Sual: Münafık kime nedir? Münafıklığın alametleri nelerdir? Münafıklık
alameti bulunan münafık mıdır?
CEVAP
Müslüman olmadığı halde, müslümanları aldatmak için müslüman görünen
kimselere münafık denir. Münafıklığın bazı alametleri vardır. Bu
alametlerin biri bir kimsede bulunsa, o kimseye münafık denmez, onda münafıklık
alametleri var denir. Mesela yalan söylemek münafıklık alametidir. Bir kimse,
yalan söylese münafık olmaz. Münafıkların işlediği bir işi işlemiş olur. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(Münafığın üç alameti vardır: Yalan söyler, sözünde durmaz ve emanete hıyanet
eder.) [Buhari]
Birine mal, söz veya sır emanet edilse, o kimse de bu söz veya sırrı başkalarına
söylese, yahut emanet edilen mala zarar verse, çalsa, yani hıyanet etse, bu
işler münafıklık olur. (Berika)
Münafıkın alametlerini bildiren hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Müminin hastalığı günahlarına kefaret olur. İyileşince bundan ibret alır.
Münafık ise, bağlanıp sonra salıverilen deveye benzer. Deve, niçin bağlandığını
ve niçin salındığını bilmediği gibi, münafık da, hasta olup iyileşince, bundan
ibret almaz.) [Ebu Davud]
(Münafıklar Kur'anı öğrenirler, ilim ehliyle mücadele ederler.) [Taberani]
(Münafıklar ikindi namazını akşama doğru kılarlar.) [Hakim]
(Münafıklarla bizim aramızdaki eman namazdır.) [Hakim]
(Namaz aşikâre oldu, kabul ettiler [öyle göründüler] Zekat gizli oldu
vermediler.) [Bezzar]
(Yatsı ve sabah namazına münafık devam edemez.) [Hakim]
(Bizimle münafıkları ayıran alamet, yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmaktır.
Münafıklar, yatsı ve sabah namazına devam edemez.) [Beyheki]
Yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmamak münafıklık alametidir. Nasıl ki,
yalan söylemek münafıklık alameti ise, cemaate gelmemek de münafıklık
alametidir. Bu demek, cemaate gelmeyen münafık demek değildir. Kendisinde
münafıklık alametinden bir alamet var demektir.
Verdiği sözde durmamak da münafıklık alametidir. Sözünde durmayana münafık
denmez. Fakat münafıklık alametinden birini işlemiş olur. Bu konudaki hadis-i
şeriflerin mealleri de şöyle:
(Yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmak, münafıklara çok ağır gelir. Eğer
bundaki ecri bilselerdi, sürünerek de olsa, cemaate gelirlerdi. Namaza
gelmeyenlerin evlerini yakmak istedim.) [Buhari]
(Kadın ve çocuklar olmasaydı, cemaate gelmeyen erkeklerin evinin yakılmasını
emrederdim.) [İ. Ahmed, İbni Mace]
(Yemin ederim ki, [sabah namazı için, mazereti dışında] cemaate iştirak
etmeyenlerin evlerini yakılmasını emredeyim diye hatırımdan geçti.) [Müslim]
Fıkıh kitaplarında cemaate gitmemeyi mubah kılan mazeretler vardır. Böyle bir
mazereti olmadan cemaate gitmemek caiz değildir. Bunlar evleri yakılmaya
müstahak olan ve kendilerinde münafıklık alameti bulunan kimselerdir. Böyle
kimselerden olmamaya dikkat etmeliyiz!
İbni Hacer hazretleri buyurdu ki:
Nifak, yani münafıklık, zahirin batına uymaması demektir. Sözü,
özüne uymaz. İtikad edilecek şeylerde münafıklık yapmak küfürdür. İşlerinde ve
sözlerinde münafıklık yapmak, haram olur. İtikadda, imanda münafıklık, diğer
küfürlerden daha fenadır. İfa etmek, yerine getirmek niyetiyle söz vermek
caizdir, hatta sevaptır. Böyle vaadi ifa etmek vacip değildir, müstehaptır. İfa
etmemek tenzihen mekruh olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir kimse, yapmak niyeti ile verdiği sözü tutamazsa günah olmaz.)
[Tirmizi]
Hanefi ve Şafii’de, ahdi bozmak da, özürsüz mekruh, özürlü caizdir. Fakat
bozacağını önceden haber vermek vaciptir. Hanbeli’de vaade vefa vaciptir. Yerine
getirmemek haram olur. Yapması dört mezhepte de sahih olan bir şeyi yapmak takva
olur. (İslam Ahlakı)
Bir müslüman, yabancı bir diyarda, dinsizlerin arasında kalıp, namazlarını
gizli kılsa, zaruretlerden dolayı mümkün mertebe Müslümanlığını gizlese, bu
kimseye münafık denmez. Buna müdara denir. Müdara, dini zarardan
kurtarmak için dünya menfaatinden vermek, insanlarla iyi geçinmektir. Hadis-i
şeriflerde (Allahü teâlâ, farzları yapmamı emrettiği gibi, müdara etmemi de
emretti) ve (Müdara sadakadır) buyuruldu. [Deylemi]
Müdaranın zıddı, müdahenedir, dünyalık ele geçirmek için dinden taviz vermektir,
haramdır. Hadis-i şerifte (Gücü yettiği halde günah işleyene müdahene edip,
nehy-i münkeri terk eden, kabrinden maymun ve domuz şeklinde kalkar)
buyuruldu. (Şir’a)
Cemaat ve münafıklık
Sual: Söz taşıyanın, gıybet edenin, Cehennemlik, cemaate gelmeyenin münafık
olduğu, evlenmeyenin bu ümmetten olmadığı gibi hadislerin açıklaması nasıldır?
CEVAP
Hadis-i şerifleri açıklamaları ile yazmak gerekir. (Söz taşıyan Cennete
girmez) demek, günahının cezasını çekmeden, yahut affa, şefaate kavuşmadan
giremez demektir. (Gıybet eden Cehennemlik) demek, sevapları
günahlarından az olursa, gıybet Cehenneme götürür demektir. Gıybet edenin
sevapları, gıybet edilenin defterine yazılır. (Evlenmeyen benden değildir)
demek, benim sünnetime uymamış olur demektir.
Yine hadis-i şerifte, müminin her günahı yapabileceği, üç şeyi yapamayacağı,
bunlardan birinin de yalan olduğu bildirilmiştir. Hadis-i şeriften zahire göre,
yalan söyleyenin mümin olmadığı anlaşılır. Kâmil mümin değil demektir.
Ayrıca yalanın münafıklık alameti olduğu bildirilmiştir. Yalan söyleyen münafık
değildir, fakat münafıklık alametinden birini işlemiş olur.
[Münafık kelimesinin iki manası vardır. Birinci manası kâfir demektir.
İkinci manası, dışı içine uymayan, iki yüzlü demektir. Bu manadaki münafık kâfir
değildir.]
Cemaate gelmemek de münafıklık alametidir. Cemaat sünnetine önem verdiği halde
gelmezse, münafık olmaz. Sünnete önem vermezse, zaten müslüman olmaz.
Hadis-i şeriflerdeki (Şu günahı işleyen Cennete giremez, Cehennemliktir,
mümin değildir, münafıktır) demek (O günahtan tevbe edilmemişse, af veya
şefaate uğramamışsa, günahının cezasını çekmeden Cennete giremez. demektir.
Çünkü günah ile, imansızlık ayrı şeylerdir. Günah ne kadar büyük olursa olsun, o
günahı işleyen kâfir olmaz. Fakat hangi günah olursa olsun, günaha devam edenin
kalbi kararır, küfre doğru yol alır. Onun için günahlar çok tehlikelidir.
Sual: Allah’a inanıyor, namaz kılıyorum. Fakat çok günah işliyorum. Ben
münafık mıyım?
CEVAP
Allahü teâlâya inanan mümindir. Kimse zorlamadan namaz kıldığınıza göre,
münafık olmanız mümkün değildir.
Yalan söylemek, emanete hıyanet etmek ve verdiği sözde durmamak münafıklık
alametidir. Fakat bu günahları işleyene münafık denmez.
Münafık, inanmadığı halde, herhangi bir dünya menfaati için inanmış gibi görünen
kimsedir. Eshab-ı kiramı seven de münafık olamaz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali’nin sevgisi [radıyallahü anhüm] bir
münafığın kalbinde toplanmaz.) [Taberani]
(Ensarı ancak mümin sever. Ancak onlara münafık buğzeder.) [Buhari]
Sözün kısası, Allahü teâlâya ve Onun Resulü Muhammed aleyhisselama inanan kimse
mümindir. Çok günah işlese de münafık değildir.