Sual: Küs durmanın dindeki yeri nedir?
CEVAP
Erkek olsun, kadın olsun, dünya işleri için, müminin mümine darılması, onu
terk edip uzaklaşması, aradaki bağlılığı, ilgiyi kesmesi caiz değildir.
Müslüman olan ve dine uygun yaşayan akrabayı ise, hiç olmazsa haftada veya ayda
bir ziyaret etmeli, kırk günü geçirmemelidir.
Uzak memlekette ise, mektupla, telefonla veya haber göndererek gönlünü
almalıdır. Dargın olsa da ziyareti ve gönlünü almayı ihmal etmemelidir.
Akrabası gelmezse, cevap vermezse de, giderek veya hediye, selam göndererek,
yahut mektup ile, telefon ile yoklamaktan vazgeçmemelidir. Allahü teâlâ,
müslüman olan ve salih olan akrabayı ziyareti emrediyor. Bunun tersi olanları
ziyaret etmeyi emretmiyor. Hele kendilerinden zarar gelecek günahkâr akrabadan
uzak durmak gerekir.
Dargın olana, üç günden önce gidip barışmak, daha iyidir. Güçlük olmaması için,
üç gün izin verilmiştir. Daha sonra günah başlar ve gün geçtikçe artar. Günahın
artması, barışıncaya kadar devam eder. Hadis-i şerifte, (Sana darılana git,
barış! Zulüm yapanı affet. Kötülük yapana iyilik et!) buyuruldu.
(İbni Ebiddünya)
Üç günden fazla dargın duran kimse, şefaat olunmazsa, affolunmazsa, Cehennemde
azap görecektir. Günah işleyene, ona nasihat olmak niyeti ile ondan uzak durmak
iyidir. Allahü teâlâ için darılmak olur.
Birbirine dargın olanları barıştırmak gerekir. Hadis-i şerifte, (Hastanın
halini sormak için 2 km git, küs olan kimseleri barıştırmak için 4 km, bir din
kardeşini ziyaret etmek ve ilim adamından bir mesele öğrenmek için de 6 km git!)
buyuruldu.
Hazret-i Musa, (Ya Rabbi, dargın olanları barıştırana ne ecir verirsin? diye
sordu. Hak teâlâ, (Kıyamet gününde selamet verir, korktuğu şeylerden emin
eder, umduğu şeylerle şereflendiririm) buyurdu.
Dargın olanların, bayramı veya başka bir günü beklemeyip, hemen barışması
gerekir.
Hoşgörülü olmalı
Allahü teâlâyı ve Peygamber efendimizi seven kimse, insanların kusurlarına
bakmaz, hoşgörülü olur. İyi insan, yani mümin herkesle iyi geçinir. Başkalarına
sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelecek eziyetlere de katlanır.
Bir kusurundan dolayı iyi bir kimseye darılmamak gerekir. Dargınlık olsa bile 3
günden fazla sürmemelidir. Bayrama kadar süren bir dargınlık olduysa, daha fazla
gecikmeden barışmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir müminin din kardeşiyle üç günden çok dargın durması caiz değildir. Üç
gün geçtikten sonra, onunla karşılaşırsa, ona selam verip hatırını sormalıdır. O
kimse selamını alırsa, birlikte, sevaba ortak olurlar. Selamını almazsa günaha
girer. Selam veren de küs durma mesuliyetinden kurtulmuş olur.) [Ebu Davud]
(İki kişi, birbirine dargın olarak ölürse, Cehennemi görmeden Cennete giremez.
Cennete girseler de birbiriyle karşılaşamazlar.) [İbni Hibban]
(Din kardeşiyle bir yıl dargın duran, onu öldürmüş gibi günaha girer.)
[Beyheki]
(İnsanların amelleri, pazartesi ve perşembe günleri Hak teâlâya arz olunur. Hak
teâlâ da, kendisine şirk koşmayan herkesi affeder. Ancak bu mağfiretten
birbirine kin tutan iki kişi istifade edemez. Cenab-ı Hak, “O iki kişi
barışıncaya kadar amellerini getirmeyin” buyurur.) [İ.Malik]
(Birbirinizle münasebeti kesmeyin! Birbirinize arka çevirmeyin! Birbirinize kin
ve düşmanlık beslemeyin! Birbirinizi kıskanmayın! Ey Allah’ın kulları kardeş
olun! Bir müslümanın diğer kardeşine darılarak 3 günden çok uzaklaşması helal
değildir.) [Buhari]
(Birbirine dargın iki kimseden, hangisi önce selam verirse, günahları affolur.
Verilen selamı öteki almazsa, bu selamı melekler alır. Selam almayan kimseye de
şeytan, sevinerek iltifatta bulunur.) [İbni Ebi Şeybe]
(Müslüman kardeşine, üç günden fazla dargın duran kimse, ölünce Cehenneme
gider.) [Nesai]
[Cehennemde günahı kadar ceza çektikten sonra çıkar.Yahut şefaate veya affa
uğrarsa hiç Cehenneme girmez.]
Ara bulmak ve yalan
Müslümanların birbirine olan haklarından birisi de iki kişinin arasını
bulmak, küsleri barıştırmaktır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Nafile namaz, oruç ve sadakadan daha faziletli amel iki kişi arasını bulmak ve
düzeltmektir. Çünkü ara bozukluğu dini kökünden yıkar.) [Tirmizi]
Peygamber efendimiz, bir gün gülümsedi. Bunu gören Hazret-i Ömer sebebini sual
etti. Resulullah efendimiz buyurdu ki:
(Ümmetimden iki kişi, ahirette hesaplaşırlar. Birisi (Ya Rabbi, bu adamdan
hakkımı al) der. Allahü teâlâ, ötekine, (Bu adamın hakkını ver) buyurur. Adam,
(Ya Rabbi, bir iyiliğim kalmadı ki nasıl vereyim) der. Allahü teâlâ hak
sahibine, (Bu adamın iyiliği kalmadı. Ne yapacaksın) buyurur. Adam (Öyle ise
günahlarımı alsın) der. Bu arada Peygamber efendimiz ağlayarak (O gün öyle
dehşetli bir gündür ki, o gün başkalarının günahlarını yüklenmek şöyle dursun
insan kendi günahının yükünü çekemez) buyurdu.
Allahü teâlâ, hak sahibine, (Başını kaldır da, Cennetin şu muhteşem köşklerine
bak) der. Hak sahibi baktıktan sonra, (Evet görüyorum. Bu muhteşem köşkler,
hangi peygamberin veya hangi şehidindir) der. Allahü teâlâ, (İşte o gördüğün göz
kamaştırıcı köşkler, bedellerini ödeyenler içindir) buyurur. Adam, (Ya Rabbi
bunların bedellerini kim ödeyebilir ki?) der. Allahü teâlâ, (Sen ödeyebilirsin)
buyurur. Adam, (Nasıl ödeyebilirim, neyim var ki?) der. Allahü teâlâ, (Hakkını
bu kardeşine bağışlamakla bu köşke sahip olursun) buyurur. Adam hemen,
(Bağışladım ya Rabbi) der. Allahü teâlâ, (Haydi kardeşinin elinden tutup Cennete
girin) buyurur. Peygamber efendimiz aleyhisselam devam ederek buyurdu ki:
(Allah’tan korkun ve aralarınızı düzeltmeye çalışın! Çünkü Allahü teâlâ,
kıyamet gününde sizin aralarınızı düzeltir.) [Haraiti]
Karı-kocanın veya dargın iki kişinin arasını düzeltmeye çalışmak çok sevaptır.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İki kişinin arasını düzeltmek, nafile oruç ve namazlardan daha
faziletlidir.) [Taberani]
[Bazı kimseler, namaz kılmayıp, oruç tutmayıp, "Ben iki dargını barıştırdım, çok
sevap aldım" derler. Namaz kılmayanın böyle iyiliklerine sevap verilmez.
İyiliklere sevap verilebilmesi için doğru iman etme ve namaz kılma şartı
vardır.]
Yalan büyük günah olduğu halde birkaç yerde, hayra, iyiliğe vesile olduğu için
caizdir. Harpte, düşmanların zararından korunmak için, iki müslümanı barıştırmak
için birinden diğerine iyi söz getirmek için caizdir. Ölmemek için leş yemeye
benzer. Çünkü bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İki kişinin arasını bulmak için hayırlı söz söyleyen yalancı değildir.)
[Müslim]
Bunların haricinde şakadan bile olsa yalan söylememeli. Bu konudaki bir hadis-i
şerif meali şöyledir:
(Mümin her kabahati yapabilir. Ama hıyanet edemez ve yalan söyleyemez.)
[İbni Ebi Şeybe]
Sual: Dinimizde küs durmak caiz mi, müslüman bir arkadaş benimle konuşmuyor.
O benimle konuşmadığı için günaha sadece o mu giriyor ben de günaha giriyor
muyum?
CEVAP
Dinimizde küsmek, dargın durmak caiz değildir, günahtır. Üç günden fazla
dargın duran kimse, şefaat olunmazsa, affolunmazsa, Cehennemde azap görecektir.
Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Bir müminin din kardeşiyle üç günden çok dargın durması caiz değildir. Üç
gün geçtikten sonra, onunla karşılaşırsa, ona selam verip hatırını sormalıdır. O
kimse selamını almazsa günaha girer. Selam veren de küs durma mesuliyetinden
kurtulmuş olur.) [Ebu Davud]
(Müslümanla alakayı kesmek onun kanını dökmek gibidir.) [Ebu Nuaym]
Bir de küs durmanın sebebi nedir? Bu önemlidir. Alacak verecek meselesi midir,
para meselesi mi? İtibar meselesi mi? Konuşmaz ama kin gütmezse küs duranların
günahını yüklenmez. Nefret etmemek şartı ile ondan zarar gelir diye konuşmazsa
küs durma günahına girmez.
Günah işleyene, büyüklük taslayana, kendini beğenene, sizinle alay edene nasihat
olmak niyeti ile ondan uzak durmak iyidir. Allahü teâlâ için darılmak olur.
Hâlini düzelt demek olur.
Sual: Hadis-i şerifte (Birbirinizi sevmedikçe, imana kavuşamazsınız)
buyuruluyor. İnsan birisiyle küsünce kâfir olmaz mı?
CEVAP
Hayır, kâfir olmaz. İnsan dünya işleri için bir müslümana kızar, onunla
küsebilir. Üç günden fazla dursa da, yine kâfir olmaz. Yani insan günah
işlemekle kâfir olmaz.