzî'nin torunudur. Kendisi bu dergâhın dördünc... |
Hasîs |
Parasını ve malını harcamamak için her türlü sıkıntıya, eziyete katlanan, paraya, mala aşırı düşkün olan; dînen verilmesi îcâb edeni, zekâtı ve sadakayı vermeyen, pinti, eli sıkı olan, bahîl, malda ve ilimde cimrilik eden. (Bkz. Cimri) |
Haşış |
Bağımlılık yapan maddeler. |
Haslet |
İnsanın yaratılışındaki huy, mîzâc, tabîat, karakter. |
Haşmet |
Heybet ve ihtişam sahibi. Tevâzu gösteren. |
Hasna |
Çok güzel kadın. |
Haşr |
Toplanma, bir araya gelme. Allahü teâlânın bütün insanları, melekleri, cinleri, şeytanları ve diğer hayvan ve kuşları, gökte, yerde, denizde ne kadar büyük ve küçük canlı var ise, hepsini kıyâmet kopmasından (dünyânın son bulmasından... |
Haşr Günü |
Mahlukların kabirlerinden kalkıp Arasat meydanında toplandıkları kıyâmet günü. |
Haşr Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin elli dokuzuncu sûresi. |
Hâss |
1. Tek başına bir mânâ karşılığında konmuş lafız (söz). |
Hassan Bin Sabit |
Peygamber efendimizin şairlerinden. |
Haşşâşiyye |
Otçular. İnsanın ot gibi olduğunu ve öldükten sonra yok olacağını iddiâ edenler. |
Hasta yemekleri ve şifalı bitkiler |
Allahü tealanın âdeti şöyledir ki, her şeyi sebeple yaratır. Bir şeye kavuşmak için, bu şeyin yaratılmasına sebep olan şeyi yapmak lazımdır. Her şeyin yaratılmasında müşterek olan manevi sebep, sadaka vermek, yetmiş kere (Estagfirullah... |
Hasta ziyareti |
Sual: Hastayı ziyaret farz mıdır? |
Hastaların oruç tutması |
Midesi alınanın orucu |
Hastalık halinde |
Sual: Hanım ikide bir yalandan hasta numarası yapıyor. Doğru mu? |
Hastalıklar |
|
Hastalıkta abdest |
Sual: Yatalak bir hasta, nasıl abdest alır, nasıl namaz kılar? |
Hastalıkta namaz | |
Hastalıkta namaz nasıl kılınır? |
Sual: Hasta, namazlarını nasıl kılar? |
Hastalıkta şifa vardır |
Sual: İslam âlimleri, “Hastalıkta şifa vardır. Beden ne kadar sıkıntı çekerse, ruh o kadar rahat eder. Bu vücuda rahatsızlık veren her şey insanın âcizliğini anlamasına, Cenab-ı Hakka dönmesine sebep olur. Bu sebeple kalb için şifadır”... |
Hastalıktan korunmak |
Sual: Bugün Hıristiyan batı, tıp ilminde ileri gittiği halde, AIDS
gibi hastalıklara maruz kalmalarının sebebi nedir? |
Hastanın guslü |
Sual: Trafik kazası geçirmiş, bacakları kırık ve kalkamayan biri nasıl
gusleder? |
Hastaya kan vermek |
Sual: Kan dahil, insanın hiçbir parçası verilmez deniyor. Zaruret
olunca da mı verilmez? |
Haşyet |
Hürmetle karışık korku. |
Hatalı ictihad olmaz |
Sual: Ben hiçbir mezhebe bağlı değilim diyen birisi, “Mezhep imamları ilah değildir, peygamber gibi masum da değildir. ictihadlarının doğrularını alır, hatalarını atarız. Yahut delilleri daha kuvvetli olanı seçeriz” diyor. Böyle... |
Hâtem |
Mühür, üstü mühürlü yüzük, en son. |
Hâtem-ül-Enbiyâ |
Peygamberlerin sonuncusu Muhammed aleyhisselâm. |
Hateneyn |
İki dâmât; Resûlullah efendimizin iki mübârek dâmâdı olan hazret-i Osman ile hazret-i Ali. |
Hatîb |
Câmide müslümanlara dînî nasîhat eden ve hutbe okuyan. |
Hatîb Bin Ebî Beltea |
Peygamber efendimizin elçilerinden. |
Hatice |
Erken doğan kız çocuğu. |
Hatîm |
Kâbe'nin şimâl (kuzey) duvarı hizâsında yarım dâire şeklindeki duvarcık ile Kâbe-i muazzama arasında kalan yer. |