Mısır ve Filistin’i kolaylıkla zapteden Napolyon, Akka Kalesi’nin de bir-iki
gün içinde düşeceğini hayal etmiş ve Cezzar Ahmed Paşa’ya şu mektubu yazmıştı:
“İşte kalenin duvarları önüne geldim. Bir ihtiyarın geri kalmış birkaç günlük
ömrünü almak bana bir şey kazandırmaz. Seninle savaşmak istemiyorum. Benimle
dost ol ve kaleyi teslim et!”
Cezzar Ahmed Paşa’nın bu mektuba verdiği cevap şudur:
“Allah’a hamd olsun gücümüz yetiyor, elimiz silah tutuyor. Geri kalmış birkaç
günlük ömrümüzü de cenklerde geçiririz!”
Ünlü Fransız generali, Paşa’nın bu cevabını okuyunca etrafındakilere der ki:
“Anlaşıldı, bu ihtiyar bizim birkaç günümüzü heba edecek ama merak etmeyin,
iki gün sonra şehrin ortasındayız.”
Napolyon’un Akka muhasarası tam 64 gün devam eder. Her gün biraz daha artan
baskı hiçbir netice vermez, Fransızların her hücumu püskürtülür ve ağır kayıplar
verdirilir. Yenilmez unvanı taşıyan Napolyon, kaledekilerin akıllara durgunluk
veren kahramanlığı karşısında şaşırıp kalmıştır. Yüksek rütbeli bir subayını
kaleye gönderir ve direnmenin netice vermeyeceğini, şehir teslim edilirse
Paşa’nın ordusu ve ağırlıklarıyla beraber istediği yere gitmesine -güya- müsaade
edeceğini bildirir. Ama Cezzar Ahmed Paşa’dan aldığı cevap şudur:
“Devlet bizi bu kaleyi teslim etmek için vezir yapmadı. Ben Cezzar Ahmed
Paşa, şehidlik mertebesine ulaşmadan bir karış toprak vermem!..”
Paşanın bu cevabı Napolyon’u çileden çıkarır. Yaptığı yeni planlarla topçular
gece gündüz Akka kalesini dövdü. Ne var ki açılan gediklerden şehre girebilenler
Osmanlı süngüsü ile yok edilirler.
Bu müthiş hezimetle “Kader beni bir ihtiyarın oyuncağı yaptı” diye avaz
avaz haykıran yenilmez unvanlı Napolyon, ordusunun yarısını kaybeder ve nihayet
21 Mayıs’ta çekilmeye karar verir ve ağırlıklarını kumlara gömüp, Kahire’ye geri
döner. Orada da işleri umduğu gibi gitmeyen Napolyon 25 Temmuz 1799’da iki
gemiyle gizlice Mısır’dan kaçarken, ordusunu Mısır’da bırakmış bir başkomutan
olarak hayatının en büyük dersini Osmanlı’dan almıştır. Tarih, Napolyon’un şu
sözünü kaydeder:
“Akka’da durdurulmasaydım, bütün Doğu’yu ele geçirecektim!”