Sual: İsraf nedir?
CEVAP
Malı, dinin ve mürüvvetin uygun görmediği yerlere dağıtmaya israf denir.
Mürüvvet, faydalı olmak, iyilik yapmak arzusudur. Dine uymayan israf, haramdır.
Mürüvvete uymayan israf tenzihen mekruhtur.
İsraf, malı helak etmek, faydasız hâle getirmek, faydalı olmayacak şekilde sarf
etmektir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İktisat eden zenginleşir, israf eden fakirleşir.) [Bezzar]
İsrafla cimriliğin ortasına iktisat veya cömertlik denir. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(İktisat eden, sıkıntı çekmez.) [Taberani]
(Kurtarıcı üç şeyden biri, varlıkta, yoklukta, zenginlikte, fakirlikte,
iktisada riayet etmektir.) [Beyheki]
(İktisat etmek, maişetin yarısıdır.) [Hatib]
(Tedbirli olmak, geçimin yarısıdır.) [Deylemi]
(Geçimde iktisat etmek, peygamberliğin yirmide biridir.) [Ebu Davud]
(Kıyamette herkes, şu dört suale cevap vermedikçe hesaptan kurtulamaz:
1- Ömrünü nasıl geçirdi?
2- İlmi ile nasıl amel etti?
3- Malını nereden, nasıl kazandı ve nerelere harcetti?
4- Cismini, bedenini nerede yordu, hırpaladı?) [Tirmizi]
İsraf cimrilikten kötüdür
Dinimizde abes, lüzumsuz şeyleri yapmak, caiz değildir. Mesela boş ve
lüzumsuz yere bir şeyler karalamak, israf ve abestir. Burada birkaç israf
vardır. Zaman, emek, enerji, kağıt, kalem, mürekkep. Hepsinden mühimi de faydalı
bir şeyle meşgul olunmamak...
Eğer dünyadaki herkesin boşa harcadığı zaman, enerji ve emek hesaplansa, dünyada
açlık ve yokluk içinde kıvranan milyonlarca insanın ihtiyaçlarına kâfi
gelebilecek zaruri meta üretilebilirdi.
İsrafın miktarı ne olursa olsun zararı büyüktür. Küçük sanılan şeyler, yan yana
geldiği zaman büyük rakamlar, değerler ortaya çıkar. Damlaya damlaya göl olur,
atasözünü duymuşuzdur. Dakikada on damla kaçıran bir musluk ayda 170 litre su
akıtıyormuş.
Semavi dinlerin hepsinde Allahü teâlâ kötü bir huy olan israfı yasak etmiştir.
Dinimizin boşu, abesi, haramı, israfı yasaklamasında insanların saadeti, refahı,
adaleti ve her şeyi yatmaktadır.
Dinimizde, cimriliğin, israftan daha çok kötülenmesi, israfın cimrilik kadar
kötü olmadığını göstermez. Cimriliğin daha çok kötülenmesi, insanlardan çoğunun
mal biriktirmeye meyilli olmasındandır. İsrafın kötülüğünü göstermek için,
Allahü teâlâ buyuruyor ki:
(Yiyin, için, fakat israf etmeyin! Allahü teâlâ israf edenleri elbette
sevmez.) [Araf 31]
(İsraf etme! İsraf edenler, şeytanların kardeşleridir.) [İsra 26,27]
(Müsrifleri helak ettik.) [Enbiya 9]
(Mallarını israf edenlere bir şey vermeyin!) emri ile müsrifleri en kötü
şekilde vasıflandırıp, (Mallarınızı sefihlere vermeyin!) buyuruyor. (Nisa
5)
Ne israf etmeli, ne de kısmalıdır. Bunların ortasını bulmak ise makbuldür. Buna
iktisat etmek denir. Cömertlik de malını iktisat ile kullanmaktır. Allahü teâlâ
buyuruyor ki:
(Cimri olma, israf da etme!) [İsra 29]
Cömertleri överken de buyuruyor ki:
(Onlar sarf ettikleri zaman ne israf ederler, ne de cimrilik. İkisi arasında
orta bir yol tutarlar.) [Furkan 67]
Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Yiyip için, giyinin ve tasadduk edin. Fakat israf ve kibirden sakının!)
[Buhari]
İsrafın zararları, israf edenlerin şeytana, Firavun’a ve Hazret-i Lut’un kötü
kavmine benzetilmesi ve Allahü teâlânın bunları sevmemesi ve bunlara sefih
demesi ve ahirette azap çekmeleri, dünyada aşağı, muhtaç duruma düşmeleri ve
pişman olmalarıdır.
İsrafın kötü olmasının birinci sebebi, malın kıymetli olmasıdır. Mal, Allahü
teâlânın verdiği bir nimettir. Ahireti kazanmak, mal ile olur. Dünya ve ahiret,
mal ile intizam bulur, rahat olur. Hac, cihad sevabı mal ile kazanılır. Bedenin
sıhhat, kuvvet bulması, mal ile olur. Başkasına muhtaç olmaktan insanı koruyan
maldır. Sadaka vermek, akrabayı dolaşmak, fakirlerin imdadına yetişmek mal ile
olur. Mescitler, okullar, hastaneler, yollar, çeşmeler, köprüler yaparak
insanlara hizmet de mal ile olur. Peygamber efendimiz (İnsanların en iyisi,
onlara faydası çok olanıdır) buyuruyor. (Kudai)
İnsanlara yardım etmek için çalışıp para kazanmak, nafile ibadet etmekten daha
çok sevaptır. Cennetin yüksek derecelerine mal ile kavuşulur. Mal kıymetli
olunca, onu israf etmek elbette kötüdür.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, bir kuluna mal ve ilim verir. Bu kul da haramlardan kaçınır,
akrabasını sevindirir, malından hakkı olanları bilip verir ise, Cennetin yüksek
derecesine kavuşur.) [Tirmizi]
(İki şeyden birine kavuşana gıpta etmek, imrenmek yerinde olur. Allahü teâlâ bir
kimseye İslam ilimlerini ihsan eder. Bu da, her hareketini, bilgisine uygun
yapar. İkincisi, Allahü teâlâ, birine çok mal verir. Bu da malını, Allahü
teâlânın razı olduğu, beğendiği yerlere harceder.) [Müslim]
(İyi kimseye malın iyisi, ne güzel yakışır.) [Berika]
Süfyan-ı Sevri hazretleri (Bu zamanda mal, insanın silahıdır. İnsan canını,
sıhhatini, dinini ve şerefini mal ile korur) buyurdu. Büyük bir nimet olan malı
israf, Allahü teâlânın nimetine kıymet vermemek, nimeti elden kaçırmak, küfran-ı
nimet, yani şükretmemek olur. Bu ise, nimeti verenin azap etmesine sebep olacak
büyük bir suçtur. Nimetin kıymeti bilinmez, hakkı gözetilmezse elden gider.
Şükredilir ve hakkı gözetilirse elde kalır ve artar. Cenab-ı Hak
(Şükrederseniz, verdiğim nimetleri artırırım) buyuruyor. (İbrahim 7)
Çeşitli israflar
İsraf, malı helak etmek, faydasız hâle getirmek, faydalı olmayacak şekilde
sarf etmektir. Malı, elden çıkmasına sebep olan yerlere atmak, onu helak
etmektir. Kullanılmayacak hâle sokmak, kırmak, ağaçtan meyveyi toplamayıp
çürütmek, tarlayı hasat etmeyip, mahsulü telef etmek, hayvanları, soğuktan,
sıcaktan ve açlıktan ölmelerini önleyecek kadar beslememek ve barındırmamak da
helak etmektir, israftır. Günah işlemek için ve günah işlenilmesi için verilen
mal ve paralar da israf olur.
Meyve ve ekin toplandıktan sonra, bunları iyi saklamayıp kendiliklerinden
bozulmaları veya nem alarak çürümeleri veya kurt, güve, fare ve benzeri
canlıların yemeleri hep israftır. Hurma, karpuz gibi meyvelerin ve kuru incir,
kuru üzüm gibi kuru meyvelerin ve buğday, arpa gibi hububatın ve elbise, kitap
gibi eşyanın, böylece israf edildikleri çok görülmektedir.
Sofrada düşen ekmek ve yemek kırıntılarını atmak da israftır. Bu kırıntıları
toplayıp kedi, köpek, koyun, kuş, tavuk gibi hayvanlara yedirmek israf olmaz.
Fasulye, pirinç gibi şeyleri yıkarken dökmek ve dökülenleri toplamamak israftır.
Elbise, ayakkabı gibi giyim eşyasını iyi kullanmayıp, çabuk eskitmek, onları
yırtmak, yıkarken suyu, deterjanı çok harcamak, elektriği, tüp gazı boş yere
yakmak, hep israftır.
Malı kıymetinden aşağı satarak veya kiraya vererek ve kıymetinden yukarı fiyatla
satın alarak aldanmak israf olur. Böyle alış verişe zaruri ihtiyaç olursa veya
yardım, sadaka gibi niyetle böyle yaparsa israf olmaz.
Acıkmadan veya doyduktan sonra fazla yemek de israftır. Nefis yemekler yemek,
kıymetli, yeni elbise giymek, büyük binalar yapmak ve haram olmayan daha bunun
gibi şeyler, helalden kazanıldığı, kibir ve öğünmek için olmazsa, israf
değildir. Ahireti kazanmak isteyenlere, gereken ile kanaat edip, fazlasını hayra
vermek yakışır.
Sadaka vermekte de israf vardır. Hazret-i Sabit bin Kays bir anda, 500 ağaçtaki
hurmaların hepsini sadaka verip evi için bir şey bırakmayınca (Hepsini
vermeyin) diye âyet indi.
Borcundan çok malı olmayan, çoluk çocuğu sıkıntıya sabredemediği halde, bunların
ihtiyacını karşılayacak maldan fazlası bulunmayan veya sıkıntıya katlanamadığı
halde, kendi muhtaç olanın sadaka vermesi israf olur.
İsrafın sebepleri
1- Sefahat. Çok kimseyi israfa alıştıran bir hastalıktır. Sefihlik aklın az
ve hafif olmasıdır. Aksine rüşd denir ki, aklın kuvvetli olmasıdır.
Allahü teâlâ (Mallarınızı sefihlere vermeyin!) dedikten sonra (Onların
halinde rüşd görürseniz, mallarını kendilerine teslim edin!) buyuruyor.
(Nisa 5, 6)
Bazısı sefih olur. Çalışmadan eline geçen paraya konmak için kötü arkadaşlar
tarafından kandırılır. Bunun için, kötü arkadaştan kaçmakla emrolunduk. Bazı
zengin çocukları böyle israfa alışıyor, sefih oluyorlar. Sefahati artıran bir
sebep de, insanlardan çok saygı görmek ve methedilmek.
2- İsrafı ve çeşitlerinden birkaçını tanımamak. İsraf olduğunu bilmez, hatta
cömertlik sanır. Lüzumsuz yere, yasak, zararlı yerlere verilen mal, cömertlik
sanılır.
3- Riya, gösteriş yapmak.
4- Gevşeklik, tembellik.
5- Haya, sıkılmak.
6- Dini kayırmamak, dini gözetmemek.
İsraftan kurtulmanın çaresi:
1- İsrafın, anlatılan zararlarını bilmek ve bunları düşünmek.
2- Malı lüzumsuz dağıtmamaya gayret etmek ve güvendiği birine bu derdini
anlatıp, malına ve harcadıklarına dikkat etmesini, israfını görünce, kendine
hatırlatmasını, hatta uygun şekilde önlemesini rica etmek.
3- İsrafa sebep olan şeylerden kaçmak.
Sual: Pahalı kumaşlardan elbise giymek israf ve haram mıdır?
CEVAP
Bazı kimseler, israfın mahiyetini bilmedikleri için, mubah olan birçok
içeceğe bile haram demişlerdir. Harama helal, helale haram demek çok
tehlikelidir. İsraf haramdır. Fakat kendi görüşüne göre, (Şunlar israf olduğu
için haramdır) demek çok yanlıştır. Dinde herkes, kendi görüşünü ortaya koyarsa,
insan sayısı kadar din ortaya çıkar. Buna da din değil, felsefe denir. Eğer
islam âlimlerinden nakil yapılırsa, fetva verilen kavil seçilirse, sadece bir
hüküm meydana çıkar.
Mubah olan işlerde niyet önemlidir. Niyet iyi olursa sevap, kötü olursa günah
olur. Fakat haramlar, iyi niyetle de işlense haram olmaktan çıkmaz. Gücü yetenin
pahalı kumaştan güzel elbise giymesi caizdir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Allahü teâlâ cemildir, cemal sahiplerini sever.) [Müslim]
(Bahr-ür-raık)da buyuruluyor ki:
(Cemal ile ziyneti birbirine karıştırmamalıdır! Cemal, çirkinliği gidermek vakar
sahibi olmak ve şükretmek için nimeti göstermek demektir. Allahü teâlâ cemal
sahibi olmayı övmektedir. Cemal için temiz, güzel giyinmek mubahtır. Kibir,
gösteriş için giyinmek haram olur.) [Oruç Bahsi]
Vakar için giyinmek
Cemal, çirkinliğe, başkalarının iğrenmelerine, alay etmelerine,
hakaretlerine sebep olacak şeyleri yapmamak, bunları izale yani yok etmektir.
Ziynet [süs] ise, başkalarını imrendirecek, onlara üstünlük sağlayacak ve
övünülecek şeyleri yapmak demektir. Cemal sahibi olmak için bulunduğu yerde âdet
olan şeylerden, haram olmayan en iyi elbiseyi giyinmek gerekir. Hazret-i Ömer,
(İki çeşit elbiseniz olsun, biri şık, diğeri de mütevazı. Elbisenin şık, temiz
olması, insanın şerefinin icabıdır) buyurdu.
İbni Ömer hazretleri de (Nasıl elbise giyineyim?) diye sual soran birine, (Aşağı
kimselerin alayına, kültürlü kimselerin de seni ayıplamasına sebep olmayacak bir
elbise giy!) buyurmuştur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Güzel giyinin ki, Allahü teâlânın size verdiği nimetlerin eseri görülsün!)
[Taberani]
(Allahü teâlâ bir kuluna nimet verdiğinde, o nimetin eserinin o kulun üzerinde
görülmesini sever.) [Taberani]
Peygamber efendimiz, perişan kılıklı birine, malının olup olmadığını sordu. O
kimse de her çeşit malının bulunduğunu söyledi. Bu kimseye buyurdu ki:
(Allahü teâlâ sana bir mal verince, bu nimetin eseri senin üzerinde
görülsün.) [Nesai]
Hikmet ehli buyuruyor ki:
(Öyle bir elbise giy ki, sen ona değil, o sana hizmet etsin!)
Gösteriş için giyinmek
Süs ve gösteriş için giyinmek ise haramdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Süsten kaçınmak imandandır.) [İbni Mace]
(Allahü teâlâ mütevazı elbise giyineni sever.) [Beyheki]
(Süs ve gösteriş için giydiği elbiseyi, üstünden çıkarmadığı müddetçe Allahü
teâlâ, ona rahmet etmez.) [Taberani]
(Kibir ve gösteriş için, şöhret sahibi kimselerin giydiği elbiseyi giyineni,
Allahü teâlâ, o elbiseleri ile birlikte ateşe atar.) [Ruzeyn]
Görüldüğü gibi süs ve gösteriş için elbise giyinmek haram, cemal için,
müslümanlık şerefi için şık giyinmek mubahtır.
Elbise eski de olsa, temiz olmalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ya Âişe, şu iki elbiseyi yıka, bilmiyor musun elbiseler tesbih eder,
kirlenince tesbih etmeleri kesilir.) [İbni Asakir]
Mühim mevkide bulunan veya önemli bir zatın huzuruna çıkan kimsenin şık, temiz
elbise giymesi gerekir. Allahü teâlânın huzuruna çıkıldığı zaman buna daha çok
dikkat etmelidir! (Her namaz kılarken, süslü, temiz, sevilen elbiselerinizi
giyiniz!) mealindeki âyet-i kerime ile (Güzel koku gamı, güzel, temiz
elbise kederi azaltır) mealindeki hadis-i şerife uymaya çalışmalı, eski bile
olsa temiz elbise giymelidir! (M.Rabbani, Edeb-üd-dünya, Bostan)
Lüks hayat
Sual: Muhtaçların bulunduğu bir ülkede zenginlerin lüks hayat yaşaması,
villalar yaptırması israf ve haram değil midir?
CEVAP
Zekatını fakirlere veren ve alın teri ile helalinden kazanan kimsenin
villalar yaptırması haram değildir. Helal ve mübarektir. Tembel oturup,
çalışmayıp, fakir kalmak, yahut kazandıklarını haram şeylere verip, basit
meskende kalmak uygun değildir. Böyle tembellerin ve malını haramlara israf
edenlerin yüzünden, çalışkanlar niçin suçlu olsun! Zekatını verenlerin
köşklerde, villalarda oturmaları, şık giyinmeleri, fennin bulduğu bütün
kolaylıklardan faydalanmaları, helaldir. Allahü teâlâ, (Verdiğim nimetleri,
kullananları severim) ve (Çalışana veririm) buyuruyor. Çalışıp
kazanmak ibadettir. Zenginlik günah değildir. Allahü teâlâ şükreden zenginleri
sever. Zengin olduğu için, kendini beğenmek, kendini başkalarından üstün görmek
haramdır.
Hazret-i Zübeyr tüccar idi. Medine, Basra, Kufe ve Mısır’da mülkleri, geniş
arazileri ve bin hizmetçisi vardı. Gelirlerini fakirlere dağıtırdı, ölünce
mirasçılarının herbirine kırkbin dirhem gümüş kaldı.
Hazret-i Talha da çok zengindi, günlük geliri bin altın idi. Şık giyinir,
süslü gezerdi. Yüzüğünde çok kıymetli yakut taşı vardı.
Abdurrahman bin Avf hazretleri, ayrılan hanımına, son hastalığında mirasının
yirmidörtde birinin verilmesini söylemişti. Buna 83 bin altın verildi.
Hazret-i Osman da zengin tüccardı. Tebük gazasında on bin altın ve mal yüklü
bin deve verip Resulullah efendimizin duasına kavuştu.
Bunların dördü de aşere-i mübeşşereden [Cennete gideceği ismen müjdelenen on
kişiden] idi.
Zekat ve ganimet ve ticaret sebebi ile Medine’de fakir kimse kalmadı.
Peygamberlerden Hazret-i İbrahim, Hazret-i Davud ve Hazret-i Süleyman çok zengin
idi. Zenginlik nimettir. Eshab-ı kiramın fakirlerinden çoğu, zenginler de bizim
gibi ibadet ettikten başka, malları ile de hayırlı işler yaparak çok sevap
kazanıyorlar diye, agniya-yı şakirine [şükreden zenginlere] imrenirlerdi.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ahir zamanda zengin olmak saadettir.) [İ. Rafii]
Kırılan şeyler
Sual: Kırılan şey belayı önlermiş. Kırılmazsa, kırmak mı gerekir?
CEVAP
Belayı önlemesi doğrudur. Fakat kırmak israftır.