Şemseddin-i Sivasi'nin Menakıh-i İmam-ı a’zam isimli eserinde şöyle yazılıdır:
İmam-ı a’zamın babası Sabit (rahmetullahi aleyh) küçük yaştan beri ahlakı temiz,
takva ve vera sahibi idi. Yüzü gayet nurlu olup zühdü, salahı ve ilmi pek çok
idi.
Bir gün bir dere kenarında abdest alıyordu. Suda bir elma gördü. Abdestten sonra
suda çürüyüp gidecek olan bu elmayı alıp yedi. Fakat tükrüğünde kan gördü.
Şimdiye kadar böyle bir hâl görmediği için tükrükteki kanın bu elmadan ileri
geldiğini tahmin etti. Yediğine pişman oldu. Elmanın sahibini bulup helalleşmek
için dere boyunca gitti. Nihayet yediği elmaya benzeyen bir meyve bahçesi gördü.
Sahibini sordu. Bu zatın gayet cömert ve ihsan sahibi olduğunu, hatta ağaçta
bulunan bütün elmaları toplayıp götürülse yine bir şey demeyeceğini, bir elmanın
ne ehemmiyeti olacağını söylediler. Buna rağmen elmanın sahibini buldu, meseleyi
anlattı, ya parasını almasını veya helal etmesini istedi.
Bahçe sahibi gencin bu halini görünce takva ve verasının doğru olup olmadığını
öğrenmek için şöyle dedi:
- Yediğin elmam için ne vereceksin?
- Altın gümüş neyim olsa veririm.
- Ben altın gümüş istemem ama, eğer kıyamette senden davacı olmamı istemezsen
bir teklifim var, onu kabul etmen gerekir.
- Teklifin nedir?
- Yapacaksan söyliyeyim...
- İslamiyete uygunsa yapabilirim.
- Kör, sağır, dilsiz ve kötürüm bir kızım var, bununla evlenmeye razı olursan o
zaman elmayı sana helal edebilirim.
Sabit hazretleri ahirete kul hakkıyla gitmemek için bu teklifi kabul etti. Düğün
hazırlığı yapıldı. Sabit hazretlerinin ilk gece odaya girmesiyle çıkması bir
oldu. Hemen kayınpederine koşup, (Efendim, bir yanlışlık var galiba, içeride
sizin bahsettiğiniz vasıflarda bir kız yok, tam tersi!) Kayınpederi tebessüm
ederek, (Evladım o benim kızımdır, senin de helalindir. Ben sana kör dediysem, o
hiç haram görmemiştir. Sağır dediysem, o hiç haram duymamıştır. Dilsiz dediysem,
o hiç haram konuşmamıştır. Kötürüm dediysem, o hiç harama gitmemiştir. Var git
helalinin yanına, Allahü teâlâ mübarek ve mesut etsin.)
İşte bu evlilikten, yani böyle ana babadan imam-ı a’zam Ebu Hanife hazretleri
dünyaya geldi.