Sual: (Kıyamet günü, tanıdığım çok kimseyi havuzumdan
uzaklaştırırlarken, ben, bunlar benim eshabım derim. Fakat, “Senden sonra, onlar
neler yapmıştır neler” diye bir ses gelir) mealindeki hadis, sahabenin
çoğunun kâfir olduğunu göstermiyor mu?
CEVAP
Hiç birinin kâfir olduğunu göstermez. Hadis-i şerifler ehl-i sünnet
âlimlerinin açıklamaları olmadan okunursa insan dinden çıkabilir. Bu hadis-i
şerife açıklamasız bakan birisi, bir kısım eshab-ı kiramın küfre düştüğüne
inanıp, hepsinin Cennetlik olduğunu bildiren âyet-i kerimeleri inkâr
ederek dinden çıkar. Yahut âyet-i kerimelere bakıp, sahih olan bu hadisi inkâr
ederek dinden çıkar. Zaten din düşmanlarının maksadı da bu, (Âyetten, hadisten
dinini öğren) sözleri ile herkesi dinden çıkarmaya çalışıyorlar. Bu tehlikeli
tuzağa düşmemelidir.
Eshab-ı kiramın hepsi Cennetliktir. Allahü teâlâ, hepsinden razı olduğunu,
hepsini Cennete koyacağına söz verdiğini Kur’an-ı kerimde defalarca bildirmiştir.
Birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:
(Ağaç altında, sana söz veren müminlerden [1400 kişi olan Eshabından],
Allah razıdır. Kalblerinde olanı bilmiş, onlara güven duygusu vermiş ve onları
pek yakın bir fetihle ödüllendirmiştir.) [Fetih 18]
(Mekke’nin fethinden önce Allah için mal verip savaşanlar, daha sonra harcayıp
savaşanlarla eşit değildir. Onların derecesi, sonradan Allah yolunda harcayan ve
savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah [Eshabın] hepsine de
en güzel olanı [Cenneti] vaad etti.) [Hadid 10]
(Muhacirlerin [Mekke’den hicret eden eshabın] ve Ensarın [Medine’de
muhacir eshaba yardım edenlerin] önce gelenlerinden ve bunların yolunda
gidenlerden Allah razıdır ve bunlar da, Allah’tan razıdır. Allah bunlar için,
altından ırmaklar akan Cennetler hazırladı. Bunlar Cennetlerde sonsuz olarak
kalacaklardır.) [Tevbe 100]
(Allah, [Eshab-ı kiramın] hepsine de en güzeli [Cenneti] vaad
etmiştir!) [Nisa 95]
([Habibimin Eshabı olan] sizler, insanların iyiliği için ortaya
çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz.) [Âl-i İmran 110]
(Allah’a ve ahiret gününe inanan bir toplumun [Eshab-ı kiramın] babaları,
oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa, Allah’a ve Resûlüne düşman
olanlarla dostluk etmez. İşte onların [Eshab-ı kiramın] kalbine Allah,
iman yazıp katından bir ruh ile onları destekledi. Onları içlerinden ırmaklar
akan Cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı oldu,
onlar da Allah’tan razıdır.) [Mücadele 22]
Resulullah efendimiz de Eshab-ı kiramın hepsinin Cennetlik olduğunu defalarca
bildirmiştir. Birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Beni gören Müslüman [Eshabım], Cehenneme girmez.) [Taberani] (Kur’an-ı
kerimde de eshab-ı kiramın hepsinin Cennetlik olduğu bildirilmektedir. Hadid
10)
(Eshabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız, hidayete kavuşursunuz.)
[Darimi, Beyheki, İbni Adiy, İ. Münavi]
(Eshabım, cin ve insanların hepsinden üstündür.) [Bezzar]
(Allahü teâlâ, beni insanların en asilzadesi olan Kureyş kabilesinden seçti ve
bana onların arasından en iyilerini eshab [arkadaş] olarak ayırdı.
Bunlardan birkaçını bana vezir olarak ve din-i İslamı, insanlara bildirmekte,
yardımcı olarak seçti. Bunlardan bazılarını da Eshar, [zevce, kayınpeder,
kayınvalide, kayınbirader ve baldız gibi kadın tarafından akraba]
olarak ayırdı. Bunlara sövenlere, iftira edenlere, Allahü teâlânın ve bütün
meleklerin ve insanların laneti olsun! Allahü teâlâ, kıyamet günü, bunların
farzlarını ve sünnetlerini kabul etmez.) [Hakim]
(Eshabıma dil uzatmakta Allah’tan korkun! Benden sonra onları kötü emellerinize
alet etmeyin! Onları seven, beni sevdiği için sever. Beni sevmeyen de onları
sevmez. Onları inciten beni incitmiş olur. Beni inciten de Allahü teâlâyı
incitmiş olur. Bunun da cezası gecikmeden verilir.) [Buhari]
(Eshabımın hiçbirine dil uzatmayın! Onlara dil uzatan Allah’a dil uzatmış olur.)
[Buhari]
(Eshabımı kötüleyene Allah lanet etsin.) [Taberani, Beyheki, Hakim]
(Eshabımın ismini işitince, susun, şanlarına yakışmayan söz söylemeyin!) [Taberani]
(Bedir savaşında bulunanları Cennetle müjdele.) [Dare Kutni]
Bu kadar hadis-i şerifi ve âyet-i kerimeyi görmeyip de, tevil gerektiren bir
hadis-i şerifi bahane ederek Eshab-ı kiramı suçlamak Müslüman olan hiç kimseye
yakışmaz. Sualdeki o hadis-i şerif, Müslüman görünen münafık ve zındıkları
bildiriyor. Dinimiz zahire göre hükmeder. Bir kişi ben Müslümanım derse o
Müslüman kabul edilir. Resulullahın (Bunlar eshabımdı) buyurması bundan
dolayıdır.
Diğer yandan, gaybı Allah’tan başkası bilmez. Allahü teâlâ bildirmedikçe,
Resulullah onların içinde münafık, zındık olduklarını elbette bilemez. Ancak
bildirdiklerini bilir. Eshab-ı kiramın tamamının Cennetlik olduğunu bildirmiştir.
Eshab arasında bulunan sahabi sanılan birkaç kimsenin Resulullah zamanında
mürted olduğu, hadis-i şerifle bildirildi. Bunlar Eshablık şerefine dahil
değildir. Bunlar, Beni Hanif ve Beni Sakif gibi kabilelerden elçi olarak gelip,
Müslüman olduklarını söyleyip gidenlerden idi.
Deve ve Sıffin savaşlarında Hazret-i Ali’nin yanında bulunup, sonra harici olan
Harkus bin Zübeyr de onlardandır. Salih işler yapan ve kâfirlerle cihad eden
Eshabın hepsinin imanla vefat ettiklerinde, Ehl-i sünnet âlimleri sözbirliğine
varmıştır.
Deve ve Sıffin olaylarında her iki tarafta bulunan Sahabiler, hep böyle idi. İki
gruptan hiç biri diğerine kâfir demedi. Hazret-i Ali, (Onlar bizim
kardeşlerimiz) buyurdu.
İbni Hacer-i Mekki hazretleri buyuruyor ki:
Eshab-ı kiramın hepsini adil, salih, evliya, âlim, müctehid bilmek her Müslümana
lazımdır. Kur'an-ı kerimde, (Allah onlardan razı, onlar da Allah’tan razıdır)
buyuruluyor. Onlardan birini kötülemek, bu âyete inanmamak olur. (Savaık-ul
muhrika)
Allahü teâlâ, Eshab-ı kiramdan razı olduğunu bildiriyor. Allah’ın sıfatları
sonsuzdur. Onlardan razı olması sonsuzdur. Allahü teâlânın bunlardan razı olması
değişmez. Sonradan mürted olacak, kâfir olacak kimseden Allahü teâlâ razı olmaz.
Bu bakımdan Allahü teâlânın razı olduğu Eshabdan hiçbiri mürted, münafık olmaz.
Münafıklar, Eshabdan değildir. Münafıklardan birkaçının, imansızlıklarını
açıklamaları, Eshab-ı kiramın sonradan mürted olması demek değildir. Salebe de
münafık iken, Müslüman görünmüş, namaz kılmıştır. Sonradan zekatı inkâr edince
münafıklığı meydana çıktı. Daha önce Müslüman göründüğü için kendisine (sahabi
iken mürted oldu) denilmiştir. Yoksa aşağıdaki âyette bildirildiği gibi, hakiki
imana kavuşan, asla mürted olmaz.
Senaullah-i Dehlevi hazretleri buyuruyor ki:
Tasavvufta Fena makamına kavuşan, elbette imanla ölür. Bekara suresinin
(Allah, imanınızı zayi etmez) mealindeki 143. âyeti ve (Allahü teâlâ,
[Fena makamına kavuşan evliya] kulların imanlarını geri almaz) hadisi,
hakiki imanın geri alınmayacağını göstermektedir. (İrşad-üd-talibin)
Evliyanın bile imanı gitmez, yani mürted olmazken, evliyadan daha yüksek olan
sahabi asla mürted olmaz. Allahü teâlâ onları mürted etmez. Allahü teâlâ,
Onlardan razıyım, onlara Cenneti söz verdim buyurdu. Allah hiç sözünden
döner mi? Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah asla sözünden dönmez.) [Al-i İmran 9, Zümer 20, Rad 31, Rum 6]
Eshabın hepsi evliya idi
Sual: Eshabın hepsi evliya ve müctehid mi idi?
CEVAP
Evet, Eshab-ı kiramın hepsi derin âlim, birer müctehid idi. Tasavvuf
marifetlerinde de birer derya idiler. Yani hepsi büyük evliya idi. Bu
bilgilerinin hepsini, Resulullahın mübarek cemalini görmekle ve kalblere işleyen,
ruhları çeken sözlerini işitmekle, az zamanda edindiler. Bu, Peygamber
efendimizin mucizelerindendir. Yabancı ülkeye gönderdiği elçiye bir teveccüh
etmekle, o sahabi, o ülkenin lisanını hemen öğrenirdi. Allahü teâlâ Eshabı kiram
için, (Seçilmiş ümmet) tabirini kullandı. Hepsinden razı olduğunu
bildirdi. Hepsini Cennete koyacağına söz verdi.
Müslüman, Müslüman ile savaşır mı?
Sual: Cemel savaşında birbirini öldüren 15 bin Müslüman şehit mi oldu?
CEVAP
Evet, her iki taraf da şehittir. Çünkü, savaşta imanlı ölen her Müslüman
şehittir. İki Müslüman birbiri ile kavga edemez mi, savaşmaz mı? Kur’an-ı
kerimde iki Müslüman ordunun birbiri ile savaşabilecekleri bildirilmiştir. İki
âyet-i kerime meali:
(Müminlerden iki fırka birbiriyle dövüşürse, aralarını bulun.) [Hücurat
9]
(Elbette müminler kardeştir. Öyleyse [ayrılığa düştükleri zaman]
kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki, rahmete eresiniz.)
[Hücurat 9-10]
Eshab-ı kiram Evliyadan üstündür
Sual: Eshab-ı kiram, sonra gelen bütün evliya zatlardan üstün müdür?
CEVAP
Evet, hiçbir Müslüman, hiçbir Veli, Eshab-ı kiramın derecesine ulaşamaz.
Eshab-ı kiramın hepsi âlim ve adil idi. İnsanların efendisinin sohbetinde,
hizmetinde bulunmuşlar ve Ona yardımcı olmuşlardır. En az sohbette bulunanı bile,
en yüksek Veliden daha yüksektir. Allahü teâlânın Habibinin bir sohbetinde, bir
teveccühünde hâsıl olan haller, o mübarek nefesleri ve nazarları tesiri ile
zuhur eden kemaller, o huzura, o yakınlık saadetine kavuşamayanlara nasip
olmamıştır. Eshab-ı kiramın hepsi, daha ilk sohbette, nefislerine uymaktan
kurtulmuşlardır. (İslam Ahlakı)