Sual: Ülkemizde yabancı uyruklu kimselerin öldürülmesinin sebebi ne
olabilir?
CEVAP: Ülkemizde bu tür olayların, devletimizin güçlendiği, milletimizin
birlik beraberlik içerisinde olduğu zamanlara denk gelmesi manidârdır. Bunu
zaten bilmeyen yoktur.
Vatan ve millet düşmanlarının oyununa gelen kimseler, böyle işlere alet olabilir.
Yoksa, aklı başında olan bir Müslüman, böyle bir işe kalkışamaz! Peygamber
efendimizin Müslüman olmayanlara özellikle Hıristiyanlara verdiği emanı çok
kimse bilir. Resulullahın bu husustaki bir mektubu özetle şöyledir:
(Bu yazı, Abdullah oğlu Muhammed’in bütün gayrimüslimlere verdiği sözü belirtmek
için yazılmıştır. Kim ki, bu ahdin aksine hareket ederse, ister sultan, ister
başkası olsun Allahü teâlâya karşı isyan ve din-i İslam ile alay etmiş sayılır
ve Allahü teâlânın lanetine layık olur. Kendi dinine göre ibadetle meşgul olan
gayri müslim din adamları veya bir seyyah [turist], benim korumam altındadır.
Onlara zor kullanmayın. Onların dini reislerini makamlarından indirmeyin! Onları
ibadet ettikleri yerden çıkartmayın! Seyahat edenlerine mani olmayın! Bunların
manastırlarını, kiliselerini yıkmayın! Buna riayet etmeyen, Allahü teâlânın ve
Resulünün emrini dinlememiş olur. Kendileriyle bir müzakere yapılınca, merhamet,
iyilik ve şefkat ile hareket edilmelidir. Onları, daima merhamet ve şefkat
kanatları altında koruyun! Onların kiliselerinde, kendi dinlerine göre ibadet
etmelerine mani olmayın! Her kim ki, Allahü teâlânın bu emrine itaat etmez ve
bunun zıddına hareket ederse, Allahü teâlânın ve Resulünün emirlerine isyan
etmiş sayılır. Bu sözleşme kıyamete kadar değişmeden devam edecek, hiç bir
kimse, bunun aksine bir harekette bulunmasın.) [Bu mektubun aslı, Mecmua-i
Münşea-tus-salâtin kitabındadır.]
Bunları bilen bir Müslümanın, gidip de, kendi aklı ve düşüncesi ile bir
Hıristiyan’ı öldürmesi nasıl mümkün olur? Ayrıca, ortada yanlış bir durum olsa
bile, bunun nasıl düzeltileceği, herkesin her şeye müdahale edemeyeceği, din
kitaplarımızda da açıkça yazılıdır. İslam âlimleri buyuruyor ki:
El ile, güç kullanarak kötülüklere mani olmak; devletin [polisin, askerin]
vazifesidir. Söz ile, yazı ile bunları bildirmek, âlimlerin vazifesidir. Kalb
ile dua etmek ise, her müminin vazifesidir. (Birgivi, Hadika)
Görüldüğü gibi, ortada kanunlara aykırı bir durum varsa, yani suç işleniyorsa
bile, herkesin kendi düşüncesi ile, buna müdahale etmesi uygun olmaz. Buna
çapulculuk, eşkıyalık ve anarşi denir. Böyle işlere bulaşan fitneye sebep olmuş
olur. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Fitne uykudadır. Fitneyi uyandırana Allah lanet etsin!) [İ.Rafii]
(Kıyamet kopmadan önce, her yeri fitneler kaplayacak. Fitne, ortalığı
karanlık gece gibi yapacak. O zaman oturmak, ayakta kalmaktan hayırlıdır.
Yürüyen, koşandan iyidir. O zaman oklarınızı kırın! Yaylarınızı kesin.
Kılıçlarınızı taşa çalın! O zaman, evinize birisi gelince, Âdem nebinin iki
oğlundan iyisi gibi olsun. [Yani öldüren değil, öldürülen olsun].
[Ebu Davud, Tirmizi]
Fitne; anarşi, bozgunculuk, bölücülük demektir. İslam âlimleri buyuruyor ki:
Fitne, Müslümanlar arasında bölücülük yapmak, onları sıkıntıya, zarara, günaha
sokmak, insanları isyana kışkırtmak demektir. (Hadika, T. Muhammediye)
Fitne çıkarmak haramdır. Kur'an-ı kerimde, fitne çıkaranların Cehenneme
atılacağı ve hadis-i şerifte de, fitne çıkarana Allahü teâlânın lanet edeceği
bildirilmektedir. (Berika)