Sual: İyilik etmenin dindeki yeri nedir?
CEVAP
Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:
Ömür kısadır. Sonsuz olan ahiret hayatında, insanın karşılaşacağı şeyler,
dünyada yaşadığı hâle bağlıdır. Akıllı olan, ileriyi görebilen bir kimse, kısa
olan dünyada, hep, ahirette iyi ve rahat yaşamaya sebep olan şeyleri yapar.
İnsanlara hizmet etmek için çalışır. İnsanlara iyilik etmek, ahirette azaptan
kurtulmaya ve Cennet nimetlerinin artmasına sebep olur. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Müslüman, müslümanın kardeşidir. Onu incitmez, üzmez. Bir kimse bir
müslümanın aybını, kusurunu örterse, Allahü teâlâ, kıyamette onun ayıplarını,
kabahatlerini örter.) [Buhari]
(Bazı kimseler, başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak, onlara yardımcı olmak
için yaratılmıştır. İhtiyaç sahipleri bunlara başvurur. Bunlar için ahirette
azap korkusu olmaz.) [Taberani]
(Allahü teâlâ, bazılarına çok nimet vermiştir. Bunları, herkese faydalı olmak
için yaratmıştır. Bu nimetleri dağıtırlarsa, azalmaz, dağıtmazlarsa bunlardan
alıp, başkalarına verir.) [Taberani]
(Bir müslümanın, din kardeşinin bir ihtiyacını karşılaması on yıl itikâftan
iyidir. Allah rızası için bir gün itikâf ise, insanı Cehennem ateşinden pek çok
uzaklaştırır.) [Taberani]
(Din kardeşinin bir işini yapana, melekler dua eder. O işi yapmaya giderken, her
adımı için bir günahı af olur ve kıyamette çeşitli nimetlere kavuşur.) [İbni
Mace)
(Din kardeşinin rahata kavuşması veya sıkıntıdan kurtulması için idarecilere
gidip uğraşana, sırat köprüsünden, herkesin ayağı kaydığı zaman, Allahü teâlâ
ona yardım eder.) [Taberani]
(Allahü teâlânın en sevdiği iş, elbise vererek veya yedirip içirerek yahut başka
bir ihtiyacını karşılayarak, bir mümini sevindirmektir.) [Taberani]
(Saygısızlık edene yumuşak davranan, zulmedeni affeden, vermeyene veren,
kendisini arayıp, sormayan ahbabını, akrabasını gözeten, Cennette yüksek
derecelere kavuşur.) [Taberani]
(Din kardeşine güler yüz göstermek, iyi şeyler öğretmek, kötülük yapmasını
önlemek, sorana yol göstermek, sokaktaki pis ve zararlı şeyleri temizlemek,
birer sadakadır.) [Tirmizi]
(Selam verirken gülümseyen, sadaka sevabına kavuşur.) [İ.E.dünya]
(Seferde, topluluğun efendisi, onlara hizmet edendir. Şehitlik hariç, hiçbir
amel onun sevabına erişemez.) [Hakim]
(Kim, bir müslümanın sıkıntısını giderip, onu sevindirse, Allahü teâlâ,
kıyamette en sıkıntılı anlarda, onu sıkıntılardan kurtarır.) [Buhari]
(Din kardeşine yardım edenin yardımcısı, Allahü teâlâdır.) [Müslim]
(İnsanların en iyisi, onlara faydası çok olanıdır.) [Kudai]
(Allahü teâlânın farzlardan sonra en çok sevdiği iş, bir mümini sevindirmektir.)
[Taberani]
(İmanı en kuvvetli olan, ahlakı en güzel ve hanımına karşı en yumuşak
olandır.) [Tirmizi]
(Söz veriyorum, tartışmayan, haklı da olsa, kimseyi incitmeyen Cennete
girer.) [Tirmizi]
(Müminler, birbirine karşı sevgi ve merhamette, bir vücut gibidir. Vücudun
bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut huzursuz olur. Oranın tedavisi ile meşgul
olurlar. Müslümanlar da böyle birbirine yardıma koşar.) [Buhari]
(Çevrendekilerle güzel komşuluk et ve kendin için sevdiğini, başkaları için de
sev ki müslüman olasın.) [Harâiti]
İyiliği sayarak değil saçarak yapmalı
İslam âlimleri buyuruyor ki:
(Allahü teâlânın size nasıl muamele etmesini istiyorsanız, Onun kullarına öyle
muamele ediniz.)
(İyiliği sayarak değil, saçarak yapınız.)
(Cömert verene değil, verdiğine sevinene denir.)
(Bütün kötülükler, hırlaşmalar almak üzerinedir. Bütün iyilikler, vermek
üzerinedir.)
Herkese iyilik etmek, ödünç veya sadaka vermek çok sevaptır. Akrabaya yapılan
iyilik daha sevaptır. Bir kadın, Resulullah efendimize, (Fakir kocama yardımda
bulunsam, sadaka yerine geçer mi?) diye sual ettirdiğinde Peygamber efendimiz,
(İki sevap vardır. Biri sadaka, diğeri de sıla-i rahim sevabı) buyurdu.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Senden yüz çeviren akrabana verilen sadaka daha faziletlidir.)
[Taberani]
(Yakın akraba ve komşuya verilen sadakanın sevabı iki misli fazladır.)
[Taberani]
(Paranızı önce kendi ihtiyaçlarınıza, artarsa çoluk çocuğunuzun ihtiyaçlarına
sarf edin! Bundan da artarsa akrabalarınıza yardım edin!) [Müslim]
(Bir kimseden amcasının oğlu yardım ister de, o da gücü yettiği halde, vermezse,
kıyamet günü Allahü teâlânın fazlından mahrum kalır.) [Taberani]
(Bir müslümana ödünç veren iki misli sadaka sevabı kazanır.) [İbni Mace]
(Müslüman kardeşini sevindirmek mağfirete sebep olur.) [Taberani]
(Bir müslümanın sıkıntısını giderene, Allahü teâlâ iki nur verir. Bu iki nurla
Sıratta o kadar çok kimse aydınlanır ki sayısını ancak Allahü teâlâ bilir.)
[Taberani]
(Duasının kabul, kederinin yok olmasını isteyen, darda kalanı ferahlandırsın!)
[İbni Ebiddünya]
(Kim, arkadaşının ihtiyacını görürse, Allahü teâlâ da onun ihtiyacını
karşılar.) [Taberani]
(Hayra vesile olan, hayır işlemiş gibidir. Allahü teâlâ, sıkıntıya düşene yardım
edeni sever.) [İbni Neccar]
(Cehennemlik biri, Cennetlik birine rastlayınca ona der ki:
- Beni tanıdın mı?
- Sen kimsin?
- Benden abdest suyu istemiştin, ben de onu sana hediye etmiştim.
Cennetlik olan, ona şefaat eder. Yine Cehennemlik biri Cennetlik olana şöyle
der:
- Beni tanıdın mı?
- Sen kimsin?
- Bana bir iş söylemiştin, ben de o işini yapmıştım.
Bunun üzerine ona şefaat eder ve şefaati kabul edilir.) [İbni Mace]
(Fakire verilen bir lokma, sahibine beş şeyi müjdeler:
1- Bir tane iken beni çoğalttın.
2- Küçük idim, büyüttün.
3- Düşman iken, beni dost ettin.
4- Fâni, yok olmak üzere iken, beni sonsuz kalıcı ettin.
5- Bugüne kadar sen beni muhafaza ettin, artık ben seni muhafaza ederim.)
[Ey Oğul İlmihâli]
Müslümana yardım etmenin fazileti
Sual: Müslümana yardım etmenin, onu sevindirmenin fazileti nedir?
CEVAP
İyi kimse, hem kendisi iyi olan, hem de başkalarının iyi olmasına çalışan
kimsedir. Bu husustaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyle:
(Bir mümini sevindiren, beni sevindirmiş olur.) [Ebuşşeyh]
(Müslümana sözle yardım eden veya onun için bir adım yürüyen, kıyamette
Peygamberlerle emin olarak haşrolur ve 70 şehid sevabına kavuşur.) [Hatib]
(Kim bir mümini ferahlatırsa, Allahü teâlâ da kıyamette onu ferahlatır.)
[İ.Mübarek]
(Allah’ın kullarını üzmeyin. Onları ayıplamayın, gizli kusurlarını araştırmayın.
Kim müslüman kardeşinin aybını ararsa Allahü teâlâ da onun aybını arar. Hatta
öyle ki, evinden çıkmasa da onu rezil eder.) [İ.Ahmed]
(En iyi kimse, kendisi ile alakasını kesenle ilgilenir, kendisini mahrum edene
verir ve kendisine zulmedeni de affeder.) [Begavi]
(Müslüman, müslümanın kardeşidir, onu üzmez, onu sıkıntıda bırakmaz. Kardeşine
yardım edene, Allahü teâlâ yardım eder. Kardeşinin sıkıntısını giderenin, Allahü
teâlâ kıyamet sıkıntısını giderir. Bir müslümanı sevindireni, Allahü teâlâ
kıyamette sevindirir.) [Nesai]
(Bir kimse, mümin kardeşini sevindirince, Allahü teâlânın yarattığı bir melek,
bu kimse ölünceye kadar hep ibadet eder. Ölüp kabre konunca, yanına gelerek,
"Beni tanıyor musun?" der. Ölü, "Hayır, sen kimsin?" diye sorunca,
"Bir müslümana vermiş olduğun sevincim. Bu gün seni sevindirmek için, sana
gönderildim. Kabirde ve kıyamette sana şefaat edip Cennetteki makamını
göstereceğim" der.) [İ.Ebiddünya]
(İki şey var ki, ondan daha iyisi yoktur: Allahü teâlâya iman ve Onun kullarına
iyilik etmek, şefkatli olmak. İki şey var ki, ondan daha kötü iki şey yoktur:
Şirk ve insanlara kötülük etmek.) [İ.Askalani]
(Hasene yapınca sevinen, seyyie yapınca üzülen mümindir.) [Ebu Ya’la]
(Hasenen seni sevindiriyor, seyyien de seni üzüyorsa, sen müminsin.)
[Diyâ] [Hasene; iyilik, güzellik, sevap. Seyyie; günah, kötü iş]
Layık olana da, olmayana da iyilik et!
Sual: (İyilik ettiğin kimsenin şerrinden sakın) buyuruluyor. Dinimiz ise,
herkese iyilik etmeyi emrediyor. Bu hadis-i şerifin açıklaması nasıldır?
CEVAP
Genel olarak kötü kimseler, kadirşinas değildir, nankördür. Nitekim Kur’an-ı
kerimde mealen, (Allah ve Resulü kendi lütuflarından onları [kötüleri]
zenginleştirdiği için öç almaya kalkıştılar) buyuruluyor. (Tevbe 74) Demek
ki kötü kimselerin, kendilerine iyilik edenlere zararları dokunabilir.
Bunun için atalarımız şöyle demişlerdir:
(İyilikten maraz doğar)
(İyilik et kele, duyursun seni ele)
(İyiliğe iyilik olsaydı, kara öküze bıçak çalmazlardı)
Bu sözler, iyiliğin mutlaka zararlı olduğunu göstermiyor. Bazı kötü kimselere
iyilik edince onlardan bazı uygunsuz hareketlerin, zararların gelebileceğini
gösteriyor. En hafif ve leziz kuş etinin bile bazı hastalara dokunması gibidir.
Bu anlamda hadis-i şerifler hatta âyet-i kerime bile vardır. Hazret-i Ali,
(Kötü kimse, kendisine iyilik yapılınca katılaşır, iyilik edene bir zarar
verebilir) buyuruyor. Yine büyük bir zat, (Kötüye iyilik edince, ahmaka
acıyınca, onlardan gelecek kötülükten sakının!) buyuruyor.
Demek ki birisine iyilik ettik, ondan kötülük gelirse, o kimsenin kötü birisi
olduğu anlaşılıyor. Mesela bayramlaşmaya gelen bir şeker hastasına, onun
hastalığını bilmeden baklava versek, onun hastalığı artar. Kabahat baklavada ve
baklava ikram edende değildir. Kötü kimse de iyiliğe tepki olarak kötülük
yapıyorsa, kabahat iyilikte değildir. Kötü kimseler, mürüvvetsizdir, kadirşinas
değildir, nankördür.
Allahü teâlânın, (Kendisine iyilik edene kötülük eden, benim nimetime
nankörlük etmiş olur, kendisine kötülük edene iyilik eden de, bana şükretmiş
olur) buyurduğu bildirilmiştir. Bir menfaat elde etmek için seninle
arkadaşlık edenin şerrinden sakın! Çünkü beklediği şey kesilince; özür kabul
etmez. (Şu’âb-ül-iman)
Yine genel olarak bir kimse, hiçbir menfaat beklemeden Allah rızası için, kötü
birine de iyilik ederse, ondan zarar gelmez. Eğer, bir menfaat karşılığı iyilik
ediyorsa, iyilik ettiği kimseden zarar gelebilir. Hiçbir menfaat beklemeden,
sırf Allah rızası için iyilik etmekten korkmamalıdır. Kötü kimse, buna zarar
vermeye kalksa da, fazla başarılı olamaz. İyilik eden, kendine iyilik etmiş
olur. Onun için atalarımız, (İyilikten kötülük gelmez), (İyilik eden iyilik
bulur), (İyilik et, denize at, balık bilmezse Hâlık bilir) demişlerdir.
Demek ki, iyilik balık için değil, Hâlık için, yani Allah rızası için yapılırsa
zararı olmaz.
Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:
İhsan eden, iyilik eden sevilir. Hadis-i şerifte, (İhsan sahibi kimseyi
sevmek, insanların yaratılışında vardır) buyuruldu. (Deylemi)
İnsan, ihsanın, iyiliğin kölesidir. Gönül, kendine iyilik edeni sever, kötülük
edenden nefret eder. İnsan, ister istemez iyilik edene karşı sevgi duyar. Bunun
için Peygamber efendimiz şöyle dua ederdi:
(Ya Rabbi, kötü birinin, bana iyilik etmesini nasip etme!) [Deylemi]
Allahü teâlânın kullarına hizmet etmekle, dünya ve ahirette çeşitli nimetlere
kavuşulur. İnsanlara iyilik etmek, onların işlerini güler yüzle ve tatlı dille
ve kolaylıkla yapmak, insanı Allah sevgisine kavuşturur. Ahiret azaplarından
kurtulmaya ve Cennet nimetlerinin artmasına sebep olur.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlânın en çok sevdiği kulu, Onun nimetlerinin, kullarına ulaşmasına
vasıta olandır.) [Deylemi]
(Her iyilik sadakadır.) [Tirmizi]
(İnsanların iyisi, insanlara iyilik eden kimsedir.) [İ. Ahmed]
(Arkadaşın iyisi, arkadaşına, komşunun iyisi ise komşusuna iyilik eden
kimsedir.) [Tirmizi]
(En iyiniz, kendisinden hep iyilik beklenilen ve şerrinden emin olunandır. En
kötünüz, kendisinden iyilik beklenilmeyen ve şerrinden emin olunmayandır.)
[Tirmizi]
(Layık olana da, olmayana da iyilik et! İyilik ettiğin kimse, buna layıksa ne
iyi. Layık değilse, sen iyilik ehlinden olursun.) [İbni Neccar]
(İnsan, kendine iyilik edene sevgi, kötülük edene de nefret duyacak şekilde
yaratılmıştır.) [Ebu Nuaym]
(İyilikler fenalıkları giderir.) [Ebu Nuaym]
(İyilik zâyi olmaz, kötülük unutulmaz, herkes ettiğini bulur.) [Beyheki]
O halde, maddi bir menfaat beklemeden herkese iyilik etmeye çalışmalıdır.
İyilikte yarış
Sual: Hizmet eden insanlara gıpta ederek, onlarla yarış olur mu?
CEVAP
Yarış, yardımlaşma iyilikte olur. Kötülükte, bölücülükte yardımlaşma, yarış
olmaz. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İyilik etmekte, kötülüğü önlemekte birbirinizle yardımlaşın! Günah
işlemekte, zulümde, haddi aşmakta yardımlaşmayın!) [Maide 2]
(İyi işler için yarışanlar bunun [iyiliğe koşmak, kötülüğe mani olmak,
ibadete devam etmek] için yarışsınlar) [Mutaffıfin 26]
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Şu iki kişiye gıpta edilir: Bunlardan biri, ilmi ile amel eden ve
başkalarına da öğreten, diğeri de, meşru yolda kazandığını, meşru yolda
sarfeden.) [Müslim]
(Ani ölüm, mümine rahmet, facire nedamettir.) [İ.Ahmed]
Süfyan-ı Sevri hazretleri, (Ani ölümü istemezdim. Ama fitnelerden korktuğum için
ani ölümü istiyorum) buyurdu. Orada bulunan Yusüf bin Esbat hazretleri, (Hayır
ben ani ölümü istemiyorum. Hatta fazla yaşamayı istiyorum. Belki günahlarıma
tevbe eder, salih ameller işlerim) buyurdu. Orada bulunan Hazret-i Vüheyb de,
(Ben her ikisini de istemem. Çünkü hangisinin hakkımda hayırlı olduğunu bilemem.
Allahü teâlâ hakkımda neyi takdir etti ise, onu sever, onu kabul ederim)
buyurdu. Süfyan-ı Sevri hazretleri bu sözü duyunca, (Kâbe’nin Rabbine yemin
ederim ki, bu Allah adamlarındandır. Doğrusunu bu söyledi) diyerek onu alnından
öptü. Bayezid-i Bistami hazretleri de, (Ya Rabbi senin güzel gördüğün şeyi
senden isterim) diye dua ederdi.
İnsanlığa hizmet nasıl olur
Sual: Kimi kumarhane açıyor. Bunu bir hizmet olarak gösteriyor. Hatta dini
yıkıcı faaliyetlerine "insanlığa hizmet" diyorlar. İnsanlığa hizmet nasıl olur?
CEVAP
Herkes, insanlığa hizmet etmenin en şerefli vazife olduğunu ve bunun için
çalıştığını söyler. Kendi keyfi, zevki için ve para kazanmak için olan
çalışmalarını, didinmelerini, bu hizmet maskesi ile örtenler pek çoktur.
İnsanlara hizmet, onları dünyada ve ahirette, huzura kavuşturmak demektir. Bunun
da tek yolu, tek başarıcısı, insanları yaratan, yetiştiren, merhameti ve ihsanı
sonsuz bol olan Allahü teâlânın gösterdiği saadet yolu, yani İslamiyet’tir. O
halde, insanlığa hizmet, İslam’a hizmet ile olur. İslam’a hizmet, insanlığa
hizmettir. İnsanlığa düşman olanlar, İslamiyet’i yok etmeye çalışmıştır.
Saldırmalarının en tesirlisi, müslümanları aldatmak, içerden yıkmak olmuştur.
Onları bölmüşler, birbirine düşman etmişler, dinsizlerin pençesine düşmelerine
sebep olmuşlardır.
Sual: Bu zamanda İslam’a hizmet nasıl olur? Müslüman olarak ne yapmamız
gerekir?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını, sözlerini yaymak için, keramet sahibi
olmak, âlim olmak şart değildir. Her müslümanın bunu yapmak için uğraşması
gerekir. Fırsatı kaçırmamalıdır. Kıyamette her müslümana bunu soracaklar,
"İslam’a niçin hizmet etmedin?" diyeceklerdir. Dine hizmet için uğraşmayanlara,
din bilgilerini yayan kurumlara, kimselere yardım etmeyenlere, çok azap
yapılacaktır. Özür, bahane kabul edilmeyecektir.
Peygamberler, insanların en üstünleri, en kıymetlileri iken, hiç rahat oturmadı.
Allahü teâlânın dinini, seadet-i ebediyye yolunu yaymak için, gece gündüz
uğraştılar. Mucize isteyenlere de, (Mucizeyi Allahü teâlâ yaratır. Benim
vazifem, Allahü teâlânın dinini bildirmektir) buyurdu. Bu yolda
çalışırlarken, Allahü teâlâ da bunlara yardım eder, mucize yaratırdı.
Hizmetlerdeki sıkıntı
Bizim de, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını, sözlerini yaymamız ve
kâfirlerin, düşmanların, müslümanlara iftira ve eziyet edenlerin, kötü, alçak,
yalancı olduklarını, gençlere, dostlara bildirmemiz gerekir. Bu yolda malı ile,
kuvveti ile, mesleği ile çalışmayanlar, azaptan kurtulamayacaklardır. Bu yolda
çalışırken, sıkıntı çekmeyi büyük saadet, büyük kazanç bilmelidir.
Peygamberler, Allahü teâlânın emirlerini bildirirken, cahillerin, soysuzların
hücumlarına uğrardı. Çok sıkıntı çekerlerdi. O büyüklerin en üstünü, seçilmişi,
Allahü teâlânın habibi olan Muhammed aleyhisselam, (Benim çektiğim eziyet
gibi, hiçbir Peygamber eziyet görmedi) buyurdu. [c.1, m.193]
Her müslümanın, Ehl-i sünnet itikadını öğrenmesi ve sözü geçenlere öğretmesi
gerekir. Ehl-i sünnet âlimlerinin sözlerini bildiren kitapları ve gazeteleri
bulup almalı, bunları gençlere, tanıdıklara göndermeli, okumaları için
çalışmalıdır! İnsanlara, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bildirmek, kıymetli
bir hizmettir. Ancak cenab-ı Hakkın sevdikleri bu hizmet ile şereflenir
İmam-ı Rabbani hazretleri yine buyuruyor ki:
(İşte bugün, her müslüman, elinden gelen yardımı yapmayıp, İslamiyet baskı
altına düşerse, yardımı esirgeyen her müslüman, ahirette mesul olur. Bunun için
kuvvetim olmadığı halde, yardıma koşmaya özeniyorum. Güçlükleri yenerek,
İslamiyet’e ufacık bir hizmet edebilmek yolunu arıyorum. "İyilerin çoğalmasını
isteyen de, onlardan sayılır" buyuruldu.) [c.1, m.47]
(Bugün İslamiyet’e yardım için az bir şey vermek, binlerce altın vermiş gibi
kıymetlidir. Hangi talihli kimseye, bu büyük nimet ihsan edilirse, ona müjdeler
olsun! Dinin yayılmasına hizmet eden, cihad sevabına kavuşur. Hele bu zamanda
müslümanlara yardım etmek daha güzel, daha sevaptır.) [c.1, m.193]
Eğer bir müslüman, diğer müslümanlara eli ile, malı ile yardım edemiyorsa, dua
ederek yardım etmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Müslümanın, müslüman üzerindeki hakkından biri, ona gıyabında dua etmektir.)
[Deylemi]
İmam-ı Rabbani hazretlerinin, sultana yazdığı mektup şöyle:
(Kahraman askerlerinize yardım ve zafer ihsan etmesi için Allahü teâlâya dua
ediyorum. Dua ordusunun askerlerinin kalbleri kırık olduğu için savaş ordusunun
askerlerinden daha ileridir. Dua ordusunun askerleri gaza ordusu askerlerinin
ruhu gibi, gaza ordusunun askerleri de onların bedenleri gibidir. O halde, gaza
ordusunun askeri, dua ordusu olmadıkça, iş başaramaz. Çünkü ruhsuz bedene hiçbir
yardımın ve kuvvetin faydası olmaz.) [c.3, m.47]
Bunun için dünyadaki bütün müslümanlara dua etmelidir!
Sual: Otobüste hiç kimseye yer vermesek kul hakkı yemiş olur muyuz veya
kimlere yer vermek gereklidir?
CEVAP
Yer vermemekle kul hakkı geçmez. Kim olursa olsun iyilik etmek sevaptır. İyi
kimseye iyilik daha çok sevaptır.
Herkese yumuşak davranmalı
Sual: Müslümanlara iyilik etmeye çalışırken neye dikkat etmeli?
CEVAP
Her zaman yumuşak davranmaya çalışmalı, sertlikten kaçmalıdır! Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ refiktir. Yumuşaklığı sever. Sertlik edenlere vermediği şeyleri
yumuşak davrananlara ihsan eder. Başkalarına vermez.) [Müslim]
(Yumuşak davran! Sertlikten ve çirkin şeyden sakın! Yumuşaklık insanı süsler,
çirkinliği giderir.) [Müslim]
(Yumuşak davranmayan hayır yapmamış olur.) [Müslim]
(Kendisine yumuşaklık verilene dünya ve ahiret iyilikleri verilmiştir.)
[Tirmizi]
(Cehenneme girmesi haram olan ve Cehennemin de onu yakması haram olan kimseyi
bildiriyorum. Dikkat ediniz! Bu kimse, insanlara kolaylık, yumuşaklık gösteren
mümindir.) [Tirmizi]
İhsan sahibini sevmek
Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:
İhsan eden, iyilik eden sevilir. Hadis-i şerifte, (İhsan sahibini sevmek,
insanların yaratılışında vardır) buyuruldu. Bütün iyilikleri yaratan, insana
can, mal, sıhhat veren, zararlardan, korkulardan koruyan Allahü teâlâyı sevmek,
insanlık icabıdır.
Sevmenin üç alameti vardır:
1- Onu sevenleri sevmek,
2- Ona itaat etmek,
3- Onu, dil ile, beden ile övmek.
Bunlardan ikincisine Şükür, üçüncüsüne Hamd etmek denir.
Onu sevenleri, O da sever. İhsanlarını arttırır. Allahü teâlânın sevgisini
kazanmaya çalışana Salih kul denir. Bu sevgiyi kazanmış olana Veli
denir.
Başkalarının da kazanması için çalışan Veliye, Vesile denir. Allahü
teâlâ, Kur'an-ı kerimin Maide suresinde, (Vesile arayınız!) buyuruyor.
Vesilenin bu iyiliği, bu ihsanı, dünya ve ahiret nimetlerinin en kıymetlisidir.
O halde, onu sevmek, hem bu ihsanın sahibi olduğu için, hem de, Allahü teâlânın
sevgili kulu olduğu için, çok gerekir ve insanın birinci vazifesidir. Hakiki
vesileye kavuşmak, en büyük saadettir. (C.1, m.27)
Sual: Müslüman olmayanlara da, merhamet etmek, saygı göstermek gerekir
mi?
CEVAP
Allah indinde herkes, insan olarak eşittir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İnsanlar [insan olarak] bir tarağın dişleri gibi eşittir.) [İbni
Lal]
(Rabbiniz bir, babalarınız, dininiz ve Peygamberiniz de birdir. Arabın Aceme,
Acemin Araba üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızının karaya, karanın kırmızıya
üstünlüğü yoktur. Hiçbir milletin diğerine üstünlüğü yoktur. Ancak takva
bakımından biri diğerinden üstün olabilir.) [İbni Neccar] [Acem, Arap
olmayan milletler demektir.]
Bunun için mümin olsun, kâfir olsun, bir kimseden kendini üstün görmek kibirdir.
Kibir ise çok büyük günahtır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kalbinde zerre kadar kibir olan Cennete giremez.) [Taberani]
Başkalarının kendisine saygı göstermelerini sevmek de doğru değildir. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(Kendisi için ayağa kalkılmasından hoşlanan, Cehenneme gidecektir.)
[Tirmizi]
Gayrı müslim de olsa
İkram için, iyi geçinmek için, müdara için gayrı müslim olsa da ayağa
kalkmak caizdir. Buradaki ölçü, müslüman olmayanlara sevgi beslememektir.
Merhamet ile sevmeyi karıştırmamalıdır. Hazret-i Âişe validemiz bildirir:
Bir gün içeri girmek için birisi geldi. Resul-i ekrem, (Müsaade edin, içeri
girsin! O kabilesinin en kötüsüdür) buyurdu. O kimse, odaya girince gülerek
karşılayıp iltifat etti. O kimse gidince merak edip sordum, ya Resulallah,
kötü insan dediğiniz halde ona iltifat etmenizin sebebi nedir? Buyurdu ki:
(İnsanların kötüsü, zararından korunmak için kendisine ikram edilendir.)
[Buhari]
Kâfir-mümin herkese, hatta bütün hayvanlara merhamet etmek gerekir! Peygamber
efendimiz, (Merhametli olmayan imanlı olmaz) buyurunca, Eshab-ı kiram
sual etti:
- Ya Resulallah, hepimiz merhametliyiz.
- Bir arkadaşa merhamet kâfi değildir. Bütün mahlukata merhametli olmak
gerekir. [Taberani]
Dinimizde merhametin, saygının yeri büyüktür. Bu husustaki hadis-i şeriflerden
bazıları şöyle:
(Büyüğünü saymayan, küçüğüne acımayan bizden değildir.) [Tirmizi]
(Yerdekilere merhametli olmayana, göktekiler merhamet etmez.) [Taberani]
(İnsanlara merhamet etmeyene, Allah da merhamet etmez.) [Taberani]
Görüldüğü gibi, müslümanlara denmiyor. (İnsanlara) deniyor. O halde bütün
insanlara ve hayvanlara acımak gerekir. "Kâfire, zalime nasıl acınır ki?"
denebilir. Kötülük etmelerini önleyip iyi bir insan, yani salih bir müslüman
olmaları için çalışmakla onlara merhamet edilmiş olur. Kim olursa olsun yaşlıya
saygı göstermelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Yaşlılara saygı göstermek, Allahü teâlâya tazimdendir.) [Ebu Davud]
Yaşlı kimse gayrı müslim ise, ona yapılan saygı dini için değil, insan olduğu
içindir.
Örnek insanlar
Lisan-ı hâl, lisan-ı kalden entaktır. Yani insanın hâl ve hareketi, sözünden
daha tesirlidir. Hakiki müslümanların hâllerine bakıp müslüman olanlar çoktur.
Bunlardan biri şöyle:
Gayrı müslimlere ait bir ticaret kervanı gelip, gece Medine’nin dışına kondu.
Yorgunluktan hemen uyudular. Halife Hazret-i Ömer, şehri dolaşırken bunları
gördü. Abdurrahman bin Avf’ın evine gelip, (Bu gece bir kervan gelmiş. Hepsi
kâfirdir. Fakat bize sığınmıştır. Eşyaları çoktur ve kıymetlidir. Yabancıların,
yolcuların bunları soymasından korkuyorum. Gel, bunları koruyalım) dedi.
Sabaha kadar bekleyip, sabah namazında mescide gittiler.
Kervandakilerden bir genç uyumamıştı. Arkalarından gitti. Soruşturup,
kendilerine bekçilik eden iki şahıstan birinin Halife Ömer olduğunu
öğrendi. Gelip, arkadaşlarına anlattı. Roma ve İran ordularını perişan eden,
adaleti ile meşhur, yüce halifenin, bu merhamet ve şefkatini görerek,
İslamiyet’in hak din olduğunu anladılar ve seve seve müslüman oldular.
(Menakıb-ı Çihar-ı Yâr-ı Güzin)
İhtiyaç arzetmek
Sual: İhtiyacını her zaman insanlara arz etmekte mahzur var mıdır? Sık sık
ihtiyacını arz eden birisine yardım etmemekte mahzur var mıdır?
CEVAP
Zaruret ve fazla bir ihtiyaç hasıl olmadıkça ihtiyaçlarını insanlara
bildirmek doğru değildir. Mümkün mertebe ihtiyacını bildiren kimselere malı ile,
dili ile yardım etmek çok sevaptır. Mükaşefetül-kulubda diyor ki:
İhtiyacını gidermesi için sık sık müslüman kardeşine gitme! Çünkü buzağı anasını
emerken ifrata kaçarsa, anası onu süsebilir. Allahü teâlâ buyuruyor ki:
(İyilik etmek ve fenalıktan sakındırmak hususunda birbirinizle yardımlaşın!)
[Maide 2]
Hazret-i Ali buyurdu ki:
(Kim bir kalbe sevinç verirse, Allahü teâlâ o sevinçten bir lütuf yaratır. O
kimseye bir musibet geldiği zaman, bu lütuf o kimsenin kalbine su gibi akar.
Suyun kirleri temizlediği gibi, lütuf da, kalbdeki kederleri siler.)
Her iyilik sevaptır
Sual: Otobüste birine yer versek, görmeyen birini yoldan geçirsek sevap olur
mu?
CEVAP
Allah rızası için yapılan her iyiliğe sevap verilir. Hadis-i şerifte,
(Her iyilik sadakadır) buyuruldu. Her iyiliği Allah rızası için yapınca
sevap alınır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümin, [Allah rızası için] yaptığı her işten sevap alır. Yoldaki bir
şeyi kaldırsa, birisine yol tarif etse, sözünü anlatamayana yardım etse, birine
keçisini sağarak yardım etse, sevap alır.) [Ebu Ya’la]
Hele görmeyenlere [a’malara] yardım etmek elbet daha sevaptır. Hadis-i şerifte,
(A’mayı kırk adım götüren Cenneti hak eder) buyuruldu. (Beyheki)
Yemek yedirerek veya başka iyilik ederek insanları sevindirmek de büyük
sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Darda kalana kolaylık gösterene, Allahü teâlâ da dünya ve ahirette kolaylık
gösterir. Kim de bir müslümanın aybını örterse, Allahü teâlâ da dünya ve
ahirette onun aybını örter. Kul, kardeşine yardım ettiği müddetçe, Allahü teâlâ
da kendisine yardım eder.) [Müslim]
(Duasının kabul olmasını ve kederinin giderilmesini isteyen, darda kalanı
feraha kavuştursun!) [İ. Ebiddünya]
(Allah katında amellerin en sevimlisi, bir müslümanı sevindirmek yahut bir
sıkıntısını gidermek veya sabrını taşıran bir kederini ortadan kaldırmak yahut
borcunu ödemektir.) [Ebuşşeyh]
(Bir müslümana elbise veren, o elbiseden bir parça kalsa da, Allah’ın hıfzı
emanında olur.) [Hakim]
Herkese karşı insaflı davranmak, kendisine karşı yapılmasını istemediği
muameleyi başkalarına karşı yapmamak gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şu üç haslete sahip olmadıkça kişinin imanı kemale eremez. Kendisi muhtaç
olduğu halde infak etmek, insaflı olmak ve herkese selam vermek.) [Harâiti]
(Cehennemden uzaklaşıp Cennete girmek isteyen, son nefesinde kelime-i şehadeti
söylesin ve kendisine yapılmasını sevdiği şeyleri başkalarına yapsın!)
[Müslim]
(Etrafındakilerle güzel komşuluk et ki, hakiki mümin olasın! Kendin için
sevdiğini başkaları için de sev ki, hakiki müslüman olasın!) [Harâiti]
Hasan-ı Basri hazretleri buyurdu ki:
Allahü teâlâ, Hazret-i Âdem'e, şu hasletlere sahip olmayı emretmiştir:
1- Bana ibadet et, hiçbir şeyi ortak koşma! Yaptığın hayırlı amelin
mükafatını, sana, en dar gününde veririm.
2- Bana dua et, duanı kabul ederim.
3- İnsanların ne şekilde sana davranmalarını istiyorsan, sen de onlara
aynı şeyi yapmalısın! [İ.Gazali]
Üzerek sevindirmek
Sual: Bir arkadaşın kalemini sakladım. Arkadaş, kaybettim diye epey aramış,
çok üzülmüş. Fakat kalemini verince sevindi. Arkadaşları böyle sevindirmek sevap
olur mu?
CEVAP
Birinin malını, parasını şaka olarak alıp saklamak caiz değildir. Böyle
yapmakla o kimse üzülmüş olur. Başkasını üzmek ise haramdır. (Hadika)
Diyelim ki; arkadaşa aldığınız kalemi vermekle on sevap yazılmışsa, onu
üzdüğünüz için yüz günah yazılmıştır.
Neticede kârda değil, zarardasınız. Sizin arkadaşa yaptığınız iyilik şuna
benziyor:
Cemaatle nafile namaz kılmanın mekruh olduğunu bilen bazı kimseler, cemaatle
nafile kılmayı adıyorlar. Sonra da cemaatle nafile kılıyorlar. Bu çok yanlıştır.
Günah olan bir şey adansa da yapılmaz.
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Az bir haramdan kaçmak, 80 bin nafile hac sevabından efdaldir.)
[Deylemi]
(Bir zerrecik bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibadetleri
toplamından daha iyidir.) [R.Nasıhin]
Sual: Ölmek üzere olan bir hıristiyana su vermek caiz midir?
CEVAP
Evet. Susamış bir köpeğe bile su vermek çok sevaptır.
İnsanları sevindirmek
Sual: Bir Müslümana iyilik etmek mi daha sevaptır, yoksa zikir ve benzeri
ibadetlerle meşgul olmak mı?
CEVAP
İkisini de yapmaya çalışmalıdır. (Bir mümini sevindirmek bir yıllık nafile
ibadetten hayırlıdır) buyuruluyor. Ubeydullah-i Ahrar hazretleri de, (Zikir ve
murakabe, bir Müslümana hizmet yapılamadığı zamanda olur. Birinin gönlünü
alacak, onu sevindirecek bir hizmet, zikir ve murakabeden önce gelir) buyururdu.
Murakabe, nafile ibadet yapmak, Allahü teâlânın, her an, her şeyi
gördüğünü, bildiğini düşünmektir.
Demek ki insanlara yardım ve hizmet ederek onları sevindirmek daha sevaptır. Ne
şekilde olursa olsun, dine uygun olarak insanları sevindirmek çok sevaptır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Farzlardan sonra en kıymetli amel, mümini sevindirmektir.)
[Taberani]
(En kıymetli amel, bir müminin sıkıntısını gidermek, borcunu ödemek veya karnını
doyurmak suretiyle sevindirmektir.) [Taberani]
(Sıkıntıya düşene, çaresize yardım edeni Allahü teâlâ sever.) [İbni Neccar]
(Din kardeşinin bir işini yapmak için gidenin, her adımında 70 günahı affedilir
ve 70 sevap verilir. O iş bitene kadar, böyle devam eder. İşi yapılınca, bütün
günahları affedilir. O işi yaparken ölürse, sorgusuz sualsiz Cennete gider.)
[İbni Ebiddünya]
(Duam kabul olsun, sıkıntım gitsin diyen, darda kalanı ferahlandırsın!)
[İbni Ebiddünya]
İyi haber getirmek
Sual: Sevdiğimiz kimseye sevdiğimizi, sevmediğimize de sevmediğimizi
söylemek gerekir mi?
CEVAP
İyi şeyler bildirilir, kötü şeyler bildirilmez. İki hadis-i şerif meali:
(Sevdiğinize sevdiğinizi söyleyin, nefret ettiğinizden de uzak durun.)
[Nevafi-ul-atıra]
(İyi kişi, iyi haber getirir. Kötü de kötü haber.) [İ. Asakir]
Sevgi ile ilgili iki hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Din kardeşini seven, ona sevdiğini bildirsin.) [Buhari]
(Din kardeşini seven, onun evine gitsin ve seni Allah için seviyorum desin.)
[İ. Ahmed]
Zalime yardım etmek
Sual: Birine iyilik ettinizse ondan kötülük bekleyin deniyor. Böyle bir şey
olabilir mi?
CEVAP
İyilere iyilik etmek iyidir, onlardan zarar gelmez. Fakat kötülere iyilik
edince onlardan zarar gelebilir. Kötülük eden zâlimdir. Zâlime yardım edince,
ondan zarar göreceği hadis-i şerif ile bildiriliyor. Bir hadis-i şerif meali de
şöyledir:
(Kim bir zâlime yardım ederse, Allahü teâlâ o zâlimi ona musallat eder.)
[İ.Asakir]
İyilik etmeli
Sual: Teşekkür etmeyene, nanköre de iyilik etmek caiz midir?
CEVAP
Elbette, herkese iyilik etmek iyidir. İki hadis-i şerif meali:
(Layık olana da, olmayana da iyilik et! İyilik ettiğin kimse, buna layıksa ne
iyi. Layık değilse, sen iyilik edicilerden olursun.) [İbni Neccar]
(İyilik zayi olmaz, kötülük unutulmaz, herkes ettiğini bulur.) [Beyheki]
Atalarımız da, (İyilikten kötülük gelmez), (İyilik eden iyilik bulur),
(İyilik et, denize at, balık bilmezse Hâlık bilir) demişlerdir. Demek ki,
iyilik balık için değil, Hâlık için, yani Allah rızası için yapılırsa zararı
olmaz.
Allah için ömründe bir kere olsun iyilik eden mahrum kalmaz. Bir Müslüman, bir
İslam âliminin veya evliyanın ruhuna, ömründe bir kere, bir Fatiha okuyup hediye
etse, o zat, bu iyiliğin altında kalmaz. Mutlaka o kimseye şefaat eder. İki
hadis-i şerif meali:
(Allahü teâlâ, zerre kadar hayır işleyeni rezil etmez.) [İ. Adiy]
(Ömründe hiç hayır yapmayan bir Müslümanın, [başka Müslümanlara zarar
vermesin diye] bir dikeni yoldan kaldırması, Allah indinde makbul görülerek
Cennete gitmesine sebep oldu.) [Ebu Davud]
Bir hadis-i kudsi de şu mealdedir:
(Ya Musa, ömründe bir kere isar edene, isar ahlakı ile bana kavuşana hesap
sormaktan haya ederim.) [Şir’a – şerh-i Hutab]
İsar, muhtaç olduğu bir şeyi kendi kullanmayıp, muhtaç olana vermek, mümin
kardeşlerinin işlerini bitirmek demektir. Kendi muhtaç olduğu malın hepsini,
muhtaç olanlara verip, yokluğuna kendisi sabr etmektir. İyi huyların çok
kıymetlisidir. Âyet-i kerimeler ile övülmüştür.
Yalan ve cimrilik
Sual: Bir hadis-i şerifte, (Her işittiğini söylemek yalan olarak yeter.
Hakkımın zerresinden vazgeçmem demek de cimrilik olarak yeter) deniyor. Her
işitilen doğru olsa da mı yalan oluyor? Bir de hakkını almak, niye cimrilik
oluyor?
CEVAP
Her duyduğunu söyleyen, duyduğunu yanlış anlamış olabilir, ilave çıkarma
yapabilir, neticede yanlış şeyler söyler. Çok söyleyenin her sözü mubah olsa
bile, malayani ile uğraşmak caiz olmaz. Onun için her işittiğini söylemek
çeşitli sebepler yüzünden caiz değildir. Çok söz hakkında çok söz vardır.
Birkaçı şöyledir:
Çok mal haramsız, çok söz yalansız olmaz.
Söz insanın terazisidir. Fazlası ziyandır.
Çok konuşmak dostluğu bozar.
Çok konuşanın gafı da çok olur.
Söz gümüşse sükût altındır.
Konuşmakla ilgili birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Çok konuşan çok yanılır.) [Taberani]
(Dilini tutan kurtulur.) [Tirmizi]
(Rahat isteyen sussun!) [Ebu-ş-şeyh]
(Selamet isteyen, dilini tutsun!) [İ.Ebid-dünya]
(Susmak, hikmettir.) [Deylemi]
(En makbul amel dilini tutmaktır.) [Taberani]
(Dilini tutan, şeytanı mağlup eder.) [Taberani]
(Sükût eden bir mümine yakın olun! O hikmetsiz değildir.) [İbni Mace]
(Kurtuluş için dilini tut.) [Tirmizi]
(Kişiyi Cehenneme sürükleyen dilidir.) [Tirmizi]
(Dilini tutmayan, tam imana kavuşamaz.) [Taberani]
(Çok konuşmak kalbi karartır.) [Beyheki]
(Kusurların çoğu dildendir.) [Taberani]
(En iyi şey, dilini tutmaktır.) [Taberani]
Cimrilik, verilmesi gerekeni vermemektir. Zerre haktan vazgeçmeyen kimse, nasıl
gönül rahatlığı ile zekatını verebilir? Sadaka verebilir? Muhtaçlara ihsanda
bulunabilir ki? Cimrilikten ve cimriliğe yol açan şeylerden sakınmalıdır. Birkaç
hadis-i şerif meali:
(Cimrilik, helak edicidir.) [Taberani]
(Her sabah bir melek, "Ya Rabbi, infak edene bol karşılık ver" der, bir melek
de, "Cimrilik edenin malını helak et" diye dua eder.) [Buhari]
(Allahü teâlâ katında cömert cahil, cimri âlimden daha üstündür. Çünkü
cimrilik en ağır hastalıktır.) [Dare Kutni]
(Aman cimrilikten son derece sakının! Sizden öncekileri cimrilik helak etti.)
[Müslim]
Demek ki çok konuşmak yalana sebep olur, hakkın zerresinin peşinde koşmak da
cimriliğe yol açar.
İnsanları sevindirmek
Sual: Allah indinde bir mümine yapılacak en kıymetli şey nedir?
CEVAP
Bir iyilik ederek, onu sevindirmektir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(En faziletli amel, bir müminin ayıbını örtmek, karnını doyurmak veya bir
ihtiyacını karşılamak suretiyle onu sevindirmektir.) [İsfehani]
(Farzlardan sonra en kıymetli amel, bir mümini sevindirmektir.)
[Taberani]
(Bir mümini sevindiren, beni sevindirmiş olur. Beni sevindiren de,
Allah indinde bir ahid almış olur. Allah’tan ahid alana da, ateş asla dokunmaz.)
[Ebu-ş-şeyh]
(Din kardeşini sevindirmek kadar, Allah katında kıymetli bir şey yoktur.)
[İ. Neccar]
(Bir Müslümanı sevindiren, kabrimde beni sevindirmiş olur. Beni sevindireni
de Allahü teâlâ kıyamette sevindirir.) [İ. Neccar]
(Her şeyin bir anahtarı vardır, Cennetin anahtarı da yoksulları sevmektir.)
[İbni Lal]
(Cennetteki sevinç sarayına, ancak çocukları sevindirenler girer.) [İ.
Adiy, İ. Neccar]