Somuncu baba, bir talebesine, bir teneke buğday verip, bunun yarısını kendin
için, yarısını da benim için bir tarlanın yarısına ek der. Talebe eker.
Ekinlerin yetiştiği mevsimde, tarlaya giderler, talebenin olan kısımdaki ekinler
gayet iyi yetişmiş, Somuncu babanınki ise gelişmemişti. Talebeye gelişen
mahsulün kimin olduğunu sorar. Talebe de utancından (Sizin) der. Somuncu baba, (Biz
ahiretimiz için çalışıyorduk. Acaba hangi günahımızdan dolayı dünyamız mamur
olmaya başladı da bu ekinler böyle yetişti?) der.
Talebe, gerçeği söyleyerek hocasının üzüntüsünü giderir.