Sual: Hep yumuşak hareket edilmesini bildiriyorsunuz. Neden hakkı
mertçe ve sertçe söylemekten çekiniyorsunuz?
CEVAP
Allahü teâlâ yumuşak olmayı emretmektedir:
(Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle davet et, onlarla en güzel şekilde
tartış!) [Nahl 125]
([Ey Resulüm] etrafındakilere yumuşak davranman, Allahü teâlânın sana bir
kerem ve rahmetidir. Eğer kötü huylu olup, sert davransaydın hepsi dağılıp
giderlerdi.) [Âl-i imran159]
Bir vaiz, (Zalim sultan karşısında doğruyu söylemek cihad olur) diye, Halife
Memun’a, sert sözlerle nasihat etmeye başladı. Halife, (Ey vaiz, Allahü teâlâ,
senden iyisini, benden kötüsüne gönderdiği halde, o, yumuşak konuştu) dedi.
Vaiz, (Benden iyi ve senden kötü olan kim?) dedi. Halife, (Benden kötü olan
Firavun’dur, senden iyi olan da Hazret-i Musa’dır) dedi. Allahü teâlâ, Hazret-i
Musa’ya, Firavun’a yumuşak şekilde nasihat etmesini emretmiştir. (Tâhâ
44)
Rıfk yumuşaklık demektir. Katılığın, kabalığın tersidir. Rıfk, mülayimlik,
naziklik, yavaşlılık, tatlılık, güzellik, acımak, iyilik etmek, kısaca
İslamiyet’e uymaktır. Yumuşak yerine sert ve kaba konuşan, fitneye sebep olur.
Her zaman yumuşak davranmaya çalışmalı, sertlikten kaçmalıdır! Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
(Rıfk, hikmetin başıdır.) [Haraiti]
(Rıfk ile bereket hasıl olur.) [Taberani]
(Rıfkı olmayanın hayrı yoktur.) [Müslim]
(Allahü teâlâ refiktir her işte rıfkı sever.) [Buhari]
(Emr-i marufu ancak rıfk sahibi fakihler yapar.) [İ.Gazali]
(Rıfk, insana ziynet verir, kusurlarını giderir.) [İbni Hibban]
(Rıfktan mahrum olan bütün hayırlardan mahrum olur.) [Müslim]
(Uygun sual sormak ilmin yarısı, rıfk, geçinmenin yarısıdır.) [Askeri]
(Rıfk sahibi olan, dünya ve ahiret iyiliklerine kavuşur.) [Tirmizi]
(İnsanlara kolaylık ve rıfk gösteren mümin, Cehenneme girmez.) [Tirmizi]
(Mümin öyle yumuşaktır ki, yumuşaklığından dolayı ahmak sanılır.)
[Beyheki]
(Hilm [rıfk] sahibi, gündüzleri oruç tutan, geceleri namaz kılan kimsenin
derecesine kavuşur.) [Mekt.Masumiyye]
(Allahü teâlâ, hilmi sever.) [Taberani]
(Hilm sahibi olmak Peygamberlerin sünnetidir.) [Beyheki]
Hiç kimsenin kalbini incitmeyin
Sual: Bir kimsenin kusurunu, emr-i maruf için de olsa, herkesin önünde
söylemek, uygun mudur?
CEVAP
Büyük İslam âlimi Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretlerinin vasiyetnamesinin
son satırı şöyledir:
(Hiç kimsenin kalbini incitmeyin.)
Kur'an-ı kerimde mealen, (Rabbinin yoluna hikmet ile, güzel öğütlerle çağır!)
buyuruluyor. İyi ve doğru şeyleri, bilmeyenlere, en güzel tarzda öğretmek
gerekir. Çünkü ilmin zekatı, bilmeyenlere ilmi öğretmekle ödenir. Emr-i maruf
yapan, tavsiye ettiği iyi şeyleri kendi yapmalı, kötü olarak bildirdiği şeyleri
kendisi işlememelidir! Yoksa sözü etkili olmaz. Kur'an-ı kerimde mealen,
(İnsanlara iyiliği emreder de, kendinizi unutur musunuz) buyuruluyor .
Allahü teâlâ, Hazret-i İsa’ya, (Önce kendine nasihat et, eğer kendin bu
nasihati tutarsan, kendin bunu yaparsan, başkalarına da söyle! Kendin yapmazsan
benden utan) buyurdu. O halde emr-i maruf yapan, ilmi ile amel etmelidir.
Hadis-i şerifte, (Miraca çıktığım gece ateşten makaslarla, dudakları kesilen
insanlar gördüm. Suçunuz ne diye sordum. Onlar da, “İyiliği emreder,
kendimiz yapmaz, kötülüğü nehy eder; kendimiz sakınmazdık” diye cevap
verdiler) buyuruldu.
Bir kimsenin kusurunu, emr-i maruf için de olsa, herkesin önünde söylemek, uygun
değildir. Aksine, kusurlarını gizlemek gerekir. Hadis-i şerifte, (Kim
arkadaşının aybını örterse, Allahü teâlâ da kıyamette, onun aybını örter. Kim
de, müslüman arkadaşının aybını açığa vurursa, Allahü teâlâ da onun aybını açığa
vurur) buyuruldu.
Birisine nasihat eder gibi yanlışını söylersek, ona, (Sen cahilsin, sen bunları
bilmiyorsun) demiş oluruz. Böylece o üzülmüş olur. İmam-ı Rabbani hazretleri,
(Kalb kırmaktan pek sakının! Allahü teâlâyı en çok inciten, küfürden sonra, kalb
kırmak gibi büyük günah yoktur) buyuruyor.
Hadis-i şeriflerde de, (Bir müslümanı incitmek, kalbini kırmak, Kâbe’yi
yetmiş kere yıkmaktan daha günahtır.) (İnsanların en kötüsü, insanlara zarar
veren, onları incitendir) buyuruluyor. İyi Müslüman hiç gönül kırmaz, bilir
bundan büyük günah olmaz. Genelde kendini beğenen, kibirli olan kalb kırar.