Bir talebe; âlim ve faziletli bir zat olan hocasını çok severmiş. Sohbetinde
bulunmaya can atıyormuş. Hocasına durumu bildirirler. Hocası da, (Madem bizi
seviyor, buraya gelmesine lüzum yok, biz onun evine gideriz. Bu gece, inşallah,
geç de olsa muhakkak geleceğim. Beni beklesin) der. Talebe, (Hocamız, biraz
geç geleceğine göre, bu arada biraz da uyumuş olurum) der ve saatin zilini
kurarak yatar.
Ama hocası, çok geçmeden çıkagelir. Çok sevdiğini söyleyen talebesini uyur hâlde
bulur. Hocası, saatin zilini iptal eder. Cebine de, biraz leblebi, üzüm gibi
kuru yemiş koyarak gider. Talebe uyanınca, çok üzülür, yaptığı hataya pişman
olur, uyuyarak beklenilmeyeceğini, sevenin gözüne uyku girmeyeceğini anlar,
ondan sonra ömrü boyunca, uyanık kalmaya gayret eder. Hocası da, bir gece gelir,
talebe de muradına erer.