Peygamberimizin müezzinlerinden.
Abdullah bin Ümm-i Mektûm, Peygamberimizin İslâmiyeti anlatmaya başladığı ilk
zamanlarda îman ile şereflenerek Müslüman oldu. Mekke’de kâfirlerin zulüm ve
eziyetlerinin dayanılmaz hâle gelmesi üzerine ve Medîneli Müslümanlara din
esaslarını ögretmek için, Medîne-i Münevvereye hicret etti.
Sesi çok gürdü
Âmâ olup, sesi çok gürdü. Sabah namazında, önce Hazret-i Bilâl, sonra İbni Ümm-i
Mektûm ezan okurdu. Kâfirlerle silahlı mücâdele başlayınca, harplere katılıp,
gür sesiyle düşmanın moralini bozardı.
Bâzı savaşlarda Peygamber efendimiz, onu Medîne-i Münevverede vâli olarak
bırakırdı. Peygamberimizin zamanında, onüç defa Medîne’de kalıp, vâlilik ve
imamlık yaptı. Resûlullah efendimiz kendisine çok iltifat edip, dâima gönlünü
alırdı.
Medîne’de vâlilik ve imametle vazifelendirilmesi, âmâ hâliyle sefer ve
muharebelere katılmasının güç olmasındandır.
Bir defasında Resûlullah efendimiz, insanlara dînimizin esaslarını anlatırken,
İbni Ümm-i Mektûm yanına geldi. Peygamberimiz, meşguliyetlerınden dolayı,
alâkalanmakta geç kaldılar. Daha cevap veremeden Kur’an-ı kerimin sekseninci
sûresi olan Abese sûresinin ilk on âyet-i kerimesi indi.
İlâhi emir üzerine, Peygamberimiz, daha fazla alâkalanıp, iltifatını artırdı.
Hatta ona, "Merhaba! Ey Rabbimin bana hitâb ve ikâzında bulunmasına sebep
olan kişi!” diye iltifat edip, yanına oturtu, hâlini, hatırını sordu.
Hâne-i saadetine alıp, onunla sohbet ederdi. Bir defasında, yine Peygamber
efendimizi ziyâret için evine gelmişti. Resûlullahın huzuruna girmek için
müsaade istedi. O sırada, Peygamberimizin mübârek hanımları da huzurundaydı.
Resûlullah efendimiz, onun eve girmesine müsaade ettikten sonra, hanımlarına,
çekilmelerini emir buyurdular. Bunun üzerine hanımları, gelen kimsenin
gözlerinin görmediğini bildirerek, çekilmelerinin sebebini suâl ettiler. Bunun
üzerine buyurdu ki:
- O görmüyorsa, siz de görmüyor değilsiniz ya!
Abdullah İbni Ümm-i Mektûm, Vedâ Haccına katıldı. Peygamberimiz Vedâ Hutbesini
okurken, gür sesiyle hutbeyi tekrarladı. Hazret-i Ebû Bekir’in hilâfetinde
müezzinlik, Hazret-i Ömer devrinde de İslâm ordusunda vazife aldı.
Cemaate gelirdi
Abdullah bin Ümm-i Mektûm hazretleri, Kur’an-ı Kerimi ezbere bilenlerdendi.
Kur’an-ı Kerimin kıraatını öğretirdi. Resûlullahın buyurduklarını unutmamak
için, sohbetlerinde devamlı hadis-i şerif rivâyet ederdi.
Evi Mescid-i Nebeviye uzakta olmasına rağmen, dâima cemaate gelirdi. Mescide
gelirken Hazret-i Ömer yardım ederdi. Mücâhid olup, cihâdlara dâima katılmak
isterdi. Fakat gözleri görmediği için, fiilen katılamamaktan dolayı çok
üzülürdü.
Katıldıklarında da gür sesiyle düşmanın moralinin bozulmasına sebep olurdu. 636
senesinde yapılan Kadisiye savaşında, elinde sancak oluduğu hâlde, bir tepeye
çıktı. Gür sesiyle düşmanın moralini bozdu.
İbni Ümm-i Mektûm’un bu muharebede şehit olduğu veya dönüşünde vefâti rivâyet
edilir.