Sual: İyi müslüman olmak için güzel ahlaklı olmak gerektiğini
bildirdiniz. Güzel ahlaka nasıl sahip olunur?
CEVAP
Evet iyi bir müslüman olmak için güzel ahlaka sahip olmak, kötü ahlaktan
uzak durmak gerekir. Ancak bununla dünya ve ahiret saadeti elde edilir.
Güzel ahlak, ilim ve edep öğrenmekle, iyi insanlarla arkadaşlık etmekle elde
edilir. Kötü ahlak da bunun tersidir. Yani cahil kalmak, edepsiz olmak, kötü
insanlarla arkadaşlık etmekten hasıl olur. Cenab-ı Hak, Peygamber efendimizi
överken (Gerçekte sen büyük bir ahlak üzeresin) buyuruyor. (Kalem 4)
İyi insan, iyi ahlaklı insan demektir. Dinimiz iyi huylar edinmemizi, kötü
huylardan kaçınmamızı emretmektedir.
Güzel ahlaka sahip kimselere gıpta etmek, onlar gibi olmaya gayret etmek
gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Nimete kavuşmuş olanlardan, tevazu gösterene ve kendini hep kusurlu bilene,
helalden kazanıp, hayırlı yerde sarf edene, fıkıh bilgileri ile hikmeti
[tasavvufu] birleştirene, helale harama dikkat edene, fakirlere acıyana,
işlerini Allah rızası için yapana, huyu güzel olana, kimseye kötülük yapmayana,
ilmi ile amel edene ve malının fazlasını dağıtıp, lafının fazlasını saklayana
müjdeler olsun.) [Taberani]
Güzel sözler
Ahlak hakkında İslam âlimleri buyuruyor ki:
"Kötü ahlaklı, parçalanmış testiye benzer. Ne yamanır, ne de eskisi gibi çamur
olur."
"Her binanın bir temeli vardır. İslam’ın temeli de güzel ahlaktır."
"Kötü ahlak, öyle bir fenalıktır ki, onunla yapılan birçok iyilikler fayda
vermez. Güzel ahlak, öyle bir iyiliktir ki, onunla yapılan günahlar bile affa
uğrar."
"Yükselen bütün insanlar ancak güzel ahlakları sayesinde yükselmişlerdir."
"Güzel ahlak güler yüzlülük, cömertlik ve kimseyi üzmemek demektir."
"Güzel ahlak, kimseyle çekişmemek ve kimseyi çekiştirmemektir."
"Güzel ahlak, eziyet vermemek ve meşakkatlere katlanmaktır."
"Güzel ahlak, genişlikte ve darlıkta insanları razı etmeye çalışmak demektir."
"Güzel ahlak, Allah’tan razı olmak demektir. Yani hayrı ve şerri Allah’tan
bilmek, nimetlere şükür, belalara sabretmektir."
"Güzel ahlakın en azı, meşakkatlere göğüs germek, yaptığı iyiliklerden karşılık
beklememek, bütün insanlara karşı şefkatli olmaktır."
"Güzel ahlak, haramlardan kaçıp helalı aramak, diğer insanlarla olduğu gibi aile
efradıyla da iyi geçinip onların maişetlerini temin etmektir."
"Güzel ahlak, Yaratanı düşünerek, yaratılanları hoş görmek, onların eziyetlerine
sabretmektir."
Bir müslümana çatık kaşla bakmak haramdır. Güler yüzlü olmayan kimse mümin
sıfatlı değildir. Herkese karşı güler yüzlü olmalıdır.
Hadis-i şerifte, Allah’a ve ahiret gününe iman edenin, misafirine ve komşusuna
ikram etmesi, ya hayır söylemesi veya susması emredilmiştir. (Buhari)
Başkasının kötü ahlakından şikayet eden kimsenin kendisi kötü ahlaklıdır.
Başkalarının kötülüklerinden bahsediyorsak, bu kendimizin kötü olduğunun
alametidir. Güzel ahlak, eziyetleri sineye çekmektir.
Güzel ahlaklı olmanın alameti şunlardır
İnsaflı olmak, arkadaşlarının hatasını görmemek, hüsnü zan etmek, suizandan
[kötü zandan] kaçınmak, arkadaşlarının eziyetlerine göğüs germek, onlardan
şikayetçi olmamak, hep kendi ayıp ve kusurlarıyla meşgul olmak, kendi nefsini
kınamak, güler yüzlü olup, herkesle yumuşak konuşmaktır.
Güzel ahlaklı kimse, edeplidir az konuşur, hatası azdır, gıybet etmez, Allah
için sever, Allah için buğzeder, emanete riayet eder, komşu ve arkadaşını korur.
Bütün hasletlerin başı ise hayadır.
Hazret-i Hızır buyurdu ki:
(Güler yüzlü ol, hiddetlenme! Hep faydalı iş yap, az da olsa zararlı iş yapma!
Lüzumsuz dolaşma, boş yere gülme, hiç kimseyi kusurundan dolayı ayıplama,
günahların için ağla!)
Büyüklerden Ebu Osman El-Hayri’yi ziyafete davet ettiler. Davet yerine vardığı
zaman kendine (Kusura bakma, çok insan geldi seni kabul edemeyeceğiz) dediler.
Az gidince tekrar çağırdılar. Gelince tekrar, kabul edemeyeceklerini
bildirdiler. Böyle birkaç defa çağırıp geri döndürdükten sonra (Biz seni denemek
için bunu yaptık. Gerçekten güzel ahlaklıymışsın) dediler. Cevabında buyurdu ki:
(Bu ahlak o kadar güzel midir? Bir köpeği de çağırsanız gelir, kovsanız gider.)
Ahlakı güzelleştirmek
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Ahlakınızı güzelleştiriniz) [İbni Lal]
(Sizin imanca en güzeliniz, ahlakça en güzel olanınızdır.) [Hakim]
(Ya Rabbi senden, sıhhat, afiyet ve güzel ahlak dilerim.) [Harâiti]
(Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.) [Beyheki]
(Güzel ahlak, büyük günahları, suyun kirleri temizlemesi gibi temizler. Kötü
ahlak ise, salih amelleri, sirkenin balı bozduğu gibi bozar.) [İ. Hibban]
(Allahü teâlâ indinde kötü ahlaktan büyük günah yoktur. Çünkü, kötü ahlaklı bir
günahtan tevbe edip kurtulursa, bir başka günaha düşer. Hiçbir vakit günahtan
kurtulamaz.) [İsfehani]
(Bir kimse tevbe ederse, tevbesini Allahü teâlâ kabul eder. Kötü ahlaklı
kimsenin tevbesi makbul olmaz. Zira bir günahtan tevbe ederse kötü ahlakı
sebebiyle, daha büyük günah işler.)
[Taberani]
(Güzel ahlak, senden kesilen akrabanı ziyaret etmek, sana vermeyene vermek, sana
zulmedeni affetmektir.) [Beyheki]
(Din, güzel ahlaktır.) [Deylemi]
(Müminlerin iman yönünden en faziletlisi ahlakça en iyi olanıdır.)
[Tirmizi]
(Şüphesiz güzel ahlak, güneşin buzu erittiği gibi günahları eritir.)
[Harâiti]
(Bir müslüman güzel ahlakı sayesinde, gündüzleri oruç tutan, geceleri ibadet
eden kimselerin derecesine kavuşur.) [İ. Ahmed]
(Bir insan az ibadet etse de, güzel ahlakı sayesinde en yüksek dereceye
kavuşur.) [Taberani]
(Yumuşak davran! Sertlikten sakın! Yumuşaklık insanı süsler, çirkinliği
giderir.) [Müslim]
(Yumuşak davranmayan, hayır yapmamış olur.) [Müslim]
(En çok sevdiğim kimse, huyu en güzel olandır.) [Buhari]
(Yumuşak olan kimseye, dünya ve ahiret iyilikleri verilmiştir.) [Tirmizi]
(Cehenneme girmesi haram olan ve Cehennemin de onu yakması haram olan kimseyi
bildiriyorum. Dikkat ediniz! Bu kimse insanlara kolaylık, yumuşaklık
gösterendir.) [İ. Ahmed]
(Yumuşak olanlar ve kolaylık gösterenler, hayvanın yularını tutan kimse gibidir.
Durdurmak isterse hayvan ona uyar. Taşın üzerine sürmek isterse hayvan oraya
koşar.) [Ebu Davud]
(Müminlerin iman yönünden en faziletlisi, ahlakça en iyi olanıdır.)
[Tirmizi]
(Cennete götüren sebeplerin başlıcası, Allahü teâlâdan korkmak ve iyi huylu
olmaktır. Cehenneme götüren sebeplerin başlıcası da, dünya nimetlerinden
ayrılınca üzülmek, bu nimetlere kavuşunca sevinmek, azgınlık yapmaktır.)
[Tirmizi]
(İmanı en kuvvetli kişi, ahlakı en güzel ve hanımına en yumuşak olandır.)
[Tirmizi]
(İnsan, güzel huyu ile, Cennetin en üstün derecelerine kavuşur. [Nafile]
İbadetlerle bu derecelere kavuşamaz. Kötü huy, insanı Cehennemin en aşağısına
sürükler.) [Taberani]
(İbadetlerin en kolayı, az konuşmak ve iyi huylu olmaktır.) [İbni Ebiddünya]
(Şu üç şey bulunan kimsenin imanı kâmildir: Herkesle iyi geçinen güzel ahlak,
kendini haramlardan alıkoyan vera, cehlini örten hilm.) [Nesai]
(Dünyada veya ahirette özür dilemek zorunda kalacağın söz ve hareketten uzak
durmaya çalış!) [Hakim]
(Söz veriyorum ki, münakaşa etmeyen, haklı olsa da, dili ile kimseyi incitmeyen,
şaka ile veya yanındakileri güldürmek için, yalan söylemeyen, iyi huylu olan
müslüman Cennete girecektir.) [Tirmizi]
(Şu altı şeyi yapanın Cennete girmesine kefilim: Konuşunca doğru söyleyen,
verdiği sözü yerine getiren, emanete riayet eden, namusunu koruyan, gözlerini
haramdan sakınan, ellerini kötülükten çeken.) [İ.Ahmed]
(Allahü teâlâ buyuruyor ki: “Size gönderdiğim İslam dininden razıyım, [bu
dini kabul edip, bu dinin emir ve yasaklarına riayet edenlerden razı olur,
onları severim.] Bu dinin tamam olması, ancak cömertlikle ve iyi huylu
olmakla olur. Dininizin tamam olduğunu her gün, bu ikisi ile belli ediniz!)
[Taberani]
(Sıcak su buzu erittiği gibi, iyi huylu olmak, günahları eritir, yok eder. Sirke
balı bozup yenilmez hâle soktuğu gibi, kötü huylu olmak, ibadetleri bozup yok
eder.) [Taberani]
(Hak teâlâ yumuşak huyluya yardım eder, sert ve öfkeliye yardım etmez.)
[Taberani]
(Yumuşak olan, kızmayan müslümanın Cehenneme girmesi haramdır.) [Tirmizi]
(Yavaş, yumuşak davranmak, Allahü teâlânın kuluna verdiği büyük bir ihsandır.
Aceleci olmak, şeytanın yoludur. Allahü teâlânın sevdiği şey, yumuşak ve
ağırbaşlı olmaktır.) [E.Ya’la]
(Kişi, yumuşaklığı, tatlı dili ile, gündüzleri oruç tutanın ve geceleri namaz
kılanın derecesine kavuşur.) [İ. Hibban]
(Kızınca, öfkesini yenerek yumuşak davrananı Allahü teâlâ sever.) [İsfehani]
(Güler yüzle selam veren, sadaka verenin sevabına kavuşur.) [İ.E.dünya]
Bir kimse Resulullah efendimizden nasihat istedi, (Kızma, sinirlenme)
buyurdu. Birkaç kere sordu, hepsine de (Kızma, sinirlenme) buyurdu.
(Buhari)
Sual: İyi insan olmak için ne yapmak gerekir?
CEVAP
İyi insan olmak için kâmil yani olgun müslüman olmak gerekir. Zaten
müslüman, iyi insan demektir.
Allah indinde mümin çok kıymetlidir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Müminler, öyle kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalbleri titrer,
Allah’ın âyetleri okununca, imanları kuvvetlenir ve yalnız Rablerine dayanıp
güvenirler, namazı doğru kılar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden
[Allah’ın razı olduğu yerlere] harcarlar.) [Enfal 2-3]
(Müminler, muhakkak kurtuluşa ermiştir. Namazlarını huşu içinde kılar, boş ve
lüzumsuz şeylerden yüz çevirir, zekatlarını verir, iffetlerini korur, emanet ve
ahidlerine riayet ederler.) [Müminun 1-8]
(Onlar, Allah’ın ahdini yerine getirir, verdikleri sözü bozmaz, Rablerinin
rızasını isteyip sabreder ve kötülüğü iyilikle savarlar.) [Rad 20-22]
(Büyük günahlardan ve hayasızlıktan sakınır, öfkelendikleri zaman da kusurları
bağışlar ve işlerini aralarında istişare ederler.) [Şura 37,38]
(İnanıp hayırlı iş işleyen [mümin]lerin kötülüklerini, and olsun,
örteriz, onları yaptıklarının en güzeli ile mükafatlandırırız.) [Ankebut 7]
(Allah onların [müminlerin] kötülüklerini örter, onlara işledikleri
şeylerin en güzellerinin karşılığını verir.) [Zümer 35]
(Allah, inanıp emirlerini yapan müminlere mağfiret ve büyük ecir vaad etmiştir.)
[Feth 29]
(Elbette müminler kardeştir.) [Hucurat 10]
Müminlerle ilgili hadis-i şeriflerden bazıları da şöyle:
(Müslüman, elinden ve dilinden müslümanların emin olduğu kimsedir.)
[Buhari]
(Mümin akıllı, basiretli, uyanıktır. Her işte Allah’ın rızasını gözetir. Acele
etmez, ilim sahibidir, haramlardan kaçar.) [Deylemi]
(Mümin, koku satan kimse gibidir. Yanında otursan için açılır. Onunla gezsen
veya ortak iş yapsan faydasını görürsün. Onun her işi faydalıdır.)
[Taberani]
(Müminler, birbirine karşı sevgi ve merhamette, bir vücut gibidir. Vücudun bir
yeri rahatsız olunca, bütün vücut huzursuz olup onun tedavisi ile meşgul
olunduğu gibi, müslümanlar da böyle birbirine yardıma koşmalıdır.) [Buhari]
(Mümin ülfet eder [iyi geçinir], ülfet etmeyen ve ülfet edilmeyende hayır
yoktur.) [Beyheki]
(Müminin yanına giren, güzel bir bahçeye girmiş gibi ferahlık duyar.)
[Deylemi]
(Mümin lanet etmez, kötülemez, müstehcen konuşmaz ve hayasız olmaz.) [Hakim]
(Mümin arıya benzer; konduğu dalı kırmaz, oraya zarar vermez. Toplayıp bıraktığı
eseri de güzeldir.) [Beyheki]
(Mümin, yumuşaktır, hafiftir. Munis bir deve gibi boyun eğer, "Ih" denince, yer
sert olsa da çöker.) [Beyheki]
(Mümin sert değildir. Yumuşaklığından dolayı ahmak zannedilir.) [Deylemi]
(Mümin geçim ehlidir. Arkadaşına rahatlık verir. Münafık ise geçimsizdir,
arkadaşına sıkıntı verir.) [Dare Kutni]
(Halkın elindekine göz dikmemek, müminin alametlerindendir.) [Dare Kutni]
(Komşusu kötülüğünden emin olmayan, mümin olamaz.) [Buhari]
(Çevrendekilerle güzel komşuluk et ve kendin için sevdiğini, başkaları için de
sev ki müslüman olasın.) [Harâiti]
Kime dinin emirlerini yapmak kolay gelirse, onun salih biri olduğu anlaşılır.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ahirete ait istediğine kolayca kavuşur, dünyaya ait olana kavuşman
zorlaşırsa, bil ki sen iyi bir hâl üzerindesin. Bunun tersi olursa kötü
haldesin!) [Beyheki]
Müslümanın vasıfları nelerdir
Sual: Allah’tan korkan müslümanın vasıfları nelerdir?
CEVAP
Allah’tan korkan bir kimse, Onun emirlerini yapmaya, yasaklarından sakınmaya
titizlikle çalışır. Hiç kimseye kötülük yapmaz. Kendine kötülük yapanlara
sabreder. Yaptığı kusurlara tevbe eder. Sözünün eri olur. Her iyiliği Allah için
yapar.
Kimsenin malına, canına, namusuna göz dikmez. Çalışırken, alış veriş ederken,
kimsenin hakkını yemez. Herkese iyilik eder. Şüpheli şeylerden kaçınır. Makam
sahiplerine, zalimlere yaltaklanmaz. İlim ve ahlak sahiplerine saygı gösterir.
Arkadaşlarını sever ve kendini sevdirir. Kötü kimselere nasihat verir. Onlara
uymaz. Küçüklerine merhametli ve şefkatli olur. Misafirlerine ikram eder.
Kimseyi çekiştirmez. Keyfi peşinde koşmaz. Zararlı ve hatta faydasız bir şey
söylemez. Kimseye sert davranmaz. Cömert olur. Malı ve mevkii herkese iyilik
etmek için ister.
Riyakârlık, iki yüzlülük yapmaz. Kendini beğenmez. Allahü teâlânın her an
gördüğünü ve bildiğini düşünerek hiç kötülük yapmaz. Onun emirlerine sarılır.
Yasaklarından kaçar. İşte, Allah’tan korkanlar milletine, ülkesine faydalı olur.
Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimde, inananları şöyle tarif etmektedir:
(Rahim olan Allahü teâlânın kulları, yeryüzünde gönül alçaklığı ile vakar ve
tevazu ile yürürler. Cahiller, onlara sataşacak olursa, bunlara [sağlık ve
selamet sizin üzerinize olsun gibi] güzel söz söyler, [büyük bir
yumuşaklık gösterirler.] Onlar geceleri secde yapar ve kıyâmda dururlar
[namaz kılarlar.] Onlar, “yâ Rabbi, Cehennem azabını bizden uzaklaştır.
Cehennem azabı devamlıdır ve çok şiddetlidir. Orası şüphesiz kötü bir yer ve
kötü bir duraktır” derler. Bir şey verdikleri zaman, israf etmez, cimrilik de
yapmazlar, ikisi ortası bir yol tutarlar. Kimsenin hakkını yemez, Allah’a şerik
koşmaz, Ondan başkasına yalvarmazlar. Allah’ın dokunulmasını haram ettiği cana
kıyıp, haksız olarak kimseyi öldürmez, zina etmezler. Bunlardan birini yapanın
Kıyamette azabı kat kat olur, orada zelil ve hakir olarak ebedi bırakılır.
Ancak, Allah, tevbe eden ve doğru iman eden ve ibadet ve faydalı iş yapanların
kötülüklerini iyiliğe çevirir. Allah, af ve merhamet sahibidir. Tevbe edip,
amel-i salih işleyen, Allahü teâlâya [tevbesi makbul ve Onun rızasına
kavuşmuş olarak] döner. Onlar yalan yere şahitlik yapmaz, faydasız ve zararlı
işlerden kaçınırlar. Kendilerine âyetler okunduğu zaman, kör ve sağır
davranmazlar, [dikkat ile dinleyip bu âyetlerle kendilerine yapılması
emredilen şeyleri yaparlar.]) [Furkan 63-73]
İyi huylu olmanın ve bunu muhafazanın yolu
Sual: İyi huylu olmak ve bunu muhafaza edebilmek için ne yapmalı?
CEVAP
İyi huylu olmak için ve iyi ahlakını muhafaza edebilmek için, salih
kimselerle, iyi huylularla arkadaşlık etmelidir. İnsanın ahlakı, arkadaşının
huyu gibi olur. Hadis-i şerifte, (İnsanın dini, arkadaşının dini gibi olur)
buyuruldu. Ahlakı bozan, şehveti harekete getiren kitapları okumamalı, böyle
radyo ve TVden sakınmalıdır.
İyi huyların faydaları ve haramların zararları ve Cehennemdeki azapları, hep
hatırlanmalıdır. Mal, mevki arkasında koşanlardan hiçbiri muradına
kavuşamamıştır. Malı, mevkii hayır için arayan ve hayır işlerde kullanan,
rahata, huzura kavuşmuştur.
Allahü teâlâdan korkmak, bu deryanın gemisidir. Hadis-i şerifte, (Dünyada,
kalıcı değil, yolcu gibi yaşa! Öleceğini hiç unutma) buyuruldu.
Faydasız şeylerden, oyunlardan, zararlı şakalaşmak ve münakaşa etmekten
sakınmalıdır. İlim öğrenmeli ve faydalı işler yapmalıdır. Vaktin kıymetini bilip
gece-gündüz ilim öğrenmelidir! İlim, ibadet içindir. Kıyamette işten, ibadetten
sorulur, çok ilim öğrendin mi diye sorulmaz. İş ve ibadet de ihlas elde etmek
içindir. (İslam Ahlakı)
Sert mizaçlı olmak
Sual: Haksızlık olunca dayanamıyorum. Çok sert mizaçlıyım. Sert mizaçlı
olmak dinen kusur mudur?
CEVAP
Sert mizaçlı olmak kusur değildir. Ancak dine aykırı olarak sertlik yapmak
kusurdur. Hazret-i Ömer’in sert mizacı övülmüş, takdir edilmiştir. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(İki melek var, biri sert, biri yumuşak mizaçlıdır. Bunlar, Cebrail ile
Mikail’dir. Peygamberlerden biri yumuşak, diğeri sert mizaçlıdır. Bunlar İbrahim
ile Musa’dır. Benim de iki arkadaşımdan biri yumuşak, diğeri sert mizaçlıdır.
Bunlar, Ebu Bekir ile Ömer’dir.) [Taberani]
Kâfirlere karşı da iyi huylu olmalı
Sual: İslamiyet’in güzel ahlakını göstermek için, kâfirlere karşı da iyi
huylu olmak ve onları incitmemek gerekmez mi?
CEVAP
Müslümanların kâfirlere karşı da iyi huylu olmaları, onları incitmemeleri
gerekir. Böylece İslam dininin, iyi huylu olmayı, kardeşçe yaşamayı, çalışmayı
emrettiği onlara da gösterilmiş olur. Böylece iyiliği seven insanlar, seve seve
müslüman olurlar. Cihad etmek farzdır. Cihadı devlet topla, silahla yapacağı
gibi, soğuk harp ile, propaganda, neşriyat ile de yapar. Her müslüman da, iyi
huyları ile, iyilik yapmakla cihad yapar. Çünkü cihad etmek, insanları müslüman
yapmaya davet etmek demektir. Görülüyor ki, kâfirlere karşı da, iyi huylu olmak,
onları incitmemek, cihad etmek oluyor. Cihad ise her müslümana gücü nispetinde
farzdır.
Sevilmenin kısa yolu
Sual: Sevilmenin kısa yolu nedir?
CEVAP
Sevilmenin yolu sevmesini bilmektir. Başka bir tabirle, iyi insan, herkes
tarafından sevilir. Dinimizin bildirdiği esaslara uyan müslüman iyi insan
demektir.
Hemen herkes, kendisiyle ilgilenilmesini, kendisinden, işlerinden bahsedilmesini
ister. Çok kimsenin bir dakikalık telefon konuşmasında 5-10 defa (Ben) dediği
tespit edilmiştir. Çok kimseyi, hükümet kurulmasından çok, kendi meselesi
ilgilendirir. Başkasına yaklaşabilmek için onun sevdiği, ilgilendiği konuları
bilmek gerekir.
Hemen her insan, en az bir bakımdan kendini çok insandan üstün görür. (Ben bakan
olsam, ben başbakan olsam şöyle yaparım) dediği görülür. Belki böyle konuşan
kimselerin çoğunun müdür olacak kabiliyeti bile yoktur. Çünkü insanın nefsi,
daima yükselmeyi, şef olmayı, başkalarının kendisine tâbi olmasını ister. Bu,
nefsin arzusudur. Herkeste de nefs olduğunu düşünerek, ona göre hareket
edilirse, çetin meseleleri çözmek zor olmaz.
Bir kimsenin sevdikleri, kendini beğenip takdir edenlerdir. O halde sevilmek
için başkalarını takdir edip sevmek gerekir. İnsanın nefsi takdirden hoşlanır,
tenkitten hoşlanmaz. Tenkit, düşmanlığa yol açar.
Başkalarının bize nasıl muamele etmelerini istiyorsak, biz de onlara aynı
şekilde davranmalıyız! Mesela gülerek karşılanmayı, bir çay, bir kahve ikram
etmelerini istiyorsak, biz de başkalarını güler yüzle karşılamalıyız, onlara
gerekli ikramda bulunmalıyız!
Sevilmek, takdir kazanmak için, herkese samimi bir alaka göstermek, gülümseyerek
selam vermek, hâl ve hatır sormak gerekir. Yapmacık hareketlerden de
kaçınmalıdır! Yapmacık hareketler, fayda yerine çok zaman zarar verir. Kendimize
"Samimiyetsiz" dedirtmemeliyiz. Samimi olmaya kendimizi alıştırmalıyız! Mesela
birisi bizi telefonla aramış ve kendinin kim olduğunu bildirmemişse, (İnsan önce
kendini tanıtır) diyerek tenkitle söze başlamamalıdır! (Buyurun efendim, kiminle
müşerref oluyorum) diyerek karşımızdakinin kendisini takdim etmesine fırsat
vermelidir! Daha sonra, (Efendim, size yardımcı olmak benim için bir şereftir)
dersek, karşımızdakinin kalbini fethetmeye giden yolu keşfetmişiz demektir.
Kendini sevdirmenin yolu, iyi insan olmaktır. İyi insan da güzel ahlaklı
olandır. Güzel ahlak nedir? Güzel ahlakla ilgili hadis-i şeriflerden birkaçı
şöyle:
(Kendinden uzaklaşanlara yaklaşmak, zulmedenleri affetmek, kendini mahrum
edenlere [Kendine bir şey vermeyenlere] ihsan etmek, güzel huylu
olmaktır.) [İ.Süyuti]
(İyi huyları tamamlamak, yerleştirmek için gönderildim.) [Hakim]
(Sureti ve huyu güzel olanı Cehennem ateşi yakmaz.) [Taberani]
(İyi huylu olan, dünya ve ahiret saadetine kavuşur.) [Taberani]
(İnsana verilen en hayırlı şey, güzel ahlaktır.) [İbni Hibban]
(Güzel ahlaklı olmak, kişinin saadetindendir.) [Beyheki]
(Güzelin güzeli, güzel ahlaktır.) [İbni Asakir]
(En iyiniz, ahlakı en güzel olanınızdır.) [Buhari]
(Kıyamette, terazide güzel ahlaktan daha ağır gelen başka şey yoktur.)
[Tirmizi]
Allah’ın ahlakı ile ahlaklanmak
Sual: İyi bir müslüman olmak için Allah’ın ahlakı ile ahlaklanmak
gerekiyormuş. Bu nasıl olur?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Bir kimse, bir zat ile konuşunca, eğer kalbinde, dünya sevgisi azalıp, Allahü
teâlâya bağlılığı artarsa, onun keramet sahibi, evliyadan bir zat olduğu
anlaşılır. Eğer böyle olmazsa, o zatın istidrac gösteren bir yalancı olduğu
meydana çıkar. (Evliya olmak için Allahü teâlânın ahlakı ile ahlaklanmak gerek)
buyurulmuştur. Yani Allahü teâlânın sıfatlarına uygun sıfatlar, evliyada hasıl
olur. Fakat bu benzerlik sadece isimdedir. Yoksa sıfatların özelliğinde
beraberlik olmaz. (Allahü teâlânın ahlakı ile ahlaklanın) emrini
anlatırken Hace M. Parisa hazretleri, Tahkikat kitabında buyuruyor ki:
"Allahü teâlânın bir sıfatı Basirdir. Yani Allahü teâlâ her şeyi görür.
Bir kimsenin kalb gözü açılır, firaset ışığı ile, kendi ayıplarını ve
başkalarının iyi huylarını görürse, yani başkalarını kendinden üstün görürse ve
Allahü teâlânın her an gördüğünü göz önünde bulundurarak hep Onun beğendiği
şeyleri yaparsa, bu sıfatla huylanmış olur.
Allahü teâlânın bir sıfatı da Mümittir. Yani öldürücü demektir. Bir
kimse, sünnetler yerine yerleşmiş olan bid'atleri yok ederse, bu sıfatla
sıfatlanmış olur. Bütün sıfatlar, bunlar gibidir."
Cahiller, bu ahlaklanmayı başka türlü anlamış ve yoldan çıkmıştır. Evliyanın
ölüleri dirilteceğini, kaybolan şeyleri bileceğini sanmışlar, günaha
girmişlerdir.) [Müj. Mekt. 107]
Allahü teâlânın sıfatlarından biri Settardır. Yani günahları örtücüdür.
Müslüman da, din kardeşinin kusurunu örtmelidir.
Allahü teâlâ Kerimdir. Rahimdir. Yani lütfu, ihsanı bol ve
merhameti çoktur. Müslüman da, cömert ve merhametli olmalıdır!
Allahü teâlâ, Gaffardır, yani kullarının günahlarını affedicidir.
Müslümanlar da birbirlerinin kusurlarını affetmelidir!
Af, hak ettiği bir şeyi almayıp sahibine bağışlamak demektir. Allahü teâlâ
affedicidir, affedenleri sever. Kur'an-ı kerimde mealen, (Affet, marufu emret
ve cahillerden yüz çevir!) buyuruluyor. (Araf 199)
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Affedin ki, Allahü teâlâ da sizi affetsin ve şerefinizi yükseltsin!)
[İsfehani]
(Allah için affedeni Allahü teâlâ yükseltir, aziz eder.) [Berika]
(Kendinden uzaklaşanlara yaklaşmak, zulmedenleri affetmek, kendini mahrum
edenlere ihsan etmek, güzel huylu olmaktır.) [İ.Ebiddünya]
(Sana zulmedeni affet, sana gelmeyene git, sana kötülük edene sen iyilik et,
aleyhine de olsa mutlaka doğru konuş.) [Ruzeyn]
(Musa aleyhisselam, "Ya Rabbi, senin indinde en aziz kimdir?" diye sordu.
Allahü teâlâ da, "İntikam almaya gücü yeterken affedendir" buyurdu.)
[Harâiti]
(Allahü teâlâ, merhameti olmayana merhamet etmez, affetmeyeni affetmez.)
[İ.Ahmed]
(Affedin ki affa kavuşasınız!) [İ.Ahmed]
Sual: En makbul amel nedir?
CEVAP
Peygamber efendimiz, en makbul amelin güzel ahlak olduğunu bildirmiş,
(İman yönünden müminlerin en faziletlisi, ahlakı güzel olanlardır)
buyurmuştur. (Hakim)
Bir kimse Peygamber efendimizden nasihat istedi. Dedi ki:
- Ya Resulallah bana öğüt ver!
- Nerede olursa olsun Allah’tan kork!
- Yine buyur ya Resulallah!
- Her kötülüğün akabinde bir iyilik yap! İyilikler günahları giderir.
- Yine buyur!
- Herkesle güzel geçin! (Tirmizi)
Oğlu, Lokman aleyhisselama sorar:
- En iyi haslet nedir?
- Dindar olmaktır.
- Peki babacığım, bu haslet iki olursa?
- Dindarlık ve mal sahibi olmak.
- Üç olursa?
- Dindarlık, mal ve haya.
- Dört olursa?
- Dindarlık, mal, haya ve güzel ahlak.
- Beş olursa?
- Dindarlık, mal, haya, güzel ahlak ve cömertliktir.
- Altı olursa?
- Oğlum bu beş haslet kimde olursa, o kimse takva ehli, temiz bir kimsedir,
Allahü teâlânın dostudur, şeytandan uzaktır.
Kur'an-ı kerimde ise mealen buyuruluyor ki:
(Allah indinde en şerefliniz, takva ehli olanınızdır.) [Hücurat 13]
Bir kimse, asil bir aileye mensup olmasa da, güzel huylu ise, onun için güzel
huyu, iyi bir asalettir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Güzel huy gibi asalet, tedbirli olmak gibi akıllılık olmaz.) [İbni Mace]
Güzel huylu kimse, insanların takdirini kazanır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel
ahlakla memnun etmeye çalışınız!) [Hakim]
Sual: Güzel ahlaka sahip olmak için ne yapmak gerekir?
CEVAP
Güzel ahlaka sahip olmak için iyi ve kötü huyları bilmek gerekir. Ayrıca
kendi kötü huylarını teşhis etmek gerekir. Bu teşhisi kendi yapar. Yahut bir
âlimin, rehberin bildirmesi ile anlar. İnsan kendi kusurlarını zor anlar.
Güvendiği arkadaşına sorarak da, kusurunu öğrenir. Sadık olan dost onu
tehlikelerden, korkulardan koruyan kimsedir. Düşmanlarının kendisine karşı
kullandıkları kelimeler de, insana ayıplarını tanıtmaya yarar. Çünkü düşman,
insanın ayıplarını arayıp, yüzüne çarpar. Arkadaş ise, insanın ayıplarını pek
görmez.
Birisi İbrahim Ethem hazretlerine, aybını, kusurunu bildirmesi için yalvarınca,
(Seni dost edindim. Her halin bana güzel görünüyor. Aybını başkasına sor) dedi.
Başkasında bir ayıp görünce, bunu kendinde aramak, kendinde bulursa, bundan
kurtulmaya çalışmak gerekir. (Mümin müminin aynasıdır) hadis-i şerifinin
manası budur. Yani, başkasının ayıplarında, kendi ayıplarını görür. İsa
aleyhisselama, bu güzel ahlakını kimden öğrendin, dediklerinde, (Birinden
öğrenmedim. İnsanlara baktım. Hoşuma gitmeyen şeylerinden sakındım. Beğendiğimi
ben de yaptım) buyurdu. Hazret-i Lokman’a, (Edebi kimden öğrendin) denince,
(Edepsizden) dedi.
Selef-i salihinin, Eshab-ı kiramın, evliyanın menkıbelerini okumak da, iyi huylu
olmaya sebep olur. Kendinde kötü huy bulunan kimse, buna yakalanmanın sebebini
araştırmalı, bu sebebi yok etmeye, bunun zıddını yapmaya çalışmalıdır. Kötü
huydan kurtulmak, bunun zıddını yapmak için çok uğraşmak gerekir. Çünkü, insanın
alıştığı şeyden kurtulması güçtür. Kötü şeyler nefse tatlı gelir.
Çocukları ihmal etmeyelim
Bugün, bütün hıristiyan ülkelerinde, bir çocuk dünyaya gelir gelmez, buna
bozuk dinlerinin icaplarını yapıyorlar. Her yaştaki insanlara, yahudiliği ve
hıristiyanlığı titizlikle aşılıyorlar. Müslümanların imanlarını, dinlerini
çalmak ve yok etmek ve onları da, hıristiyan yapmak için, İslam ülkelerine paket
paket kitap, broşür ve sinema filmleri gönderiyorlar.
O halde müslümanlar, din cahillerinin hilelerine, yalanlarına aldanmamalı, bize
emanet edilen çocuklarımıza sahip olmalıyız. Onlara sahip olmak da, dinimizin
emirlerine uygun olarak yetiştirmekle olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ahlakınızı güzelleştirin!) [İbni Lal]
En vahşi hayvan bile terbiye ile ehlileştiriliyor. Hiçbir zaman elma
çekirdeğinden portakal olmaz. Fakat elma fidanını büyüterek, lüzumlu aşı ve
kültürel tedbirlerle kaliteli elma veren bir ağaç olarak yetiştirmek mümkündür.
Bunun gibi insan tabiatında bulunan bazı arzular yok edilemez, fakat terbiye
edilebilir.
Her şeyi, zıddı kırar. Kötü huyları, iyi huylar yok eder. Bu bakımdan kendini
zorla da olsa iyi işler yapmaya alıştırmalı, onları âdet haline getirmelidir.
Çocuk, işleri ve ahlakı iyi olan insanlarla arkadaşlık ettirilirse, güzel huylar
kendiliğinden onun tabiatı olur. Bu esaslar dahilinde çocuklar yetiştirilirse
dünya ve ahiret saadeti elde edilir. Kıyamet günü, ana-baba, çocuğuna öğretmesi
gereken ilimlerden mesul olacak, vazifesini yapmamış ise, yahut kusur etmiş ise
cezaya çaptırılacaktır. Çocuklarını İslam terbiyesi üzerine yetiştirmeyenler,
dünya ve ahiret felaketine maruz kalacaklardır.
Ne mutlu çocuğunu İslam ahlakı ile yetiştirenlere.