Sual: Dost ve arkadaşlarla nasıl geçinmeli? İnsanlara yük olmak uygun
mudur?
CEVAP
Arkadaşla iyi geçinmek için ona yük olmamak gerekir. İmkan dahilinde
ihtiyaçları ondan gizlemeli, yardım talebinde bulunmamaya gayret etmelidir! Mal,
para gibi şeyler de istememelidir! Bir makama geçmek için ondan yardım talebinde
de bulunmamalıdır!
Fazla hürmet, ikram ve lüzumsuz hizmetlerle ona ağırlık vermemelidir! Kendisinin
yapmak istemediği bir şeyi arkadaşından beklemek, ona zulmetmek demektir.
Arkadaşa bir iş yapma teklifinde bulunmayan fazilet göstermiş olur. Âlimler
buyuruyor ki:
Dostların kötüsü, senin için külfete giren, seni özür dilemeye mecbur
bırakandır. (Hazret-i Ali)
İki arkadaşın aralarının açılması, fuzuli külfetler yüzündendir. Ziyaretine
gittiği arkadaşı, lüzumsuz bir sürü zahmete, külfete girince, insan bir daha
ziyaretine gitmez. (Fudayl bin Iyad)
İki arkadaştan birinin diğerinden çekinmesi, mutlaka birinin kusurundandır.
(Cüneyd-i Bağdadi)
Arkadaşlarından bana en çok ağırlık vereni benim için külfet ve zahmete giren ve
bu suretle kendisinden çekindiğim kimsedir. Yalnız iken nasılsam, onunla beraber
bulunduğum zaman da davranışımı değiştirmediğim kimseyi ise çok severim.
(İmam-ı Cafer-i Sadık)
Çeşitli zahmetlere giren bir kimse, arkadaşına ağırlık vermiş olur. Bu suretle
kendisinden çekinilir. Yalnız iken nasıl hareket ediyorsa, arkadaşı varken de
öyle hareket eden kimse ile arkadaşlık kolay olur. Yanımızda ev kıyafeti ile
duramayan arkadaş bizden çekiniyor demektir. Bu ise samimi olamamanın
alametidir. İki arkadaştan biri diğerinden çekiniyorsa, biri kusurlu demektir.
Ülfetin şartı, külfeti terk etmektir. Külfeti olmayanın ülfeti ve sevgisi artar.
Hadis-i şerifte, (Kendine reva gördüğünü, sana reva görmeyenin arkadaşlığında
hayır yoktur) buyuruldu. (İ. Adiy)
Arkadaşlarla iyi geçinmek, sadece onlara yük olmamak, onlara sıkıntı vermemek
değil, onlardan gelecek sıkıntılara da katlanmak demektir. Allahü teâlâ, Musa
aleyhisselama, (Beni seven, arkadaşının eziyetine katlanır) diye
vahyetti. (İmam-ı Gazali)
İhtiyaçlarımızı görecek, sıkıntılarımıza katlanacak arkadaş arıyorsak, arkadaş
değil, bir hizmetçi arıyoruz demektir. İhtiyaçlarına koşacağımız, eziyetlerine
katlanacağımız, dertlerine ortak olacağımız insanlarla Allah için arkadaş
olmalıyız. Hazret-i Âişe validemiz, (Mümin, müminin kardeşidir, onu ne
ganimet bilir, ne de ondan çekinir) buyurdu. Lüzumsuz tekliflerde bulunarak
arkadaşa yük olmamalıdır! Mümkün mertebe ihtiyacını arkadaştan gizlemelidir!
Ondan mal ve mevki istememelidir!
Hazret-i Ebu Bekir, deve ile giderken, yular düştü, inip yuları aldı.
Oradakiler, (Bize izin verseydin de biz alıp sana verseydik) dediler. Hazret-i
Ebu Bekir dedi ki: (Resulullah "Halktan bir şey isteme" buyurdu.)
Eshab-ı kiramdan Hazret-i Sevbanın, deve üzerinde iken kırbacı yere düşerdi de
hiç kimseye, (Şunu bana verir misiniz) demez, deveden iner, kendisi alırdı.
[Deveye inip binmek çok zahmetlidir.]
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Salihler, iyiler, külfet ve zahmet vermez.) [Dare Kutni]
(Halktan bir şey istemeyeceğine söz verenin Cennete girmesine kefilim.)
[Nesai]
(Sakın kimseden bir şey isteme! Kırbacın düşse bile, başkasından isteme, inip
kendin al! Emanet bir şey de almamaya gayret et!) [İ. Ahmed]
(Veren el, alan elden üstündür.) [Buhari]
İyi bir arkadaş olmak için, arkadaşımız, günah işleyince bizim istiğfar etmemiz,
hata edince bizim özür dilememiz, sıkıntılı anlarında yardımına koşmamız ve
hiçbir surette ona yük olmamalıyız.
Arkadaşımıza daima iyi haber vermeli, üzücü olanları söylememeliyiz!
Halkın efendisi
Sual: Ülülazm bir Peygamberin, (Biz hizmet edilmek için değil, hizmet
etmek için geldik) dediği bildiriliyor. Bir Peygamberin hizmet etmesi uygun
mu?
CEVAP
Peygamber efendimiz de hizmet etmiştir.
Bir yolculukta, bir koyun kebabı yapılacağı zaman, biri ben keserim dedi. Biri
de, ben derisini yüzerim dedi. Diğeri de, ben pişiririm dedi. Resulullah
efendimiz de, ben de odun toplarım deyince, “Ya Resulallah, sen istirahat buyur,
biz toplarız” dediler. (Evet sizin her şeyi yapacağınızı biliyorum. Fakat, iş
görenlerden ayrılarak oturmam. Allahü teâlâ, arkadaşlarından ayrılıp oturanı
sevmez) buyurdu. Kalkıp odun toplamaya gitti.
Medine valisi olan Ebu Hüreyre hazretleri, odun taşıyordu. Muhammed bin Ziyad,
bunu tanıyarak, yanındakilere, yol verin, vali geliyor dedi. Gençler hayret
ettiler.
Evliyanın büyüklerinden olan İbrahim bin Edhem, önce Belh padişahı idi.
Saltanatı bırakıp, Mekke’ye geldi. Sırtında odun taşıyarak ekmek parasını
kazanırdı.
Hizmet etmekle ilgili dört hadis-i şerif meali:
(Halkın efendisi onlara hizmet edendir.) [Ebu Nuaym]
(Seferde bir topluluğun efendisi onlara hizmet edendir. O topluluk, en çok
hizmet edeni, şehitlik hariç hiçbir amelle geçemez.) [Hâkim]
(Allah yolunda savaşanların en üstünü, savaşanlara hizmet edendir.)
[Taberani]
(Misafire hizmet ettirmek akıl noksanlığıdır.) [Deylemi]